Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kaynak

Tanrı’nın İsteğini Anlamaya Çalışmak

Bir Pagan Anlayışı mı?

Yayın Tarihi: 30.06.2017

Görsel
Kitap Kapağı

Finding the Will of God: A Pagan Notion?

Bruce K. Waltke

Grand Rapids, Michigan: Wm. B. Eerdmans Publishing Co., 2002

Gençlerden bana birçok kere, “Rab bana bu kişiyle evlenmemi söylüyor gibi hissediyorum” diyenler oldu.

Tanrı bizi duygularımız aracılığıyla yönlendirir mi? Kimi erkek ve kız kardeşler, nasıl adım atacaklarını öğrenmeye çabalarken rastgele Kutsal Kitap’ı açtıklarını ve gözlerine ilk takılan ayetten yönlendiriş aldıklarını iddia ederler.

Tanrı’nın yaptığımız her şeyin farkında olduğunu biliyoruz ve Tanrı’nın bizler için tasarıları olduğunu biliyoruz (Ef. 2:10). Bruce Waltke, eğer Tanrı sevgi dolu Babamızsa, O’nun isteğini öğrenmek için hilelere ve tekniklere başvurmamız mantıklı mı, diye sorar.

Finding the Will of the God kitabında Dr. Waltke, öncelikle Tanrı’nın bizleri, O’nu izleyenleri yönlendirmesiyle ilgili yanlış anlaşılmalara değinir. Daha sonra Tanrı’nın bizden ne yapmamızı istediğini öğrenmek için anlaşılır ve kapsamlı adımlar sunar.

En başta, Tanrı’nın kendileri için tasarısını öğrenmeye can atanlar için bir soruya yer verir: “Neden öğrenmek istiyorsunuz?” Waltke, çoğu insanın geleceği bilerek kaderlerini kontrol etmeyi istediklerini ifade etmektedir. Ve geleceği kontrol etmenin en iyi yolunun Tanrı’nın düşüncesini bilmek ve öğrenmek olduğuna inanırlar. İnsan olarak kararlar alırken güvence isteriz; bize yanlış yapmaktan kaçınmamız için yardım edebilecek güvenilir bir otorite isteriz.

Ta eski zamanlardan başlayarak, insan gizli bilgiyi keşfetmek için uğraşıp durmuştur. Pagan dinleri, bir karar vermeden önce ilahi niyetin ne olduğunu anlamaları için insanoğluna yardımı dokunacak birtakım uygulamalar geliştirmiştir. Bu uygulamalar (kehanet), koyun ciğeri ve bağırsağı incelemeyi, okların düşerken nereye düştüklerine bakmayı ve ev halkının putlarına danışmayı içermekteydi. Daha sonraları insanlar astrolojiye ve burçlara güvenmeye başladı. Modern zamanlarda, burçların yanı sıra, birçok insan tarot kartları gibi yöntemlere güvenmektedir. “Yeni Çağ hareketinin neredeyse tamamı, Tanrı’nın sır olan bilgisinin bir kısmını elde etmeye çalışmak üzerine odaklıdır…” (Loc. 322)

Waltke, Tanrı’nın kehanet ve ruhlara danışma uygulamalarını tiksinç bulduğunu göstermek için Kutsal Kitap’ın geniş bir özetini sunar (örn. Yas. 18:10-12).

Ancak, Kutsal Ruh'un gelişinden önce Tanrı’nın altı yolla düşüncesini doğa üstü yollarla açıklamayı seçtiği görülür. Bunların neredeyse tamamı eski antlaşma dönemi sırasında gerçekleşmiştir:

  1. Peygamberler. Eski Antlaşma peygamberleri, insanları Tanrı’nın yoluna dönmeye çağırıyordu. Aynı zamanda bu peygamberler Tanrı’nın insana, hem imanlıya hem de imanlı olmayana, vahyinin aracılarıydılar.
  2. Urim ve Tumim. Zaman zaman kahinler tarafından Tanrı’nın halkı için tasarladıklarını öğrenmek amacıyla kullanılıyordu (Say. 27:21). Fakat Tanrı peygamberler görevlendirdikçe Urim ve Tumim’in kullanımı azaldı.
  3. Kura çekilmesi. En son çekilen kutsal kura, Elçilerin İşleri 1:26’da kayda geçirilmiştir; bu olay Ruh’un gelişinden öncedir.

    Waltke, özel vahyin Kutsal Kitap halkı tarafından beklenmediğini söyleyerek aşağıda yer alan yöntemleri nitelendirir; Tanrı, halkını normal yollardan yapacakları seçimden farklı bir seçeneğe yönlendirmek istediğinde dikkatlerini çekecek ölçüde eyleme geçti.

  4. Rüyalar.
  5. Belirtiler. Tanrı Musa’ya yanan çalı gösterdi, Gideon’un postu ile ilgili taleplerine yanıt verdi. Fakat Waltke, Gideon’un davranışlarının, nasıl karar alacağımız konusunda bizi yönlendiren bir rehber olmaktan ziyade, bize onun inançsızlığı hakkında çok daha fazla şey ifade ettiğini söyler.
  6. Tanrı’nın sözü bir bireye direkt olarak veya bir melek ya da bir haberci aracılığıyla gönderiliyordu; melek Cebrail’in Meryem’e gönderilmesi gibi.
Elçiler hiçbir zaman Hristiyanların Tanrı’nın isteğinin ne olduğuna karar vermenin bir yolu olarak belirtiler görme gerekliliğine dair ipuçları vermemiştir.

Waltke, Pentikost’tan (Kutsal Ruh’un gelişi) sonra kilisenin Tanrı’nın isteğini yukarıda sıralanan yollardan herhangi biri aracılığıyla anlamaya çalıştığına dair hiçbir örnek olmadığını belirtir. Elçiler hiçbir zaman Hristiyanların Tanrı’nın isteğinin ne olduğuna karar vermenin bir yolu olarak belirtiler görme gerekliliğine dair ipuçları vermemiştir. Esasında Yeruşalim Konseyi (Elç. 15), Tanrı’dan yönlendiriş almadan dünya çapında kilisenin geleceğini etkileyen bir karar almıştı. İsa’nın sözlerine kulak vermişlerdi: “… Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.” (Yu. 14:26)

Waltke, Yeni Antlaşma’nın bizlere günlük yaşamımızı sürdürmemiz için Tanrı’nın tasarısını anlama emri vermediğini ifade ediyor. “Çünkü sırf Tanrı’nın bir tasarısının olması, bunu sizinle mecburi olarak paylaşma niyeti olduğu anlamına gelmez!” (Loc. 123). Waltke’ye göre, bu hayatta vereceğimiz kararlar için Tanrı, O’nun planını öğrenmemizden ziyade imanla O’nun yolunda yürümemizi istemektedir.

Tanrı’nın Yönlendiriş Programı

Dr. Waltke, imanlılara, karar aşamalarında Tanrı’nın yönlendirişinden emin olacak bir yaşam biçimi sürdürmeyi önerir. “Tanrı’nın tasarısını öğrenmeye” çalışmak yerine, O’nun yönlendirişi doğrultusunda yürümeyi amaçlamalıyız. Waltke, aşağıda yer alan adımların yerine getirilmesinin önemli olduğunu vurgular. Önceliğe göre sıralama yapılmıştır:

  1. Tanrı’nın Sözü’nü Okuyun ve Söz’e İtaat Edin. Kutsal Yazılardaki birçok ayet, Tanrı’nın isteğinin iyi bir karaktere sahip olmakla ilgili olduğunu gösterir. Kutsal Yazıları duayla okudukça ve sözlere itaat ettikçe Tanrı’nın bizden olmamızı istediği insana dönüşürüz. ‘İnsan Tanrı’nın isteğini sezmez, insan Tanrı’nın isteğini Sözü aracılığıyla O’nu öğrendikçe yaşar’ (Loc. 586). Buna ek olarak, Söz’de eğitilmiş olanların önemli bir karar verme aşamasına geldiklerinde ellerinde Tanrı’nın bilgeliğinin bir haznesi vardır. “Bazı Hristiyanlar Tanrı’nın kendileriyle konuşmasını, sesini duymayı isterler, ama ben size Tanrı’nın zaten orada olduğunu ve zaten konuşmuş olduğunu söylüyorum.” (Loc. 627)
  2. Tanrı için bir yürek geliştirin. Eğer Söz’de Tanrı’nın vahyedilen isteğine itaat ederek yürüyorsanız ve Tanrı karakterinizi şekillendiriyor ve yaşamınıza etki ediyorsa, arzularınızı da şekillendiriyor demektir. Kutsal Kitap’a uygun dönüşme, Tanrı’nın etkisinden ötürü düşüncelerin, tavır ve tutumların, duyguların ve eylemlerin farklılaşmasıdır. Tanrı, o arzulara uyum sağlayan kararlar almanız için sizi güdülemekte ve onları gerçekleştirmeniz için size enerji vermektedir.
  3.  Hikmetli öğütler dinleyin. Sosyal medyadan ve eğlence dünyasından sürekli aldığımız mesajların ışığında, kültürel değerlere devamlı olarak maruz kalmaktayız. Bunların çoğu Tanrı’nın yollarına zıttır. Doğru gibi görünen ama muhtemelen doğru olmayan unsurları etkisiz hale getirmek için Rab’bin yolunda hikmetli kişilere kulak vermemiz gerekir. Kutsal Yazıları iyi bilen, ruhsal olgunluğa sahip birine gidin ve danışın.

    Tanrı’nın ahlak yasası ve mutlak egemen tasarısının sınırları dahilinde özgürlük verdiğini vurgular.
  4. Tanrı’nın sağlayışını ayırt edin. Zaman zaman Tanrı yeni fırsatlar yaratmak için koşulları kullanır. Kimi zaman yaşam koşulları, istediğimiz şeyleri yapmamıza veya seçimler yapmamıza öylece izin vermez. Bu koşulların kontrolünde yaşamak istemesek de, kısıtlayıcı koşullar Tanrı’nın bizim için isteğinin açıklamasının başlıca yöntemidir. Çoğu kez Kutsal Kitap, Tanrı’nın tasarılarını hayata geçirmek için koşulları araç ettiğini gözler önüne serer. Örneğin, Eski Antlaşma’da Yusuf Mısırlı tüccarlara satıldı ki ileriki yıllarda ailesini Mısır’da bolluk içindeki bir yere getirebilsin.
  5. Sağduyunuzu kullanın. Çeşitli seçenekler mevcutken, iyi bir yargıda bulunma fırsatına sahibiz. Süleyman’ın Özdeyişleri kitabı finans, ilişkiler, iş yapma ve konuşma gibi alanlarda sağlam ve sağduyulu yargının ne olduğunu tanımlar. Sağduyulu yargı, Kutsal Kitap’a asla zıt değildir. Tanrı bizlere açıklamış olduğu bilgeliğiyle ahenk içinde karar verme kapasitesi vermiştir, bu nedenle bizler bu kapasiteyi iyi niyetle kullanmalıyız.

Waltke bir ikazda bulunur. Yargımız, iman çerçevesi içinde yerini bulmalıdır. İbrahim’in yaşamı bizlere, mantıksal olarak en iyi seçenek gibi görünene güvenmek yerine Tanrı’nın yönlendirişine güvenmenin daha önemli olduğunu gösterir. İbrahim’in bilinmeyen bir yöne doğru aylak aylak dolanmak için yurdunu ve ailesini terk etmesi aklıselim bir durum gibi gelmiyordu. Aynı şekilde İsa’nın ardından gitmek için “çarmıhımızı yüklenmek”, dünyanın mantıklı yargı diye tanımladığı şeye karşı gelmektedir. Öncelikle Tanrı’nın isteğine teslim olmalıyız. “Mantıktan önce itaat gelir” (Loc. 1267).

Waltke ayrıca, Tanrı’nın ahlak yasası ve mutlak egemen tasarısının sınırları dahilinde özgürlük verdiğini vurgular. Tanrı’nın belli başlı tek bir planı olmadığını bilerek, kiminle evleneceğimizle, çocuklarımızı hangi okula göndereceğimizle ilgili kararlar alabiliriz. İstek ve arzularımızın Kutsal Yazılarla uyumla olduğunu varsayarak, bu çerçeve içinde istediğimizi yapma özgürlüğüne sahibiz. Waltke burada Augustinus’tan alıntı yapar: “Tanrı’yı sev ve ne istiyorsan onu yap.”

Gençler, geleceklerini etkileyecek büyük kararlar alırken genelde yönlendiriş beklerler. Yaşı daha geçkin olanlar çoğunlukla yaşamın koşulları tarafından biçimlendirilmiştir ama izlemeye çağırıldıkları yolda Tanrı’nın ne yaptığını sorgulayabilir haldedirler. Kimileri geleceğin ne getireceği konusunda korku duyar ve felaketi nasıl önleyeceğini öğrenmek ister. Her biri Tanrı’nın isteğinin ne olduğunu sezmeyi isteyebilir. Bu kitap, bu insanların her biri için yardım sunmaktadır.

Waltke’nin göstermiş olduğu gibi, Tanrı’nın bizler için tasarladıklarını ayırt etmemiz mümkün olmayan veya ayırt etmeye çalışmamamız gereken bir gizem söz konusudur. Süleyman’ın Özdeyişleri 20:24, “İnsanın adımların RAB yönlendirir; öyleyse insan tuttuğu yolu nasıl anlayabilir?” der. “İnsan Tanrı’nın yaptığı işi başından sonuna dek anlayamaz” da denir (Vai. 3:11b). Fani varlıklar olarak Tanrı’nın Tanrı olmasına müsaade eder ve O’na güveniriz. Geleceği anlamıyor olmamıza rağmen Tanrı gelecektedir ve tasarısını hayata geçirirken bizimle ilgilendiğini gösterecektir. Aynı zamanda bizlere, O’na yakın durarak en iyi kararları verdiğimizi göstermektedir. Kutsal Kitap çalışmaya ve itaat etmeye bağlı kaldıkça, Tanrı sağlamış olduğu özgürlükle iyi kararlar vermemiz için gerekli olan bilgeliği bize bağışlar. O’nun isteğini gözden kaçırmaktan korkmamıza gerek yoktur. İman ve itaatte yaşamak bizi doğru bir şekilde yönlendirecektir. 

  • Telif Hakları © 2017
  • Rhonda Wiest
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 47 (Temmuz - Eylül 2017), s. 23–26.