Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Hizmet

Kimiz ve Nereye Gidiyoruz?

Yayın Tarihi: 05.10.2004

Kimsiniz? Kilisenizin varoluş nedeni ne?

Bu sorular, gereksiz gibi görünebilir. Ama bunlara verilecek yanıtlar aslında çok önemlidir. Belirli bir gruba katılan herkes, belli bazı nedenlerle katılır. Nedenlerden biri, grubun izlediği yolu benimsemek ya da amacını paylaşmaktır. Eğer bir kilise topluluğu  varoluş nedenini, alınan kararların neden alındığını ve nereye gittiğini bilmezse, topluluğa katılacaklar da kim olduklarını, nereye gittiklerini bilmeyen kişiler olacaktır! Kilisenin görev alanını tanımlamak, vizyonunu ve değerlerini yazıya dökmek, zaman ve bilgelik alanında yapılan değerli bir yatırımdır.

Kilisenin görev alanını tanımlamak, vizyonunu ve değerlerini yazıya dökmek, zaman ve bilgelik alanında yapılan değerli bir yatırımdır.

Bazıları yerel bir kilisenin görev alanını tanımlamanın, vizyonunu ve değerlerini yazıya dökmenin yararsız, ruhsallığa, hatta Kutsal Kitap’a aykırı olduğunu düşünürler. O halde bu tür doküman neden kaleme alınır? Nasıl kullanılacak? İşte bunun birkaç yararı1 :

  1. Görev, vizyon ve değerler tanımı, belirli noktalar üzerinde odaklanmamızı sağlar. Önderin en büyük sıkıntılarından biri, odaklanmaktır.2 Odaklanmak, kilisenizin en iyi yapabildiği şeylere öncelik vermek demektir. Olumsuz deyimiyle, başka olası ve ürün vermeyen hizmetlere kapılmamaktır. Odaklanmak, sabır ve sebatı arttırır. Açıkça tanımlanmış görev ve vizyon, hizmetin odağında kalmamıza yardım eder.
  2. Değerler, kararlarımızı yönlendirir. Değerlerimiz, odaklandığımız hizmetle ilgilidir.  Önümüze konan her konuya evet demek istiyor olabiliriz. Ama hiçbir kilise, topluluğun bireylerinden gelen her teklifi yerine getiremez. Kim olduğumuzu ve nereye varmak istediğimizi açık seçik bir şekilde dile getirirsek, yerel bir topluluk olarak neye değer verdiğimizi daha da iyi görürüz. Sonuç olarak ne yapmamız gerektiğini de daha iyi anlarız: Ne zaman “evet”, ne zaman “hayır” demek gerektiğini bileceğiz. Açıkça tanımlanmış değerler, karar vermemize yardım eder.    
  3. Görev, vizyon ve değerler, ruhsal armağanlarımızdan azami derecede yararlanmamıza yardım eder. Etkin bir hizmet için, Tanrı’nın topluluğumuzdaki bireylere hangi armağanları verdiğini bilmemiz gerekir. Bunun farkına vardığımız zaman, kilisemizin bölgemizdeki hizmetlere nasıl katılabileceğini daha iyi anlarız. Rab’bin önünde görevimizin, vizyon ve değerlerimizin ne olduğunu keşfetme sürecinden geçmek, sahip olduğumuz armağanları fark etmemize; yine bu keşif süreci, Rab’bin sağladığı hizmet fırsatlarını en uygun biçimde değerlendirmemize yardım edecektir.
  4. Görev, vizyon ve değerler, birliği besler ve güçlendirir. Kim olduğumuza, neden var olduğumuzu ve neyle meşgul olduğumuzu tam anlarsak, kendimizi başka hizmetlerle gereksiz rekabete girmekten alıkoyabiliriz. Bu da gücümüzü ve ihtiyaçlarımızı fark etmemize yardım edebilir. Böylece başkalarına yardım etmeyi ve başkalarından yardım almayı kolaylaştırır. Bu yaklaşım, coğrafi yakınlık üzerine değil de ortak hizmet anlayışı üzerine kurulu olan sağlıklı kilise ilişkilerine götürür. Açık görev, vizyon ve değer tanımları hizmetteki işbirliğini ve birliği besleyip güçlendirir.

Görevimizi, Vizyonumuzu ve Değerlerimizi Belirlemek

Peki görevimizi, vizyonumuzu ve değerlerimizi nasıl belirleyeceğiz? Bu soruları yanıtlamak söz konusu olduğunda Hristiyanlar şirketlerden ve organizasyonlardan daha iyi bir konumdadırlar. Çünkü Tanrı’nın amacını ve görevini biliyoruz. Bunları Kutsal Kitap’ta açıkladı. Görevimiz, Tanrı’ya itaat etmek ve amacının gerçekleştiğini görmektir. Her kilisenin amacı, her inanlının amacıyla aynıdır: Tanrı’yı yüceltmek, O’nu onurlandırmak ve ününü tüm dünyada övmek için yaratıldık ve kurtarıldık (Kol. 3:17, 1Ko. 10:31). Her inanlı için bu, itaat, tapınma ve hizmet yaşamı demektir. Kilise de aynı amaçlar için vardır. Bir beden olarak Mesih’in adını övmek için itaat ve hizmet ederiz. Buna göre amaçlarımızı ve yönümüzü seçerken şunu sorarız: “Bu faaliyet Rab’be onur ve yücelik getirecek mi? Ya da bunu yaptığımda Rab’bin adını kötüleme olasılığı var mı?”

Görevimiz, Tanrı’ya itaat etmek ve amacının gerçekleştiğini görmektir. 

Kilise olarak görevimiz belli: Matta 28:18-20. Ulusları Rab’be kazanıp öğrencileri yapmak kilisenin  görevidir. Yaptığımız her şey, başlattığımız her hizmet, bizi, Kutsal Kitap’ın buyruklarını yerine getirmeye biraz daha yaklaştırmalıdır. Elçiler’in İşleri 2:42-47 ve Efesliler 4:11-16 gibi ayetler, bize kilisenin boyutlarını öğretir: Geliştiren paydaşlık, donatan yönergeler, sadık müjdecilik, Tanrı’yı yücelten tapınma, alçakgönüllü hizmet ve imana dayanan dua. Bu hizmetlerin her birinin odağında, ulusları Mesih’in öğrencileri olarak yetiştirmek olmalıdır. Açıkça söylemek gerekirse, ulusları Mesih’e kazanmamıza yardım etmeyen ya da bizi temel görevimizden alıkoyan her hizmeti reddetmeliyiz.

Yukarıda gördüğümüz gibi, yerel kilisenin köprü görevi gördüğü, apaçıktır. Ama vizyon ve değerlere gelince, yapmamız gereken bazı işler var. Yerel topluluğumuzun vizyon ve değerlerini düşündüğümüzde, tanrısal iki bağlamdan söz edilebilir. Bir tanesi, Tanrı’nın yetiştirdiği Rab’bin yerel bedeni, yani yerel kilisedir. Yerel kilise bağlamı, Tanrı’nın bizleri hem birey hem de birleşik bir beden olarak hizmet için nasıl tasarladığını içerir. İkinci bağlam, Tanrı’nın bizleri yerleştirdiği çevre, toplumsal ağdır. Yaşadığımız çevrede Tanrı’nın amacını nasıl gerçekleştirebiliriz?

Değerler, temel olarak zaman ve para yatırımı yaptığımız faaliyetlerin, düşündüğümüz konuların, kararlarımızı oluşturan nedenlerin incelenmesiyle ortaya çıkarılır. Değerlerimizi, Kutsal Yazılar biçimlemelidir. Bu nedenle Tanrı Sözü’nü duyduğumuzda ve incelediğimizde değerlerimiz değişir. Değerlerimiz, bizi dürten inançlardır: bunlardan taviz verildiği zaman rahatsız oluruz. Değerlerimizi neden kayda geçirmeliyiz? Çünkü değerleri yazılı biçimde tanımlamak, karar vermeyi daha bilinçli bir düzeye taşır. Çoğu zaman neyi niçin yaptığımızı bilmeden, sadece alışkanlıklarımıza dayanarak karar veririz. Değerlerimizi yazıya dökmekle, karar vermekteki nedenlerimizi tanımamıza, değerlendirmemize ve gerektiğinde değiştirmemize yardım eder. Kiliselerin sahip olabileceği değerler nelerdir? İşte birkaç örnek: uygun tapınma, sağlam bir Kutsal Kitap öğretişi, dua, ortak bir cemaat yaşamı, kültürler arası etkinlik, aile bağlarının güçlendirilmesi, bireylerin geliştirilmesi, uygun ve vizyonu belli müjdecilik, küçük gruplar.3

Değerler listemiz, kullanılabilecek kadar kısa olmalıdır. Değerleri keşfetmek için bilinçli bir süreçten geçtikten sonra bu değerleri kâğıt üzerinde bırakmamalıyız.

Vizyon, bilinçli bir süreç sonucunda da keşfedilebilir. Vizyon belirleme, bir ekip tarafından yapılmalı, tek bir kişi tarafından değil. Vizyon belirlemenin, iletişimin ve önderlerin geliştirilmesinin, kilise önderliğinin ana görevi olduğu doğrudur.4 Bununla birlikte, vizyon belirleme sürecine, bunu kilise topluluğuna anlatacak başka kişileri de katmalı.

Vizyon belirleme, bir ekip tarafından yapılmalı, tek bir kişi tarafından değil.

Vizyonu yazıya dökme süreci basit ve açıktır.5 Birincisi, vizyon belirleme sürecine katılacak bütün kişiler seçilmeli. Süreç için, önderin yönetimi altında olan iki gruba ihtiyaç var. Birinci grup, kilisenin genel durumu hakkında bilgi toplar. İkinci grup, toplanan bilgileri alıp öncelik sırasına koyar. Tabii ki, birinci ve ikinci grup aynı kişilerden oluşabilir, farklı kişilerden de. Kısaca her grubun yaptığı işlere bakalım.

Birinci grup, kilisenin genel durumu hakkında mümkün olan en çok bilgiyi toplar. Bu iş beyin fırtınası aracılığıyla, gazete ve dergileri okumakla yapılabilir. Politik, sosyal, hizmetsel ve ekonomik konular göz önüne alınmalı; bu arada hizmet için kullanılabilecek şeyler de düşünülmeli (örn. teknolojideki büyüme, popüler kültürdeki akımlar, felsefe ve eğitim).

İkinci grup, toplanan bilgileri alıp önceliklere göre sıralar. Bilgiler, kiliseyi gelecek birkaç yıl içinde en çok etkileyecek konular göz önüne alınarak öncelik sırasına konur. Sürecin bu aşaması, kilisenin güçlü ve zayıf olduğu konuların analizini de içerir. İkinci grup, en önemli gördüğü faktörlere göre senaryolar geliştirir. Sonra grup, önerilen senaryolardan hangisinin kendi durumlarına uygun ve uygulanabilir sorusunu sorar.

Vizyon belirleme sürecine katılanların sayısı ne kadar çoksa, senaryonun anlatılması ve gerçekleştirilmesi de o kadar daha iyi olur.

Vizyonun anlatılmasında önemli olan bazı noktalar:

  1. Yeni vizyon sık sık ve açıkça anlatılmalı.
  2. Vizyonu gerçekleştirmek için kullanılan süreci açıklayın. Vizyonun temelinde yatan nedenleri açıkça belirtin. İnsanlar bir vizyonun, nasıl ve neden geliştirildiğini anladıklarında daha kolayca benimserler.
  3. Vizyonu anlatmak için gerekli zamanı harcamaya istekli olun. Anlatmayı ve benimsetmeyi aceleye getirmek, olumsuz etki bırakacaktır. Bu nedenle, vizyonu benimsetmek için öngörülen süreç 3-5 ay değil, 3-5 yıl almalıdır.
  4. Vizyonun esnek olması gerekir. Sürekli değişen dünyamızda, yerel kilisemizin genel durumu da günden güne değişir. Olasılıkları hesaplayıp ona göre planlar yapmalıyız. Aynı zamanda beklenmedik şekilde karşımıza çıkacak fırsatları değerlendirmeye hazır olmalıyız.

Tek tek inananlar olarak ve Mesih’te birleşmiş tek bir beden olarak, Tanrı’dan aldığımız bir vizyonumuz var: Kurtarıcı’yı yüceltmek ve O’nun yeryüzündeki kurtarış eylemini açıklamaya devam etmek (Elç. 1:1-8). Kilise topluluğu olarak, ulusları Rab’bin öğrencileri yapmak ve yeni kiliseler oluşturmaktaki süreci düzenli şekilde gözden geçirmemiz gerekir. Vizyonumuzu ve değerlerimizi de Tanrı’dan alırız. Bunlar, Tanrı’nın topluluğumuz için tasarladığı ruhsal yeteneklerden doğar ve Tanrı’nın kilisemizi yerleştirdiği ortamın ihtiyaçlarına cevap verir. Vizyonumuz ve değerlerimiz, Tanrı’nın Sözü’nü ve içinde yaşadığımız kültürü daha iyi anladıkça şekillenip gelişecektir. İnananlar, düşünmeye ve değerlendirmeye zaman ayırmalıdırlar. Tanrı’nın ne yapmamızı istediğini iyice düşünmeliyiz: Ne zaman, nerede ve neden. Aksi halde, hizmet için önümüze çıkan fırsatları kaçırabiliriz. Hazırlıklı ve bilgece davranmakta başarısız olabiliriz ve bu yüzden beklenmedik tehlikeler karşısında hazırlıksız yakalanabiliriz. Tanrı’nın lütfuyla bu basit adımlar, görevimizi, vizyonumuzu ve değerlerimizi planlamakta ve yüce Rab’bimize daha iyi hizmet etmekte bize yardım edebilir.

  • 1Bu metin, çeşitli kaynaklardan özetlenmiştir. Bu konudaki güzel kaynaklardan biri, Aubrey Malphurs’un Advanced Strategic Planning (Grand Rapids, Michigan: Baker, 1999)’dur.
  • 2Lee J. Colan, Sticking to It: The Art of Adherence (Dallas, Teksas: Cornerstone Leadership Institute, 2003), s. 11.
  • 3Malphurs, Advanced Strategic Planning, 226-235.
  • 4Aubrey Malphurs, Vision for Ministry in the 21st Century  (Grand Rapids, Michigan: Baker, 1992), s. 48-51.
  • 5En iyi iki kaynak, Burt Nanus, Visionary Leadership  (San Francisco: Jossey Bass,  1992) ve Malphurs, Vision for Ministry.
  • Telif Hakları © 2004
  • Ken Wiest
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 5 (Ekim - Aralık 2004), s. 14–16.