Bağımlılık: Bu kelime özdenetim eksikliği, uyuşturucu veya alkol, sigara veya pornografi gibi yıkıcı bir şeye kölelik anlamına gelir. Peki bir kişi hayata olumlu etkileri olan eylemlere bağımlı olabilir mi?
Bu kısa makalede sosyal medyanın kişisel hayatımızdaki etkileri değerlendirilmeye çalışılacaktır. Belirli bir sosyal medya platformunu ya da cep telefonu kullanımını hedef almayacağım. Amacım, modern yaşamın bu önemli parçası ile tanrısal yollarla etkileşim kurmamıza yardımcı olabilecek daha geniş kategorileri ve ilkeleri incelemektir.
Bir imanlı interneti kullanarak meşru paydaşlık işlevlerini yerine getirebilir.
Sosyal Medyanın Olumlu Yönleri
Kutsal Kitap’a uygun bir değerlendirme yapmak için bir etkinin olumlu yönlerinden de bahsetmek gerekir.
İletişim ve temas: Başkalarıyla iletişim, sosyal medyanın en belirgin olumlu yönüdür. Bir imanlı interneti kullanarak meşru paydaşlık işlevlerini yerine getirebilir. Bunlar arasında kardeşlerle iletişim halinde olmak, dua ihtiyaçlarını öğrenmek ve acı çekenlere cesaret mesajları göndermek sayılabilir.
Öğrenme: Sosyal medya seminerler, web seminerleri ve akademik makaleler hakkında bilgi verir. YouTube videoları ve daha fazlası, insanların evlerinden çıkma çabası ve maliyeti olmadan ileri düzeyde bile öğrenim fırsatları sağlar.
Öğretim ve hizmet: Kiliseler ve hizmetler, topluma erişimi ve etkiyi artırmak amacıyla hem öğrenci yetiştirmede hem de müjdelemede videolar ve yazılı materyaller kullanabilir.
Dua ve ibadet: Bu şaşırtıcı olabilir. Ama evet, savaş halindeki bölgelerle ve zor durumdaki halklarla ilgili haberler ve bilgiler bizi dua hizmetine yönlendirir. İnsanların çektiği acıları öğrendikçe, Tanrı’nın merhametinin dökülmesi için yalvarmaya motive oluruz. Doğanın ihtişamını gözler önüne seren fotoğraflar, bizi yaratıcı olarak Tanrı’yı övmeye sevk edebilir. Kiliselerle ilgili güncel gelişmeler, Tanrı’nın dünyada etkin olduğunu, lütufkar kurtuluş elinin daha fazla insanı kutsadığını görmemize, dolayısıyla bunlar için O’na şükretmemize yol açabilir. 1. Selanikliler 5:16-18, her zaman dua etmemiz, sevinmemiz ve şükretmemiz gerektiğini söyler; doğru kullanıldığında sosyal medya bunu yapmamıza yardımcı olabilir.
Sosyal medyanın faydaları, Hristiyanların sosyal medyayı kullanması için güçlü bir argümandır. Önemli olan şudur: Sosyal medyayı Tanrı odaklı bir şekilde mi, yoksa günah odaklı bir şekilde mi kullanıyoruz? Bu da bizi sosyal medyanın zararlı yönleri hakkında düşünmeye sevk eder.
Sosyal medyayı Tanrı odaklı bir şekilde mi, yoksa günah odaklı bir şekilde mi kullanıyoruz?
Sosyal Medyanın Olumsuzlukları
Günah işleme olasılığı sağlaması. En bariz sorun, sosyal medya ve internetin bize hem zaman hem de derece açısından sınırsız erişim ve günah işleme yolu açmasıdır. Pornografi izlemek ve şiddetten zevk almak bariz örneklerdir, ancak çok daha fazlası vardır. Etkili içerik üreticileri bizi durmaksızın ürün satın almaya teşvik ederek putperestliği ve açgözlülüğü artırmaktadır. Sosyal medya günahlarımızı gizli sürdürmemize olanak sağlar. Sosyal medya kullanımı dışa kapalı ve kişiye özel olduğu için, başkalarının öğrenmesinden duyulan korku ve utanç azalır, zamanla günahın yıkımına karşı duyarsızlaşırız. Romalılar 6:12,13; 13:14 ve 1. Korintliler 6:18-20, bize sosyal medya da dahil olmak üzere günaha götüren tüm yolların ortadan kaldırılması, bunlardan kaçılması gerektiğini hatırlatır. Hiçbir olanağın bizi günaha sürüklemesine fırsat yaratmasına izin vermemeliyiz.
Zayıf kahyalık. Sahip olduğumuz her şey Tanrı’nın bize bir emanetidir: zamanımız, fırsatlarımız, ailelerimiz ve ruhsal armağanlarımız… Sosyal medyanın aşırı kullanımı bizden çok şey çalıyor. Zamanımızı ve düşüncelerimizi doğru bir şekilde yönetemiyoruz. Kontrolü bırakıyoruz ve nasıl yaşadığımıza titizlikle özen gösterme becerimiz azalıyor (bkz. Ef. 5:15; krş. Ef. 4:22-24). Düşüncelerimizi Mesih’te yenilemek yerine, zihnimizi, algımızı ve değerlerimizi yönlendirmeyi sosyal medyanın eline teslim ediyoruz. Kendimizi maruz bıraktığımız bu içerikler, düşünce hayatımızı, dolayısıyla yaşam şeklimizi etkiliyor. Sosyal medya, Kutsal Kitap ya da vaazlar gibi ruhsal kaynaklar kadar bizi “biçimlendirme” gücüne sahiptir (kavram için Gal. 4:19’a bakın). Sosyal medya çok yaygın ve kolay erişilebilir ve tekrarlanabilir olduğundan, bu biçimlendirme etkisi zaman içinde daha da derinleşiyor. Yukarıda bahsedilen duyarsızlaştırma, Tanrı’nın çocukları olarak bizim için neyin en iyisi olduğu konusunda bizi aldanmaya sürüklüyor. Romalılar 12:1,2 dünyanın bizi şekillendirmesine izin vermememiz gerektiğini, Tanrı’nın bizim için isteğinin, “uygun kurbanlar” olmak üzere bizi şekillendirmek olduğunu söyler. 2. Korintliler 10:4,5 ayetleri, zihinlerimizin bir savaş ortamında olduğunu ve yıkılması ya da esir alınması gereken bazı düşünceler olduğunu söyler. Sosyal medya, objektif ve tarafsız değildir, bizde tanrısal gerçekler bağımsız yanlış türde fikirler üretme ve bizi bu fikirlere alıştırıp tutsak etme eğilimindedir!
İlişkilere duyarsızlaştırma. Ekran etkileşimleri bizi sevgi göstermeye karşı duyarsızlaştırabilir. Karşımızda fiziksel olarak bir insan olmadığında ya da onunla asla karşılaşmadığımızda, gurur, kıskançlık, haset ve öfke tepkileri sergilemek daha kolaydır. Bunu yüzlerine söylemediğim için de bana “o kadar kötü” görünmez, sadece bir ekrana bağırdım derim. Ekranın ilişkilerde oluşturduğu duvar günah işlemeyi kolaylaştırabilir.
Sosyal medyanın aşırı kullanımı bizden çok şey çalıyor.
Memnuniyetsizlik. İnternet üzerinden gerçekten iyi vaazlar ve öğretişler dinleyebiliriz. Ancak sadakatle hizmet eden kilise pastörümüz internetteki vaiz kadar dinamik değilse, 1. Korintliler 1–4’te bahsedilen tuzak ortaya çıkabilir. Gerçek müjdenin iyi vaaz edilmesi gerektiği algısı şöhret putperestliğiyle sonuçlanabilir. Hak ettiğimizi düşündüğümüz “beğeniler” ve paylaşımlar aldığımızda, onaylanma hırsı ortaya çıkabilir. Kutsal Yazılar, tıpkı cinsel ahlaksızlıktan kaçmamız gerektiği gibi, putperestlikten ve açgözlülükten de kaçmamızı söyler (İbr. 13:5; 1Ko. 10:14 ve Kol. 3:5). Sosyal medyanın sağladığı ayartmalardan zaman ve mekân olarak uzak durmamız gerektiği gerçeğiyle uyumludur bu.
Disiplinsiz, Tembel Düşünme. Dikkatli ve uyanık olmazsak herhangi bir medya platformu eleştirel düşünme yeteneğimizi azaltabilir. Günah, kötülüğünü çekici bir kılıfla maskeler; sosyal medya da tüm görsel içeriğiyle günahı “besler”. Medya genellikle kısa olduğu ve çekici ya da çağrıştırıcı olduğu için, zihinlerimiz düzeyinde değil, çoğunlukla duygu düzeyinde etkili olur. Doğal eğilimimiz zihnimizi boşaltmaya yöneliktir. Düşündüğümüzü zannetsek de aslında duygusal olarak tepki veririz. Duygularımız argümanlarımızı biçimlendirir, böylelikle kandırılırız.
Tüm bu olumsuzluklar sosyal medyayı tamamen reddetmemiz gerektiği anlamına mı geliyor? Yukarıda sıralanan olumlu yönler nedeniyle cevabım hayır. Olumsuzluklar, sosyal medya kullanımımızda ve sosyal medyaya verdiğimiz tepkilerde disiplin, muhakeme ve sağduyu1 gerektiğini ortaya serer.
Dikkatli ve uyanık olmazsak herhangi bir medya platformu eleştirel düşünme yeteneğimizi azaltabilir.
Ancak bir süreliğine “medya orucu” tutmanın da bir değeri vardır. Böylelikle, alışkanlık haline gelmiş ekranda geçirme süremizin bizde fiziksel ve duygusal açıdan yarattığı çekimden uzakta zaman geçirmemizi sağlar; “beğenilerimizi” takip etme bağımlılığımızın döngüsünü kırar. Sosyal medya orucu muhakememizi, sağduyumuzu ve disiplinimizi güçlendirir.
Bazı öneriler. 1) Sosyal medyayı öncelikle hizmet için kullanın. Beğenilere ya da yeniden paylaşımlara bakmadan başkalarına faydalı olacak paylaşımlarda bulunmaya özen gösterin. 2) Sosyal medya (internet) kullanımı ve etkileşimi için bir internet “oruç ve kullanım” takvimi geliştirin. Örneğin, hafta sonu boyunca herhangi bir cihazdan hiçbir sosyal medyaya bakmamayı seçin. Böylece, zihniniz ve ruhunuz pazar günü ibadet için özgürleşebilir ve dinlenebilir. Telefonunuzun gün içinde uzun sürelerle bildirimlerinin medya ve mesajlar için kapalı olduğu ve başka bir odada tutulduğu zamanlar yaratın.
Tanrı Müjde’nin erişim alanını genişletmek için sosyal medyayı kullanmaktadır. Aynı platformların bizi aldatmasına, bizi O’ndan uzaklaştırmasına izin vermeyelim. Tanrı’dan sosyal medyayı bir günah platformu değil, tanrısal bir tepki arenası haline getirmek için gereken anlayış, özdenetim ve bilgeliği isteyelim.
- 1Yazar bu üç kelime için Tim Challies’e teşekkür borçludur. Challies blogunda sık sık bu konudan bahsediyor ve bu üç kelime yazılarında düzenli olarak karşımıza çıkıyor.