Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kaynak

Neyi Seviyorsan Osun

Alıntılar

Yayın Tarihi: 13.04.2021

Görsel
Smith - You Are What You Love kapağı

You Are What You Love: The Spiritual Power of Habit

James K.A. Smith

Grand Rapids, Michigan: Brazos Press, 2016

James K. A. Smith ABD’de Calvin Üniversitesi’nde felsefe profesörü olarak görev almaktadır. Smith kültürel litürjilerin iyi olsun, kötü olsun, bizlere nasıl ve neyi sevmemiz öğrettiğinin kanısındadır. Aile buluşmaları, ulusal marş söylemek, hatta belirli bir futbol takımının taraftarı olmak gibi tekrarlanan uygulamalar yüreklerimizi belirli bir yöne yöneltir ve böylece bizlere kim olduğumuzu ve nereye ait olduğumuzu söyler. You Are What You Love (Ne Seviyorsan Osun) adlı bu kitapta, Smith Hristiyanlık içindeki uygulamaların (litürjilerin) İsa’nın bir öğrencisinin yüreğini şekillendirmenin gerekli bir unsuru olduğunu yazar. Okuyuculara sorduğu sorular, “Yüreklerimizi şekillendirmekte olan hangi “litürjilere” hâlihazırda katılıyoruz?” ve “Bu litürjilerin bizde yaratmakta olduğu değişimden memnun muyuz?”1 dur. Burada kitabın mesajını özetleyen alıntılar derlenmiştir.

“Ne istiyorsunuz?”

Asıl soru budur. Hristiyan öğrenciliğinin ilk, son ve en temel sorusu budur. Bu Yuhanna müjdesinde, İsa’nın kendisini takip etmek isteyenlere sorduğu ilk sorudur…

Bu, İsa’nın neredeyse her birimize sorduğu her sorunun altında yatan sorudur. “Gelecek ve beni izleyecek misin?”, “Ne istiyorsun?” sorusunun başka bir versiyonudur.

İsa Matta’yla ya da Yuhanna’yla – ya da sizle ve benle – karşılaştığında “Ne biliyorsun?” diye sormaz, “Neye inanıyorsun” diye dahi sormaz, “Ne istiyorsun?” sorusunu sorar. Bu İsa’nın bizlere sorabileceği en keskin, en delici sorudur; çünkü bizler tam olarak ne istiyorsak oyuz. Dileklerimiz, arzularımız ve isteklerimiz kimliğimizin temelindedir, eylemlerimiz ve davranışlarımız bu kaynaklardan akar. İsteklerimiz yüreğimizden, insanların özeğinden yankılar. Bu nedenle Kutsal Yazılar “Her şeyden önce de yüreğini koru, çünkü yaşam ondan kaynaklanır” (Özd. 4:23) öğüdünde bulunur. Öğrenciliğin, yüreği düzenlenmenin, sevdiğiniz şeyler konusunda dikkatli ve kasıtlı olmanın bir yolu olduğunu söyleyebiliriz.

… dünyaya en temel yönelme yöntemimiz sevgidir. Bizler isteklerimiz tarafından yön bulur, arzularımız tarafından yönlendiriliriz. Yaşamda bu tür iyi yaşam vizyonlarına endekslenmiş yolları benimseriz; bunu yalnızca seçeneklerimizi “düşünüp tarttığımız” için değil, zihnimizdeki bir görüntü hayal gücümüzü ele geçirdiği için yaparız… (s. 11)

Arzularımız öğretilmekten daha çok yakalanılmış haldedirler. Her tür kültürel ritim ve rutin, aslında tam da bizleri üstü kapalı ve gizli olarak, … iyi yaşam şekillerinden birini sevmeye eğittiği için arzu pedagojileri olarak işlev görürler. Bunlar yaptığımız şeyler değillerdir; onlar bize bir şey yaparlar. (s. 22)

Yüreğin yönelimi en dipten, arzu alışkanlıklarımızın şekillendirilmesi aracılığıyla gerçekleşir. (Tanrı’yı) sevmeyi öğrenmek, pratik gerektirir.” (s. 25)

Öğrencilik bir tür mülteciliktir, karanlığın egemenliğinden Tanrı’nın sevgili Oğlu’nun egemenliğine yol alan (Kol. 1:13). Mesih’te bizlere göksel bir pasaport verilmiştir; O’nun bedeninde egemenliğinin “yerlileri” gibi nasıl yaşayabileceğimizi öğreniriz… Yeni bir yaşam yolunun iklimine alışmalı, yeni bir dil öğrenmeli, yeni alışkanlıklar kazanmalıyız; o rakip egemenliğin alışkanlıklarını unutmalıyız. (s. 66)

Hristiyanlık tarih boyunca tapınma, insanla Tanrı’nın tapınmada yüz yüze gelmesi sırasında Tanrı’nın öncelikli oyuncu ya da unsur olduğu kanaatinde köklenmiştir. Tapınmanın en tepeden aşağıya sunulan bir şey olduğunu söyleyebilirsiniz. Bizler yalnızca Tanrı’ya adanmışlığımızı göstermek ve O’na övgülerimizi sunmak üzere tapınmakla kalmayız; bizler tapınmaya çağrılırız, çünkü bu karşılaşmada Tanrı yürekleri (yeniden) yaratır ve şekillendirir, arzularımıza yeni yönler verir ve sevgi alışkanlığımızı değiştirir. Tapınma yalnızca bizim yaptığımız bir şey değildir; Tanrı bize bir şeyler yapar. Tapınma öğrenciliğin kalbidir, çünkü burası Tanrı’nın yüreklerimizi yeniden eğittiği spor salonudur. (s. 77)

O’nun Oğlu’nun benzerliğine dönüşmek, yalnızca Tanrı’nın düşüncelerini O’nun ardından düşünmek değil, aynı zamanda O’nun arzuladığı şeyleri de arzulamaktır. Bunun için de alışkın olduğumuz yürek tutumumuzun ve hayal gücümüzün yeniden rayına oturtulması gerekir. Bunların gerçekleşmesi de, Tanrı’nın Sözü'nün hayal gücümüzün ana kaynağı haline gelmesinin ardından günlük yaşamımızda bir şeyleri düşünmeye dahi başlamadan önce algılayışımızı şekillendirmesiyle mümkün olur… Hristiyan tapınması bizlere yalnızca düşünme yöntemini öğretmez, bize sevmeyi öğretir; bunu da bizleri Kutsal Kitap’a yönlendirerek ve bu öyküyü kemiklerimize işleyerek yapar. (s. 85)

İlk yayınlama: e-manet Sayı 62 (Nisan - Haziran 2021), s. 26–27.