Kutsal Kitap’ı okuyan her kişi bir teologdur; asıl soru iyi ya da kötü teolog olup olmadığımızdır. Kutsal Yazıları inceleyerek oluşturduğumuz düşünce ve inançların doğru olduğundan nasıl emin olabiliriz?
Teoloji üretmek, bir pasajın basit yorumundan pasajı diğer metinlerle ilişkilendirmeye geçtiğimizde başlar.
Teoloji üretmek, bir pasajın basit yorumundan pasajı diğer metinlerle ilişkilendirmeye geçtiğimizde başlar. Biz bu sürece “teolojik yöntem” diyoruz. Teologlar bunu iyi yapabilmemiz için aşağıda inceleyeceğimiz adımları belirlemişlerdir. Teolojiyi iyi oluşturmanın önemli olmasının iki nedeni vardır.
İlk olarak, kendi sistematik teolojimizi nasıl oluşturacağımızı ve kullanacağımızı bilmemiz gerekir. İkinci olarak, yöntemleri anlarsak diğer teologlarla ve Hristiyanlarla daha iyi etkileşim kurabiliriz.
Teolojik metodoloji önemlidir, çünkü her teolog bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bir yöntem izler. Aşçılar gibi teologlar da malzemeleri belirli bir şekilde kullanır. Prosedürleri takip ederler, kaynaklara başvururlar, onları sıraya koyarlar, önemlerini tartarlar vb. Yöntem, yaptıkları her şeyin temelini oluşturur ve söyledikleri her şeyi etkiler.1
Michael Stallard sistematik teolojiyi şu şekilde tanımlamaktadır: “Sistematik teoloji, insan zihninin ulaşabildiği her tür kaynaktan Hristiyan Tanrısı, evren ve O’nun evrenle ilişkisi hakkındaki tüm gerçekleri kendi sistemine dahil eden bir öğreti sistemi geliştiren ve takip eden bir disiplindir.”2
Lütfen tanımındaki birkaç noktaya dikkat edin. Sistematik teoloji bir disiplindir; hem bir ürün (bir kitap ya da bir bildiri) hem de bir süreçtir. Bir kişi teolojiyi “takip eder” veya üretir.
Sistematik teoloji bir disiplindir.
Kutsal Kitap teolojinin temeli olsa da, genel vahiy (bilim, felsefe vb.) de sistematik teolojiye dahil edilir. Stallard’ın tanımındaki geliştirmek fiili sistematik teolojinin “büyüdüğünü” gösterir. İnsanoğlu Kutsal Kitap’ı yorumlamaya devam eder ve kelimelerin anlamı ya da bağlamıyla ilgili yeni içgörü ortaya çıkarabilir. Ayrıca, gezegeni gözlemlemeye, genel vahyi yorumlamaya ve bu gözlemleri Kutsal Kitap’a göre değerlendirmeye devam ederiz.
İkinci olarak, okurların bağlamları değişir. İlahiyatçılar Kutsal Kitap mesajının farklı kültürel bağlamlarda (mesela ABD’de ya da Türkiye’de) nasıl geçerli olduğunu göstermeye çalışırlar. Buna ek olarak, bugünün ilahiyatçısı tıp etiği ve çevre, terörizm ve cinsellik gibi modern konularda teolojik bir duruş geliştirebilmeli ve açıklayabilmelidir.
Kreider ve Svigel tanımlarında yukarıdakilere katılmaktadır. Onlara göre teolojik yöntem, “Tanrı, Tanrı’nın işleri ve yolları ile ilgili söylemde bulunma şekli, tarzı ve aracıdır.”3
Genel olarak teolog, teoloji için gerekli bilginin nereden geldiğine, sistematik bir teoloji oluşturmak için gereken adımlara ve bu adımların sırasına karar vermelidir.
İyi bir teolojik yöntem, kanıtlanabilir şekilde Kutsal Kitap’a dayalı olacaktır. Kutsal Kitap tek bir kitapta yer alır ve yaşam ve hizmet için yeterlidir. Hatasızdır ve doktrinin temelleri konusunda nettir.
İyi bir teolojik yöntem, kanıtlanabilir şekilde Kutsal Kitap’a dayalı olacaktır.
“Tabii ki Kutsal Kitap’la başlayacağız, başka neyle başlanır?” diyerek itiraz edilebilir. Ancak, bazı insanlar aslında sistematik teoloji ile başlar ve bunu Kutsal Kitap’ı yorumlamak için kullanır. Bazıları kendi deneyimleriyle başlar ve bunu Kutsal Yazıları yorumlamak için kullanır. Bazıları teolojik yöntemi Müjde’yle sınırlayabilir ya da Müjde’ye bağlayabilir; Müjde ne kadar merkezi olsa da, Kutsal Yazıların tamamını dahil etmemiz ve hepsinin konuşmasına izin vermemiz gerekir, yoksa sistematik teolojimizi gereksiz yere sınırlamış oluruz.
Teolojik yöntemin bir diğer önemli parçası da her adımda kullanılan akıl yürütmedir. Akıl yürütme olmadan Tanrı’nın vahyine karşılık verilemez, bir başkasının hakikati, iddiaları ya da sistemleri değerlendirilemez.4 Akıl, bir bilgi kaynağı değildir, bilgiyi elde etmek ve değerlendirmek için bir “araçtır”.
Teolojik yöntemin ilk adımı Kutsal Kitap’tan bilgi edinmeyi içerir. Tanrı’nın sözünden bilgi edinirken, doğru tarihsel veya dilbilgisel yorumlamayı kullanırız. Kutsal Kitap yazarının belirli bir yerde ve durumda (tarihsel ve kültürel), belirli bir halka söylediği sözcüklerin (dilbilgisi, sözdizimi ve anlambilim) kombinasyonu aracılığıyla amaçladığı anlamı ararız. Anlam metnin içindedir, metnin söylediğinin “arkasında”, “üstünde” ya da “derininde” değildir. Aşağıdaki ilkeler yorumlama için önemlidir:
- Amaç, yazarın niyetini keşfetmektir.
- Tanrı tüm vahyini tek bir yerde, tek bir zamanda vermemiştir; vahyini belli bir süre içinde açıklamıştır.
- Anlam birimi kelime ya da cümle değil, paragraftır.
- En iyi gerekçelendirilmiş (bağlam, dilbilgisi, tarih ve kültüre uygun) yorum, en olası yorumdur.
- Bu düzeydeki yorumlama hataları yanlış teolojik yönteme yol açar. Bazı yorumlama hataları arasında bağlama, dilbilgisine veya sözdizimine dikkat etmemek ya da yorumlama sürecinde tarihi ve kültürü “belirleyici” unsur düzeyine taşımak sayılabilir.
Anlam metnin içindedir, metnin söylediğinin ‘arkasında’, ‘üstünde’ ya da ‘derininde’ değildir.
Uygun teolojik yöntemin ikinci adımı, bir Kutsal Kitap yazarının ya da Kutsal Kitap döneminin metinlerini birleştirmektir. Bu adım Kutsal Kitap teolojisi 1 olarak adlandırılabilir. Bir kişi, teoloji açısından o döneme ve yazara “hakkını” vermek için tarihsel bir dönemin ya da bir yazarın çerçevesi içinde kalır.
Üçüncü adım, yazar ya da dönem çerçevesinden çıkarak sentez ya da entegrasyon yapmaktır; bu noktada 2. adımda kaçındığımız şeyi yaparız. Bu sentez, teolojik fikirlere ya da dikkatli kelime çalışmalarına dayanır ve iki temel önermeyi koruyarak yapılmalıdır:
- Eski Antlaşma’ya gerektiği önem verilmeli; örneğin, Eski Antlaşma metninin desteklemediği bir şekilde Eski Antlaşma’yı yeniden yorumlamak için Yeni Antlaşma pasajları kullanılmaz. Eski Antlaşma vahyi “yanlış” değildi ve sonraki Yeni Antlaşma’da “düzeltilmedi”; önceki vahiy genellikle kısmidir ve sonraki vahiy genellikle daha doludur.
- Tarihsel gramer yorumunun önceliği.
Stallard bu iki önermenin sonuçlarını ortaya koymaktadır: “... yorumcu teoloji üretirken bu noktada iki ya da daha fazla pasajı içeren yapay sonuçlar çıkardığında, vardığı sonuçlar her bir pasajda bağımsız olarak elde edilebilecek birebir yorumu çözemez.”5 Başka bir deyişle, bu düzeydeki sentez pasajın yorumunun anahtarı olamaz. Yorum, çapraz referansa ihtiyaç duymadan gramerden, sözdiziminden ve bağlamından açıkça anlaşılır olmalıdır. Stallard’ın uyarısı dikkate alınırsa otorite teolojiyi yazanda değil metinde kalır. Bu adım Kutsal Kitap Teolojisi 2 olarak adlandırılabilir.
Yorum, çapraz referansa ihtiyaç duymadan gramerden, sözdiziminden ve bağlamından açıkça anlaşılır olmalıdır.
Dördüncü adım, Kutsal Kitap Teolojisinin (hem 1 hem de 2’nin) sonuçlarının Kutsal Yazıların tamamından sistematik bir teoloji üretmek için Tanrı, Mesih, kilise, günah vb. gibi sistematik teolojinin klasik on iki kategorisine göre sınıflandırılmasıdır. Bazı teologlar teoloji kategorilerine İsrail teolojisini de dahil ederler. Bu fikir, Eski Antlaşma’ya ve Yeni Antlaşma’nın bu konudaki bazı bölümlerine (örneğin Rom. 9-11 ve Vahiy’e) gereken önemin hakkıyla verilmesini sağlar.
Sistematik bir teolojide Kutsal Kitap ayetleriyle desteklenmeyen hiçbir şey olmamalıdır. Yine de sistematik teoloji, zor bölümlerin anlaşılmasına yardımcı olmak için uygun bir şekilde kullanılabilir.
Bir kişi bir konuyla ilgili tüm Kutsal Kitap teolojisi verilerini bir araya getirip birleşik bir sistematik teoloji oluşturduktan sonra, Kutsal Kitap teolojisi verilerinin bir parçası olan ancak doktrini oluştururken kullanılmayan diğer pasajları yeniden ele alarak bu pasajların ne anlama geldiğini anlamaya yardımcı olabilir. Mesela İbraniler 2:1-4, 3:7-4:13 gibi “uyarı pasajları”, ebedi güvence konusundaki sistematik teoloji verileri kullanılarak yorumlanabilir.
Beşinci adım, sistematik teolojiyi deneyim de dahil olmak üzere tüm hakikat iddialarını doğrulamak veya geçersiz kılmak için bir model olarak kullanmaktır. Bir kişi bu seviyede sistematik teolojiyi nasıl kullanır?
Stallard, David Wolfe’un dört epistemolojik kriterini kullanmayı öneriyor.6 (1) Tutarlılığı kontrol ederiz; yöntemimizde mantıksal hata yapılmadığını kontrol ederiz. (2) Tutarlılığı sağlarız; böylelikle verilerimizle ilgili mantıksal hatalar yapılmaz.7 (3) Uyumluluk ve (4) kapsamlılık, verilerin teolojik açıklamasının yeterliliğiyle ilgilidir. Bu iki kriter şunu sorgular: Sistematik teolojimiz dünyanın verilerini diğer hakikat iddialarından daha çok, daha iyi bir şekilde açıklıyor mu? Örneğin, sistematik teolojimiz dünyadaki kötülüğe daha yeterli bir açıkla getiriyor mu? Tıp etiği gibi soruları yeterince ele alıyor mu? Bu kriterler, sistematik teolojinin nihai işlevinin dünya görüşümüzü bilgiyle beslemek olduğunu göstermektedir.
Son adım, sistematik teolojiyi yaşam için etik kararlar almak üzere kullanmaktır. Aralarında Kevin Vanhoozer ve Daniel Treier’in de bulunduğu birçok teolog sistematik teolojinin amacını “bilgelik” edinmek olarak tanımlamıştır.8 Günahkâr bir dünyada sistematik teolojiyi doğru bir şekilde uygulamak bizim bu dünyada Tanrı’nın tasarladığı yaşamı sürmemizi sağlar; böylece doğru teoloji davranışlarımıza yansıyarak O’nu yüceltir ve başkalarına da yararı olur, günlük yaşama biçimimize dahil olur ve başkalarının bizi bu yaşam biçimine yönelten Tanrı’yı fark etmesini sağlar (bkz. Yas. 4:5-8’deki tekrarlar; 7:5-8 ve 32-34’te de yinelenir).
Doğru teoloji davranışlarımıza yansıyarak Tanrı’yı yüceltir ve başkalarına da yararı olur, günlük yaşama biçimimize dahil olur ve başkalarının bizi bu yaşam biçimine yönelten Tanrı’yı fark etmesini sağlar.
Teolojik yöntemin işlevine dair bir örneğe bakalım. Clark Pinnock’un insanların kurtuluşu konusundaki duruşu bizim odak noktamız olacaktır. Pinnock kendi görüşünü “kapsayıcı” bir duruş olarak tarif eder. “Kutsal Kitap’ın merkezinde Tanrı’nın kapsamlı ve her şeyi kucaklayan ilahi mutlak yetkili ve lütufkar karakter taşıdığına duyulan inanç vardır, Tanrı’nın dünyaya duyduğu sevgisi hem geniş hem de kapsayıcıdır (1Ti. 2:4). Hiç kimse Tanrı’nın cömertliğini küçümsememelidir (Mat. 20:15).”9 Pinnock’a göre, kurtuluşun yalnızca Mesih’e imanla gerçekleştiğine inanan biri “Tanrı’nın cömertliğini küçümsemiş” olur. “Teolojik yorumlama... Ruh’un yollarını ayırt etmek olmalıdır” der.10 Pinnock burada Tanrı’nın diğer dinlerde (nasıl olduğunu bilmese de) kurtarış sağlayıcı bir kimlikle iş başında olduğunu öne sürmektedir. Pinnock kapsayıcılığın kabul edilir olduğuna inanır, çünkü ona göre “bizi belli bir geleneğin (en kötü ihtimalle) Tanrı’nın kayırmalar ya da (en iyi ihtimalle) lütfunu açıklanamaz bir şekilde kısıtladığını, böylece grupların hepsinin kurtuluş ihtimalinden dışlandığını öne süren karanlık niteliklerinden kurtarır.”11 Daha sonra da, “Teorilerini gerçek duruma bakmadan oluşturmaya çalışan akademisyenleri eleştiriyorum”12 diye ekler. Buradan Pinnock’un dünyanın dini durumuna bakmasının teolojik yönteminde önemli bir adım olduğunu anlıyoruz. Buda’ya Matta 10:41’deki gibi doğru bir insan olarak, Muhammed’e de Eski Antlaşma’daki gibi bir peygamber olarak saygı duymaktadır.13 Peki Pinnock’a göre inanmayanı ne kurtarır? “Kişi imanla, Tanrı’yı dürüst bir şekilde arayarak ve Tanrı’nın sözüne itaat ederek Tanrı’nın önceden etkin olan lütfunu yüreğinde ve vicdanında duyar.”14 Dolayısıyla Pinnock için hem özel hem de genel vahiy (vicdan, “dürüstlük” arayışı) kurtarıcı bir işleve sahiptir. Pinnock’a göre cennette İsa aracılığıyla Tanrı’ya ulaşan insanlar olacaktır, ancak bu doğrudan Mesih’e inanmaktan farklı bir yolla gerçekleşecektir.
Teolojik yöntemi bilmek Pinnock’un fikirlerini değerlendirmemize nasıl yardımcı olur? Pinnock Kutsal Kitap’taki tüm verilerle ilgilenmez; açık ayetleri görmezden gelir. Elçilerin İşleri 4:12 ve Yuhanna 14:6 onun teolojisinde bir rol oynamaz. Onun anlayışı Melkisedek gibi Eski Antlaşma imanlılarının inancından yola çıkmaktadır. Ancak Kutsal Kitap’a dayalı teoloji, Yeni Antlaşma’yı ele alırken, Tanrı’yla aramızdaki antlaşmanın artık değişmiş olduğunu, dolayısıyla kurtuluş için yapılması gerekenin de artık başka bir şey, yani Mesih’e şahsen iman etmek haline olduğunu gösterir (bu, Kutsal Kitap Teolojisi 2’deki bütünsel teoloji anlayışına dahil bir). İkinci olarak, Pinnock kendi yorumuna rehberlik etmesi için teolojik bir ilkeyi, Tanrı’nın karakterini kullanmaktadır. Bu teoloji ne kadar önemli olursa olsun, yine de teolojik bir duruşu yansıtır, tefsirsel bir duruş değildir. Kutsal Yazılar’da Tanrı’nın insanlara bakışında sevgi ve merhametin “öncelikli” ilke olduğunu söyleyen hiçbir ifade bulunmaz. Kutsal Kitap Tanrı’nın adil bir yargıç olduğunu gösterir; bizim de bunu teolojimize dahil etmemiz gerekir. Yorumlama bize genel vahyin herkes için hazır olduğunu, ancak tek başına kurtarış sağlamadığını ve insan tarafından genellikle reddedildiğini gösterir (Rom. 1:18-22; 2:14,16) Bu ilkeler yukarıda tartışılan yöntemimizin 1. ve 4. adımlarından ileri gelmektedir. Pinnock kişisel deneyimlerine değer verir ve bunları Kutsal Kitap’ı yorumlamak için kullanır. Ancak deneyimler, metni anlamaya yardımcı olmak üzere kullanılmadan önce sistematik teolojinin süzgecinden geçmelidir (5. adım).
İlahiyatçıların kendi görüşlerine hangi yollardan geçerek bu sonuçlara vardıklarını bilmek, Mesih’in bedeninde kardeşlik birliğinin korunmasına büyük fayda sağlar.
İlahiyatçıların kendi görüşlerine hangi yollardan geçerek bu sonuçlara vardıklarını bilmek, Mesih’in bedeninde kardeşlik birliğinin korunmasına büyük fayda sağlar. Meselelerin karakterle değil yöntemle ilgili olduğunu bildiğimizde ilahiyatçıyla o meseleye dair görüş alışverişimizde kendimizi daha güvende hissedebiliriz; böylece söz konusu duruşun sahibine odaklanmadan argümanlarımızı aslen teolojik duruşa göre oluşturabiliriz.
Kreider ve Svigel, teolojik yöntemi iyi uygulamak için gereken erdemleri sıralamaktadır. Başlıca erdemler alçakgönüllülük, sadakat, azim ve ihtiyattır.15
Bu erdemlere bağlı kalarak, Ruh’un armağanları, reform doktrini ya da bebek vaftizi konusunda farklı görüşlere sahip olanlarla bir yandan teolojiler üzerinde tartışırken bir yandan Tanrı’ya yaraşır bir birlik yüreği sergileyebiliriz.
- 1Clark H. Pinnock, “New Dimensions in Theological Method” New Dimensions in Evangelical Thought, David. S. Dockery, editor (Downers Grove, Illinois: InterVarsity Press, 1998), s. 197, 198.
- 2Mike Stallard, “A Proposal for Theological Method,” Advanced Theological Method dersinden yayımlanmamış ders notları, Güz 2003, Baptist Bible İlahiyat Fakültesi, Clark Summit, Pennsylvania.
- 3Glenn Kreider ve Michael Svigel, A Practical Primer on Theological Method: Table Manners for Discussing God, His Works and His Ways (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 2019), s. 31.
- 4Carl F. H. Henry, God, Revelation and Authority (Waco, Teksas: Word Publishing, 1976-1986), 3. cilt, s. 457.
- 5Stallard, s. 2.
- 6Stallard, “A Proposed Model,” s. 4-5. Bazıları haklı olarak teolojiyi bir “ağ” olarak anlamanın önemine işaret etmektedir; bazı inançlar merkezi, bazıları ise daha çevreseldir. Merkezde yer alanlar, bir imanlının Hristiyan kimliği için gerekli olduğu gibi birçok ayetle de desteklenmektedir (örneğin Mesih’in tanrılığı, Üçlü Birlik, imanla kurtuluş vb.). Daha çevresel inançlar bir Hristiyan’ın kimliği için daha az merkezi olacak ve ayetler tarafından daha az desteklenecektir (kadınların kilisedeki rolü, Mesih’in ikinci gelişinin ne zaman gerçekleşeceği gibi).
- 7Bkz. Yeşua Özçelik ve Ken Wiest, “Davamızı Dürüstçe Görelim: Hatalı Argümanlardan Kaçmanın Yolları”, e-manet, Sayı 58 (Nisan-Haziran 2020), s. 14-18.
- 8Kevin J. Vanhoozer, Craig G Bartholomew, Daniel J Treier ve NT Wright, editörler, Dictionary for Theological Interpretation of the Bible, (Grand Rapids, Michigan: Baker Academic, 2005).
- 9Clark Pinnock, “An Inclusivistic View,” Four Views on Salvation in a Pluralistic World, Editörler: Dennis L. Okholm ve Timothy R. Phillips (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1995), s. 95.
- 10A.g.e., s.96.
- 11A.g.e., s. 101.
- 12A.g.e., s. 106.
- 13A.g.e., s. 110.
- 14A.g.e., s. 117.
- 15Kreider ve Svigel, s. 86-98.