Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Düşünce

Günümüz Dünyasında Kutsal Kitap

Transseksüel

Yayın Tarihi: 08.04.2019

Son zamanlarda Batı dünyasında transseksüellik konusu hükümet, medya ve hatta kilisede daha da konuşulur olmuştur. James Anderson bunu çok iyi ifade eder: “Bu meseleyle ilgili insanlık tarihinde gelinen son nokta, transseksüelliği yaşamın her alanına yerleştirme, normalleştirmedir; sadece popüler kültürün (medyanın, Hollywood’un vs.) sağladığı güçle değil, hükümet yetkilerini artan ölçüde kullanarak da.”1 Cinsiyeti değiştirme yalnızca Batı'da görülmez, Müslüman ülkelerde de görülür. Tayland başta olmak üzere dünyada en çok cinsiyet değiştirme ameliyatının İran’da yapıldığı iddia edilmiştir.2

Transseksüelliği destekleyen birçokları için cinsiyet, bireyin kimliği konusunda kilit önem taşır. Biyolojik cinsiyet dahil kimliğin diğer tüm niteliklerinden üstün olmalıdır ve transseksüel kişide ileride zihinsel stres yaratma korkusundan ötürü başkaları tarafından da kabul edilmelidir. Bazıları transseksüel bireyi doğası gereği belirlenmiş bir konuma hapsedilmiş olarak görür; kimileri de transseksüelliği kültürel, sosyal bir geçmiş içinde bir tercih olarak görür. 

Transseksüel, cinsel kimliğini biyolojik cinsiyetinden farklı bir cinsel kimlikle deneyimleyen ve bu yönde ifade eden bireyi tanımlar.

Transseksüellik yakın zamanda Amerika’da Evangelical Theological Society (Müjdesel Teoloji Topluluğu) toplantısında tartışıldı.3 Bu toplantıda kilisenin bu konudaki geleneksel yaklaşımına meydan okundu. (Meydan okuyan kişi sonradan görüşünü daha da açıkladı; görüşünün hâlâ kabul gören inanç çerçevesinde olduğunu iddia etti.) Görüş ve değerlerin değişmekte olduğu bu zamanda konuyla ilgili Kutsal Kitap’a dayalı bir anlayışa sahip olmak önemlidir.

Transseksüel, cinsel kimliğini biyolojik cinsiyetinden farklı bir cinsel kimlikle deneyimleyen ve bu yönde ifade eden bireyi tanımlar. Eski Antlaşma yasasında karşı cinsin giysilerini giymek gibi bazı doğal yan konulara değinilse de Kutsal Kitap bu konuyu doğrudan ele almaz. Bu nedenle, burada konuyla ilgili görüşleri teolojik ve önderlik bakış açılarından yola çıkarak ele alıyoruz.

İnsan Tanrı tarafından yaratıldı ve Tanrı’yı O’nun benzeyişi olarak temsil eder (Yar. 1:26-27; Mez. 8:5-7). Transseksüel bireyler dahil, herkese, Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış bireyler olarak itibar edilmelidir. Tanrı’nın dünyaya gösterdiği sevgi herkese eşit gösterilmelidir.   

Tanrı insanlığın yaratılışını çift olarak anlatır: erkek ve dişi (Yar. 1:26-27 ve 5:1-2). İsa da hemfikirdir (Mat. 19:4-5). Biyolojik cinsiyet, erkek veya kadın (Yar. 1), evlilikte koca veya karı olarak cinsiyet tanımlamasına ve rollerine yol açar (Yar. 2:24). Sıralanan veya tartışılan ya da ima edilen başka cinsel tanım yoktur. Cinsellik duygusal ve psikolojik etmenlere sahiptir, fakat temel olarak biyolojik bir olaydır. Bir insanın cinsiyetini “seçme” hakkına sahip olduğunu hissetmesi aslında bir başkaldırı duruşudur. Bizler, yaratılmış varlıklar olarak, Tanrı’nın yaratılışını yeniden düzenleme hakkına sahip değiliz. Tanrı’nın bizi erkek veya kadın olarak yaratma seçimini değiştirme hakkına sahip değiliz. Tanrı Yaratıcı olduğundan ötürü, yaratılışla ilgili her şey üzerinde nihai yetkiye sahiptir. Yaratılışı yarattığı haliyle iyi olarak ilan etmesi (Yar. 1:31), yaratılışın O’nun amacıyla ve karakteriyle örtüştüğü anlamına gelir. Tanrı’nın bizi cinsiyetli varlıklar olarak yaratması O’nun hakkıdır ve bizle ilgili gerçeği O belirler.     

Kutsal Yazılar’daki cinsel ilişki ve cinselliğin ifadesi, bir erkek ile bir kadın arasındaki evlilik ilişkisiyle sınırlıdır (Yar. 2:24-25; Ezg. 4:16-5:1). Cinsel ifadenin diğer her türlüsü Kutsal Yazılar’da yasaklanmıştır, kadın erkek ilişkisi dışında yaşanan cinsel ilişki dahil (Lev. 18:22-30). Tanrı, bedenlerimize günahtan uzak ve O’na adanmış iyi planının bir parçası olarak bu sınırları koyar (1Se. 4:1-8; 1Ko. 6:12-20; Özd. 7). Eylemler, sözler ve düşünceler bile cinsel günah lekesinden arınmış olmalıdır (Mat. 5:27-30).

Cinsiyetinize yaraşır giyinmek Kutsal Kitap’a dayalı bir beklentidir (Yas. 22:5). Kültür bir erkeğe veya bir kadına hangi giysinin uygun olduğunu belirlemede önemli bir rol oynar, ancak esas konu Tanrı’nın sizi yaratmış olduğu cinsiyeti onurlandırarak buna uygun yaşamaktır.

Günah, Tanrı’nın insandaki benzeyişini bozmuştur; buna cinsiyet ve bunun ifade yolu dahil. Bu dünyada hiç kimse cinsel olarak pak değildir. Herkes cinsel açıdan günahkârdır. Bu düşünce transseksüel insanlara yardım etmede yönlendirici bir ilke olmalıdır.

Günah, Tanrı’nın insandaki benzeyişini bozmuştur; buna cinsiyet ve bunun ifade yolu dahil.

Müjde herkes için kurtuluş yoludur. Kurtuluş için Mesih’e güvenenler, itaat etmeleri için yeni güdüler ve yeni güçle yeni bir yaratılış haline gelir (2Ko. 5:17; Flp. 2:12-13; 2Pe. 1:3-11). Bu, tüm cinsel arzuların veya duyguların mükemmel ve kusursuz olacağı anlamına gelmez; günahkâr bir dünyada cinsel arena bir savaştır. 

Mesih’teki imanlılar olarak, Tanrı’yı Tanrı’nın tapınağı olan bedenimizle onurlandırmalıyız (1Ko. 6:19-20). Buna ve yukarıda bahsedilen yaratılış gerçeklerine uyarak, imanlı sahip olduğu bedenden başka bir bedene göz dikmemelidir (imrenmemelidir). Ya da kendini kendi bedeni ve amacıyla ilgili kandırmamalıdır. Bedenlerimiz dirilişte yeniden dirileceği için ve Mesih’in üyeleri olduğu için, Tanrı’nın bize vermiş olduğu bedeni zarar gelmesin diye korumalıyız (1Ko. 6:12-15).

Transseksüellikle ilgili iddialar karmaşıktır ama şu konuda geniş ölçüde fikir birliği söz konusudur: Cinsiyet hoşnutsuzluğunun nedenleri (bireyin biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliği arasında uyumsuzluk yaşaması) hâlâ açık değildir.4 Cinsiyet çatışması yaşayan çoğu kişi ergenlik öncesi çağdadır ve ergenliğe girdiklerinde bunun azaldığını görürler.5 Transseksüellik ameliyatları önemli bir tehlike taşımaktadır.6

Cinsel hoşnutsuzluk ve acısı gerçektir ve problem de gerçektir. Cinsiyet değiştiren kişilerin kaygı, depresyon ve madde bağımlılığı gibi zihinsel stres kaynağı oluşturacak sorunlar yaşama riskleri yüksektir.7 Ama çözüm ne kişinin kendisini kandırmasında ne de biyolojik cinsiyetini inkâr etmesinde yatar. Bir kişinin biyolojik cinsiyetini gözden çıkarması veya “geçiş” yapması da aynı şekilde yanıt değildir.

Cinsel hoşnutsuzluk yaşayan imanlılara yardım etmek için onları cinsel arzularıyla diğer tüm imanlıların cinsel arzularıyla başa çıktığı gibi başa çıkmaya teşvik ederiz: cinsel dürtülere karşı koyma, Tanrı’dan güç isteme ve bekleme. Bu sıkıntıları yaşayan imanlıların yaşamlarını sosyal ve duygusal boyutlarını yönetmelerine yardımcı olmak için cinselliğin kişiliğin yalnızca bir parçası olduğunu ve kişinin kim olduğunu belirlemesine hakim olmadığını açıklığa kavuşturabiliriz. Tanrı’yla ilişkileri kimliklerinin en önemli boyutudur. Kilit bir nokta: Bu hususlar herkes için geçerlidir.  

Dünya çapında kilisenin cinsel fonksiyon bozukluğu (herhangi bir organın anormal çalışması) konusunu ele almamış olduğunu kabul etmeliyiz. Bireyin yararına olacak biçimde Tanrı’nın gerçeğiyle dengeli, sevgi dolu bir yüreğe sahip olmak üzere gelişmeliyiz. Ne etkilenenlerin acısını artırmalı ne de nihai olarak yıkıcı olan günaha izin vermeliyiz. 

  • Telif Hakları © 2019
  • Ken Wiest
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 54 (Nisan - Haziran 2019), s. 4–6.