Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Hizmet

İyi Bir Kutsal Kitap Öğretmeninin Yedi Özelliği

Yayın Tarihi: 19.01.2022

Kutsal Yazıları öğretmek ruhsal bir armağandır, ancak aynı zamanda bir beceridir. Bu, herkesin öğretmen olmaya çağrılmadığı anlamına gelir; ayrıca birinin armağanının olması, becerilerini geliştirmeye ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez. Öğretimin kalitesini etkileyen birkaç şey devreye girer: sesinizin tonu, ritmi ve hatta giyim tarzınız. Kutsal Yazıları öğretimin aşağıda anlatacaklarımdan daha da önemli yönleri vardır; örneğin Kutsal Kitap hakkında net bir anlayışa sahip olmak, konunuzu özenle incelemek ve en önemlisi metne sadık olmak gibi. Aşağıda ele alacağım her şeyi yaparsak, ancak öğrettiğimiz Kutsal Kitap metnini yanlış tanıtırsak, yalnızca insanları saptırmak konusunda daha iyi bir iş çıkarmış oluruz.

Kutsal Kitap anlayışının tüm temellerinin yerinde ve öğretmenin özenle çalıştığını varsayarsak, öğretmeye hazırlanırken aklınızda bulundurmanız gereken yedi temel nokta şunlardır:

Öğrencinizin teolojik eğitim seviyesini bilin ve onlarla kendi seviyeler-inde konuşun.

İyi bir öğretmen öğrencisinin zamanını boşa harcamaktan endişe duyar.

Kutsal Yazıları öğretiyorsanız, sizi pür dikkat dinleyen bir izleyici kitlesine sahipsiniz demektir. Bir akademik kurum için çalışıyorsanız, öğrencileriniz sınıfı geçmek için oradadırlar. Birçoğumuz kilise ortamında öğretiyoruz. Bu, iyi öğretmenler olsak da olmasak da sadık imanlıların katılacakları anlamına gelir. Bunu asla tembel olma bahanesi için kullanmayın. Onlara gerçeği sunarak dinleyicinizin zamanına saygı gösterin. Dersinizi hikayelerle doldurmanın ayartması var, ancak iyi vakit geçirdiler diye onların zamanını bilgece kullanmış olmazsınız. Eğlendirmek için değil, konuştuğunuz gerçeği geliştirmek için örnekler ve resimler kullanmayı öğrenin.

İyi bir öğretmen, zeki görünmekten çok anlaşılır ve net olmakla ilgilenir.

Öğretimin amacı öğrencinin konuyu daha iyi anlamasını sağlamaktır. Öğrencinizin teolojik eğitim seviyesini bilin ve onlarla kendi seviyelerinde konuşun. Onları bilginizle etkileme ayartısından kaçının; onların kolay anlamayacakları terimleri ve kavramları kullanmayın. Bazen yeni kelimeler ve fikirler öğrenmek dersin bir parçasıdır. Bu durumda, uygun terimleri kullanın, ancak zaten anlamış oldukları kelimelerden yararlanarak onlara bu terimi açıklayın. Unutmayın; net olmak bir savunmadır. Öğrenciler akla uygun geleni anımsayacak ve bunu benimseyecektir; karışık ve şaşkınlık yaratan ne varsa saman çöpü gibi kaybolup gidecektir. 

İyi bir öğretmen, öğrettiklerinin neden önemli olduğunu açıklar.

Bazen, öğrettiğimiz şeyin neden önemli olduğu açık değildir. Bu durumda, konunun öneminin dersinizin bir parçası olduğundan emin olun. Örneğin, Çölde Sayım kitabında nüfus sayımlarını öğretirken, onlara sadece kaç oymak olduğunu ve her oymakta kaç kişi olduğunu söylemeyin. Bunun Tanrı’nın sadakatini nasıl gösterdiğini, Tanrı’nın vaatlerini nasıl yerine getirdiğini onlara mutlaka bildirin. İbrani kültüründe kayıt tutmanın ve soy kütüğünün ne kadar önemli olduğunu ve bunun İsa’nın doğumunda da ne kadar önemli olacağını gösterin.

İyi bir öğretmen, beraber geçirilen zamandan daha çok içerik sunmakla ilgilenir.

 Sınıfınızla ilişkiniz önemlidir, ancak sizinle zaman geçirdikleri, sizi samimi ve güvenilir buldukları için sizinle vakit geçirmeleri eğitim öğretim açısından yarar sağladığı anlamına gelmez. İyi öğretimin amacı, (1) öğrencilerin sizi onların gelişimiyle ilgilendiğinizi görmeleri ve (2) sadık bir öğretmen olduğunuz için sizi güvenilir bulmalarıdır. Sadece sınıfın önünde olmak ve beğenilmek, iyi bir eğitmen olduğunuz anlamına gelmez.

İyi bir öğretmen, konuşmaya başlamadan önce hedeflerini açıkça tanımlar.

Öğrencilerinizin dersten öğrenmiş halde ayrılmalarını istediğiniz öğrenme sonuçları nelerdir?

Bu açıklamayı yapmaya gerek olmamalı aslında, ancak birçok öğretmenin önemli bir eksiği gibi görünüyor. Öğretmenlerin çoğunun öğretmeye hazırlanırken kendileri için belirledikleri hedeflerin aşağıdakine benzer olduğu görülmektedir. “Amacım, Kutsal Kitap’ın bu bölümü hakkında konuşmak.” Bu asla amaç olamaz. Öğrencilerinizin dersten öğrenmiş halde ayrılmalarını istediğiniz öğrenme sonuçları nelerdir? Aynı metni öğretirken bile öğrenme sonuçları sınıfa göre değişebilir. Bazen amaç, öğrencilerin metnin anlamını daha net kavramalarıdır. Bu durumda sözdizimi ve cümle yapısı dersin bir parçası olmalı. Metnin anlamını zaten anlamış durumdalarsa, bu sefer de amaç onlara metnin hayatlarında nasıl daha önce hiç düşünmedikleri şekilde uygulanabileceğini veya diğer kutsal metinlerle nasıl ilişkili olduğunu göstermek olur. Son olarak, iyi bir öğretmen bu dersin öğrencileri duygusal veya ruhsal olarak nasıl etkileyeceğini sorgulayacaktır. Onları belirli davranışlardan uzaklaştırmaya mı çalışıyorum? Çarmıha daha çok tutunacaklarını mı umuyorum? Onları yanlış bir öğretiden uzaklaştırmaya mı çalışıyorum? Bu tür sorular, öğretmenin ayağa kalkıp konuşmaya başlamadan önce net hedeflere sahip olmasına yardımcı olur.

İyi bir öğretmen doğru yerde bırakmanın önemini öğrenmiştir.

Bir öğretmen dersinin veya sınıfının amacını tanımladığında, bırakma sürecine de başlamış olur. Kutsal Kitap’taki her bir bölüm bitip tükenmeyen bir kaynaktır. Her metinde bahsedebileceğiniz sistematik teoloji, yorum bilimi, diğer sayısız metinlerle ilişkiler ve kültürel ve antropolojik çıkarımlar vardır. Öğretmen, öğrendiği her şeyi sınıfa da öğretme eğiliminden kaçınmalıdır. Bunun yerine, öğretmen notlarına bakıp amacına ulaşmasına yardımcı olmayan her şeyi bırakmalıdır.

İyi bir öğretmen, öğrencilerinin düşüncelerindeki zayıf noktaları bulur ve bunların gelişmesine yardımcı olmak için sorular sorar.

Sağlıklı bir stres altında öğrendiklerimiz daha uzun süre aklımızda kalır ve sorular bu stresi yaratır. Okullarda sınavlar bu nedenle vardır.

Daha küçük gruplarda, iyi bir öğretmen öğrencilerin düşüncelerini ölçmek ve anlayışlarını geliştirmeye yardımcı olmak için öğrencilerle etkileşime girer. Öğrencilere soru sormak veya soru sormalarına izin vermek için fırsat yaratmak hayati derecede önemlidir. Ancak, bazı düşüncelerinin hatalı göründüğünü fark ettiğinizde ne yaparsınız? Bu noktadaki ayartı onlara doğru cevabı söylemek olacaktır. Ancak, öğrencilere hatalarını nazikçe ortaya çıkaracak ve onları gerçeğe yaklaştıracak sorular sormak genellikle daha etkilidir.

Örneğin bir öğrenci, “Duyularımla deneyimleyemediğim bir şeye inanmak akıllıca görünmüyor” diyebilir. Ona verebileceğiniz karşılık, ona hissedemeyeceğine inandığı bazı şeyleri göstermek şeklinde olabilir. Üstelik, sağlıklı bir stres altında öğrendiklerimiz daha uzun süre aklımızda kalır ve sorular bu stresi yaratır. Okullarda sınavlar bu nedenle vardır. Cevabı söylemek yerine onlara şunu sorun: “Duyularımızın onayı olmadan hiçbir şeye inanmamanız gerektiğini söylüyorsunuz. Duyularınızla bu inancı ne zaman ve nasıl deneyimlediniz?” Bu, deneysel olarak haklı çıkaramayacakları bir inanç olduğundan, kusuru ortaya çıkaracaktır. Bu soru, onlara deneysel olarak kanıtlayamayacakları şeylere inandıklarını göstermekle kalmaz, aynı zamanda otu kökünden keser ve ona geri dönmelerine izin vermez. Sonrasında daha birçok örneği kendi başlarına düşünmelerini de sağlar. İyi öğretmenler, Tanrı her ne kadar kendilerine armağan vermiş olursa olsun, bu alanlarda kendilerini geliştirmeye devam ederler. Aslında, herhalde bunu diğer yönden söylemek daha iyi olacak: Tanrı öğretmenlere ne kadar çok armağan verdiyse, onlar bu alanlarda gelişmeye daha da devam edeceklerdir.

Kaynak: “7 Characteristics of Good Bible Teachers”, Fight of Faith Blog, 01.09.2021 < https://fightoffaithblog.com/2021/09/01/7-characteristics-of-good-bible-teachers/ > (06.09.2021 tarihinde erişildi). İzin ile kullanıldı.

İlk yayınlama: e-manet Sayı 65 (Ocak - Mart 2022), s. 18–20.