Hristiyanlık hakkındaki her değerlendirme, önceden tasarlanmış bir gündemle ve somut kişilerce yapılır. Bu nedenle muhakememiz (akıl yürütme, yargılama) sağlam bir temele dayanmalı; ama aynı zamanda Tanrı Sözü’nü paylaştığımız bütün insanların, söylediklerimizi farklı yorumlayacağını da kabul etmeliyiz.
İnsanlar sizi rahatça dinliyor mu? Savunmacılıktan kaçının. Çok konuşmak hırsınızı dizginleyin ve bilgiçlikten uzak durun. Olumsuz tavırlardan kaçının. Karşınızdakinin sizi anlamasına yardım edin.
Tek başına kanıtlar yeterince ikna edicidir. İnandıklarınızın akla uygun olduğunu gösterin. Mesajınızı küçümsemek ya da geçerliliği konusunda tavizkâr davranmak, mesajınızın değerini düşürür. “Ya hep ya hiç; evet ya da hayır” tavrı, bu konuda doğrudur. Eğer olumsuz bir tepki almaktan korkmuyorsam, olumlu bir tepki alma şansımı artırmış olurum.
Karşılıklı konuşmalarda, söyleşilerde, kendi tezimi ikna edici biçimde ve açıklıkla ifade edebiliyorsam, başarılıyımdır. Yürekleri değiştirmek, Tanrı’nın işidir. Ani ve derinlemesine değişimler çok nadirdir. Karşımdakinin tavrında olumlu değişmeler görebiliyorsam, başarılı oldum demektir.
Dürüstlüğümüzün hayati bir önemi vardır. Dürüstlüğün içinde, Tanrı’nın benim olmamı istediği gibi olmak da vardır: ilişkiler, zeka durumu ve ruhsallık. Dinleyicilerdeki değişim, doğrudan doğruya kaynağın – benim ve senin – inandırıcılığıyla orantılıdır!