Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Makaleler

Makaleler

Tarih

Luther, Zwingli ve Calvin’in Sakrament Anlayışı

Zwingli ve Luther arasındaki ilişki, Rab’bin Sofrası ve birbirlerine yazdıkları polemik yazıları ile meşhurdur. Anlaşmazlık, Komünyon metinlerini temelde farklı şekillerde yorumladıkları için; Tanrı Sözü’nün anlaşılması, maddi dünyanın nesneleriyle ilişkisi, Mesih’in kişiliği ve varlığı, kilise gibi pek çok konuda temel teolojik yorum alternatifleri nedeniyle ortaya çıkmıştı. Zwingli ile Luther’in (uzlaşmaz) teolojik yaklaşımları Rab’bin Sofrası tartışmasına da yansımıştır. Bugünkü konumuz “Sakramentler konusunda Reformcu ve Lutherci anlayış” olacaktır. Bu konuyu ele almak üzere kısaca tarihsel bir genel bakış sunacağım ve ardından farklı Sakrament anlayışına baktıktan sonra Rab’bin Sofrası’nı örnek alarak farklı Tanrı anlayışlarını ele alacağım. Çünkü Tanrı’nın farklı anlayışlarının zirveye ulaştığı yer burasıdır.   

Konular:

Hizmet

Önderlerin Büyüme Döngüsü

Etkili bir Hristiyan önderin şu iki şeye ikna olmuş durumda olacağına inanıyorum: Rab bana sürekli bir şeyler öğretmek ister. Suçsuz olmak ile hatasız olmak farklı şeylerdir. Bu olguların etkili bir önderin öğrenme döngüsünde nasıl işlediğini öğrenmek için makalenin devamını okuyun.

Konular: Kilise’de Hizmet, Ruhsal Yaşam

Kitap

Matta’nın İsa Öyküsünde Egemenliği Iskalamak

İsa öğrencisi olmanın –başkalarını İsa’nın öğrencileri olarak yetiştirmenin de– hayati bir zorluğu vardır: Tanrı’nın egemenliğini yanlış algılamaya eğilimliyiz. Bu sorun Matta’nın anlattığı İsa öyküsünün temelinde yatar. Bu makale dizisinde Matta’nın işlediği bu ruhsal algı bozukluğumuz ve Tanrı’nın Egemenliği’ni ıskalama eğilimimize bakmak istiyorum. Bu konuyla alakalı olarak dört soruya bakacağım: (1) Matta’ya göre, Tanrı’nın egemenliğini doğru algılamakta neden güçlük çekeriz? (2) Matta, Onikiler’in tasviriyle hangi eğitici amaçları gütmektedir?

Konular: Hristiyan İlahiyatı, Kilise’de Hizmet, Ruhsal Yaşam, Yeni Antlaşma, Yorum Bilimi

Li-derkenar

İsa Nasıl Konuştu?

İsa nasıl konuştu? Celile’deki bütün kent ve köyleri dolaştı, bütün hastaları iyileştirdi. Müjde’yi duyurdu, ders verdi. İsa’nın gittiği her yerde de yanında bir kalabalık oluşurdu. O kalabalık içinde olup konuşmasını dinleseydik, ne duyardık? Mükemmel insan mükemmel konuşur. İsa konuşurken, insanlar dinlemeye doyamıyordu. Nitekim bir sefer kalabalık, tenhâ bir yerde üç gün süreyle dağılmadan O’nu dinlemiş, yiyeceksiz kalmıştı. İsa’nın konuşması insanları cezbederdi.

Konular: Kilise Tarihi, Yeni Antlaşma, Yorum Bilimi

Kitap

Ödüller: Görmezden Gelinen Bir Doktrin

Her insanın motivasyonları onu harekete geçirir.  İnsanı etkileyen motivasyonlar iyi ya da kötü olabilir.  Mesela bir insan başkasının gözünde sırf saygı kazanmak için ona yardım edebilir ya da o insanı sevdiği için ona yardım edebilir. Kutsal Kitap’a göre motivasyonlarımızın temelinin gerçek ve sağlam olması gerek. Şeytan’dan, dünyadan ve benlikten kalma motivasyonlardan vazgeçip Kutsal Kitap’ta açıklanan motivasyonları seçmeliyiz ve önemsemeliyiz; imanlının olgunlaşması için bu gerekli ve ciddi bir tövbe konusudur.

Konular: Ruhsal Yaşam, Yeni Antlaşma

Tarih

Basileos ve Kapadokyalılar: “Tek amacımız ve hırsımız erdemdi”

“Bir beden can olmadan da nasıl yaşayamaz, sen olmadan ben de yaşayamam, Basileos, Mesih’in sevgili hizmetkârı,” Nyssa’lı Gregorios (İ.S. 329–389) arkadaşı Büyük Basileos (İ.S. 330–379) için yazdığı bir kitabede bu sözlerle yas tuttu. Normalde yetenekli bir belagat şairi olan Gregorios, anma ve ümitsizlik arasında gidip gelerek söyleyecek söz bulamıyordu. Yetişkinliklerinin ilk yıllarında, içinde ortak oldukları sevincin yanı sıra, saf dürüstlük, gücenme, şefkat, cesaretlendirme, ihanet, sadık sevgi ve yürek burkan kayıplar da yaşayarak kurdukları arkadaşlıkları macera dolu altmış yıldan fazla sürmüştü.

Konular: Kilise Tarihi

Tarih

Yeni Katılanlara İmanı Öğretmek

Kilisenize yeni katılmaya başlayanlara Hristiyanlık inancının temel öğretilerini öğretmek için bir müfredat bulunmakta mıdır? Dahası, bu tarz bir eğitim için yeni gelenlerle ilgilenirken sorulan sorulara cevap vermekte zorlandığınızı veya bildiğiniz halde dilinizin dönmediğini ve soruları yanıtlayamadığınızı düşündüğünüz zamanlar olmuş mudur? De Catechizandis Ridibus (Yeni Katılanlara İmanı Öğretmek) üstteki iki soru hakkında kilisede hizmet edenler için eşsiz bir eserdir. Bu makalede bu eserin içerikleri özetlenmektedir.

Konular: Kilise Tarihi, Ruhsal Yaşam

Tarih

Nüfus Sayımı ve İsa’nın Doğumu Meselesi Üzerine Bir İnceleme

İsa’nın doğduğu çağda Akdeniz dünyası büyük ve önemli bir değişim sürecindeydi. Büyük İskender’in ardılları tarihe karışmış, toprakları Romalılar ve Partlar arasında bölünmüştü. Roma, Avgustus liderliğinde cumhuriyetten imparatorluğa geçmişti. Akdeniz havzasında sadece Roma hakimdi. Bölgede bu iki büyük devlet arasında mücadele vardı. Akdeniz’e, Mısır’a hâkim olmak isteyen Partlar ağır bir yenilgi almıştı. Hirodes’in krallığı stratejik öneme sahipti. Bu bölge bir yandan Roma ve Partlar arasında tampon bölge iken bir yandan da Partlar’la ittifak halinde olan Nebatiler’in saldırısı altındaydı. Avgustus için önemli iki cephe vardı: Germenler’in olduğu Tuna cephesi ile Partlar’ın olduğu Fırat cephesi. Bu yüzden bu iki cephe arasında bir yol ağı kuruldu Bitinya’da; Nicomedia’dan geçip Ancyra (Ankara), Caesarea (Kayseri) ve Tarsus üzerinden Anadolu’yu baştanbaşa geçerek Suriye’ye ulaşıyordu. Roma orduları Doğu’da daha fazla etkin olmaya başladı. Bütün bu olayların yanı sıra, Beytlehem’de gerçekleşecek İsa’nın doğumu, insanlığın talihini değiştirecekti.

Konular: İnanç Savunması, Kilise Tarihi, Yeni Antlaşma

Düşünce

İyi Felsefe Yapmak

Felsefenin üzerinde uzlaşılaşılan bir tanımını bulmak güç ve bağlamına göre çeşitli felsefe tanımları görmek mümkündür. Felsefe, Antik Yunanca philosophia sözcüğünden gelir ve birebir anlamıyla, “hikmet sevgisi” demektir. Elbette bu haliyle oldukça geniş bir kümeyi kapsar; bu nedenle çeşitli ayrımlara yer vermek iyi bir başlangıç olabilir. Örneğin, Francis Schaeffer felsefe sözcüğünün iki kullanımına dikkat çeker. Ona göre felsefe “ilk anlamıyla, akademik bir konu, bir bilim dalıdır.” Felsefe dendiğinde insanların aklına gelen çoğunlukla, akademik bir uğraşı olan bu anlamıdır. Bununla birlikte felsefenin diğer anlamı daha geniş bir kitleyi kapsar. Bu ikinci anlamı dünya görüşüdür. Felsefe ilk anlamıyla oldukça sınırlı bir grubu imlerken bu ikinci anlamıyla herkesi içerisine alır ve düşünce sistemlerine göndermede bulunur. Ancak ikinci anlam konusunda bir ayrım daha yapmak yerinde olur. Şöyle ki kişi doğrudan, pasif bir şekilde bir dünya görüşüne sahip olmuş da olabilir, belirli bir eleştirel ve derin düşünme faaliyeti sonrasında da. Her iki anlamı da felsefenin insan için kaçınılmaz bir şey (bir uğraşı) olduğunu göstermektedir.

Konular: Dünya Görüşü, İnanç Savunması, Ruhsal Yaşam

Li-derkenar

Kişisel Kaosa Karşı Bir Sabah Duası

Edith Schaeffer, “Hristiyanlar uğradıkları hayal kırıklıklarını paylaşarak birbirini teşvik etmeliler” demiştir. Bu sözü severim. Neden? Çünkü böyle samimiyet bizde gerçekçi kutsallık geliştirir. İnsan olmak, zorlanmak demektir. Hristiyanlar bu durumdan muaf değiller. Rab İsa, “Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” diyor bize (Yu. 16:33). Rab’de her zaman sevinmeliyiz, doğru. Ama kaygısızlık maskesi takarsak, bu ne kardeşleri geliştirir, ne Rab’bi yüceltir. Usta, herhalde, “Usta olmak kolay” demez. Olgun imanlı, “İsa’yı izlemek kolay” da dememeli.

Konular: Ruhsal Yaşam