Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kitap

İşiniz Henüz Bitmedi!

Vaazda ve Öğretide Kutsal Kitap’ı Uygulamaya Geçirmenin Yeri ve Önemi

Yayın Tarihi: 11.10.2017

Demek bir metin çalışmanızı daha bitirdiniz! Harika! Ne kadar çok çalışma gerektirirse gerektirsin, insanların Kutsal Kitap’tan bir metnin anlamını keşfetmeye yeteri önemi vermesi harika ve gerçekten büyük bir iş! Bir pasaj için yapılmış iyi bir yorum, Eski ve Yeni Antlaşma dönemlerinin tarihini, coğrafyasını ve kültürünü öğrenmeyi içeren zorlu bir çalışma gerektirir. Gramer ve söz dizimi, kelime çalışmaları ve bağlamla uğraşmak anlamına gelir.1 Bu, “metin ne anlama gelmeli” ya da “ne anlama gelmesini istiyorum” gibi peşin hükümlü fikirlerimizi ve arzularımızı metne yüklememek için kendimize hâkim olmamız anlamına gelir.2 Unutmayın ki, iyi bir yorumun en kötü düşmanı, “Bunun ne anlama geldiğini biliyorum” inancıdır.

Çalışmanızdan sonra, şimdi metnin anlamını bir ya da iki cümlede ifade edebilirsiniz. Vaazınızın ya da dersinizin amacı bu olmalıdır. Tanrı’nın bize ve diğerlerine söylemek istediği budur.

Uygulama olmaksızın, Kutsal Kitap çalışmamız tamamlanmamıştır.

Peki Tanrı’nın bize söylediğiyle ne yapmalıyız? İşte püf noktası budur, ne zaman Kutsal Kitap’ı okuyup çalışsak sormamız VE yanıtlamamız gereken soru budur. Uygulama olmaksızın, Kutsal Kitap çalışmamız tamamlanmamıştır. Kutsal Yazılar’ın söylediğini bilmek çok kıymetlidir, çünkü Tanrı ve planıyla ilgili bilgiye sahip oluruz. Ama Tanrı planına dahil olmamızı istemektedir. O’nu ve Oğlu’nu taklit etmemizi ister ve bu da bizim adımıza eylem gerektirir.

Kutsal Ruh’un Kutsal Kitap çalışmasındaki rolü, öncelikle ve en çok uygulama aşamasında görülür. Bizi aydınlatması öncelikle metni anlamamız sırasında değil, metni Tanrı’nın sözü olarak “kabul etmemiz” ve yaşamımızın bir parçası yapmamız için güç ve içgörü verme aşamasında olur (1Ko. 2:14-16; 1Yu. 2:20,27). O halde bizim rolümüz nedir? Kutsal Kitap’ı uygulamamızı daha tutarlı ve daha uygun hale getirmek için yapabileceğimiz ya da yapmamız gereken şeyler nelerdir? Bizlere bu konuda rehberlik edebilecek bazı fikirler şunlardır:

  1. Uygulamanızın metnin anlamıyla uyum içinde olduğundan emin olun. Metnin ana noktasını bulmuştunuz. Şimdi kendinize bu noktanın, yaşamınızın çeşitli alanlarında ve dinleyicilerinizin yaşamlarında uygulamaya geçirildiğinde nasıl görünmesi gerektiğini sorun. Bunun için kendi koşullarınızı ve onların koşullarını iyice bilmeniz gerekir. Metnin ana noktası evde, işte, okulda ya da bir arkadaş veya komşuyla ilişkilerde nasıl uygulanabilir? Her koşul farklı bir uygulama gerektirebilir. Ayrıca ilk önce şundan emin olun: Uygulama ana noktayı yansıtmalıdır; pasajdaki diğer noktalar ikincildir, ama aynı zamanda potansiyel uygulamalardır. Örneğin, Matta 28:18-20’nin anahtar noktası, diğer ulusları İsa’nın öğrencileri olarak yetiştirmektir. Böylece uygulama, insanların İsa’nın öğrencileri olmalarını sağlamaktır. Aynı zamanda bu ayetlerde ek fiiller de vardır (“gidin”, “vaftiz edin” ve “öğretin”). Bu nedenle “gidin”le ilgili bir uygulama uygun olur.
  2. Yaşamımızda uygulamaya geçilen ana alanlar, düşüncemiz, irademiz ve duygularımızdır. Uygulamanın her zaman birinin eylemindeki bir değişim olması gerekmez; hislerin ya da düşüncenin farklılaşması da uygun bir uygulama olabilir. Örneğin, 23. Mezmur’u okuduğumuzda ihtiyaçlarımızı karşılayan Tanrı’ya huzurla güven duymaya başlamak uygun bir uygulamadır. Augustinus, bir insanın sevdiği şeyin önemini vurgulamıştır. Uygulamayı, sadece yaptığımız ya da düşündüğümüz şeyi değiştirmekten daha büyük bir şey olduğunu görmemize yardımcı olur. Daha ziyade, adanmışlıklarımızı içermektedir.
  3. Seçtiğiniz pasajın birinci yüzyılda nasıl anlaşıldığını düşünün. Birinci yüzyıldaki okurlardan bu pasajı nasıl hayata geçirmeleri bekleniyordu? Bu pasajın bağlamının günümüze uygun en yakın bağlamı ne olurdu? Örneğin, insan ilişkilerinden söz eden bir pasaj teknolojiyle ilişkimiz açısından ele alınmamalıdır. Örnek olarak, 1. Korintliler 8-10. bölümler üzerinde bir düşünün. Bu pasajda zayıf kardeş ele alınır. Hassas vicdanı yüzünden, Kutsal Kitap’ta ayırt edici şekilde öğretilmeyen bazı konularla ilgili zorluk çeken biridir. Daha güçlü olan kardeş, zayıf kardeşini sevmekle ve kabul etmekle sorumludur. Bunu hassas kardeşinin vicdanının zedelenebileceği alanlarda daha muhafazakâr yaşamayı seçerek yapar. Güçlü kardeş, zayıf olan için özgürlüğünü kısıtlar, böylece zayıf kardeş günaha yöneltilmez. Bu pasajın zaman zaman zayıf bir kardeş tarafından güçlü bir kardeşin tavırlarını ve tutumlarını kontrol altında tutmaya çalışmak üzere yanlış şekilde uygulanır. Bu olayda “zayıf” kardeş bir tercih yapmaktadır ve “güçlü kardeşim ne istersem onu yapmalı” demektedir. Vicdanı söz konusu değildir. Bu tamamıyla yanlış bir uygulamadır, aynı zamanda pasajın doğru ve uygun anlamından uzaklaşmış bir uygulamadır.
  4. Yeni Antlaşma ile bizler arasında, Eski Antlaşma ile bizler arasında olan bağlantıdan daha büyük bir bağlantı vardır. Ancak bu, Eski Antlaşma’yı reddetmemiz gerektiği anlamına gelmez. Eski Antlaşma anlatısında, şiirinde, hatta yasasında imanlının yaşamında uygulayabileceği meşru ilkeler mevcuttur. Unutmayın, düşünce ya da duyguda yaşanan bir değişim bile meşru bir uygulamadır. Buna ek olarak, Eski Antlaşma prensiplerinin meşru bir uygulaması, Kutsal Kitap teolojide Eski Antlaşma’da yazılanların Yeni Antlaşma’daki yansımalarını bulmak ve bu ilkeleri uygun bağlamlarda ve şekilde hayata geçirmektir. Herhangi bir doğrudan uygulamanın günümüzde mümkün olmaması, uygulamanın ardındaki ilkenin geçerli olmadığı anlamına gelmez.
  5. Yararlı ve önemli bir değişime neden olacak bir uygulama tespit edin. Ne kadar ilgi çekici gelirse gelsin sizin veya başkalarının kolayca unutamayacağı şeylerden oluşan uzun bir listedense bu yöntemi tercih edin.
  6. Uygulamalarınızla ilgili dua edin. Çoğu insan bunu gözden kaçırır. Kendiniz için dua etmeniz sadece iyi bir şey değil, gelişiminiz için teolojik olarak uygun ve zorunludur.
  7. “Bunu yapmalıyım” demek, bir uygulama değil, sadece bir yalvarıştır. Örneğin ‘”birbirimizi sevelim” sözü bir uygulama değildir. Bir pasajı uygulamaya geçirdiğimizi nasıl biliriz? Ölçülebilir (miktar, zaman vb.) uygulamalar elinize somut bir veri sağlar. Böylece kötü, yararsız ya da akılsızca şeyleri bir kenara bırakıp iyi, kutsal, doğru ve hikmetli şeyleri yapmaya yöneldiğinizi bilebilirsiniz. “Birbirimizi sevelim”i uygulamak için, kardeşinize bu hafta nasıl ve ne zaman sevginizi göstereceğinizi belirlemeniz gerekir.
  8. Yaptıklarınızla ilgili sizi sorumlu tutacak kişiler belirlemek, uygulamanızı ölçmenizin mükemmel bir yoludur. Ayrıca bir beden olarak kilisenin işlevine de son derece uygundur. Bu konuda küçük gruplar çok işe yarar.
  9. Bazı uygulamaların kültürel yansımaları bölgeden bölgeye farklılık gösterebilir. “Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın” sözü kültürel normlara göre farklı uygulanırdı. Örneğin, Amerika’da bunu karşılayan sevgi kucaklaşmayla gösterilir. Bu yeterli görülür; sevgiyi ve hisleri bir selamlamayla göstermek kutsal simgelerden, sembolik sözcüklerden çok daha anlamlıdır.
  10. Amacımız, uygulamalarımızın metinsel temelli ve teolojik olarak duyarlı olmasıdır. Kutsal Kitapsal ve sistematik teoloji, bireysel metinler için çeşitli uygulamalar çıkarmamıza yardımcı olur. Çünkü Tanrı’nın vahyinin tamamını içermektedir, ayrıca Tanrı’nın sözlerini duyarlılıkla tarihi ve kültürel olarak değerlendirir. Uygulamamızı, Kutsal Kitapsal teolojinin örgüsü aracılığıyla, Kutsal Yazıların bütününe uyuyor mu diye sınamamız gerektiğini savunuyorum. Örneğin 1. Korintliler 6:19-20’de bedenlerimizin “Kutsal Ruh”un tapınağı’ olduğu söylenmektedir. Eski Antlaşma’da açıklanan Buluşma Çadırı’yla ve Tapınak’la ilgili anlatılanları irdelemek, bir tapınağın ne anlama geldiğiyle ilgili (Tanrı’nın halkının arasında bulunması, kutsal, temiz ve kötülükten uzak olma zorunluluğu gibi) ek içgörüler sağlayabilir.
  11. Bir öğretiyi doğru anlıyorken uygulamasında yetersiz kalabiliriz. Galatyalılar’ın 2. bölümünde anlatılan Petrus’la ilgili olay buna klasik bir örnektir. İmanla aklanma ve kutsal kılınma öğretisini başkalarıyla ilişkilerinde doğru şekilde uygulamaya geçirmedi, ikiyüzlü davrandı, bu nedenle Pavlus tarafından kınandı.
  12. Varsayımlarınızı gözden geçirin. Eğitiminiz, işittiğiniz vaazlar, okuduğunuz kitaplar, dinlediğiniz müzik ve deneyimlediğiniz sanat, altyapınız, kültürünüz; hepsi zihninizde uygulamanızı yanlış yönlendirebilecek yollar oluşturmuş olabilir. Örneğin, daha önce bağışlanmayla ilgili öğrendikleriniz size işlenen günahı tamamen unutmanız gerektiği anlamına geldiğine inandırdıysa (ki unutmamalısınız!) doğru öğretiye göre bağışlamanıza engel oluşturabilir.

Uygulama, değişim ve gelişimin bir diğer adıdır. Eğer gelişim ve değişim gerçekleşmiyorsa, Kutsal Yazıları uygulamaya geçirdiğimizi söyleyemeyiz. Yalnızca bilgiyle gelişim ve değişimin gerçekleştiğini sanmayın. Kutsal Ruh’un sizin katılımınız olmadan hayatınıza değişim getireceğini sanarak yanılmayın.

  • 1Ken Wiest, “Makasınızı Nasıl Tutuyorsunuz? Kutsal Kitap Dizinini Kullanmak”, e-manet, Sayı 16 (Nisan-Haziran 2009). Ken Wiest, “Gramer Deyip Geçmeyin: Gramer ve Sözdizimi Yorum Sanatının Olmazsa Olmazı”, e-manet, Sayı 29 (Temmuz-Eylül 2012).
  • 2Ken Wiest, “Yorum Var: Okuyucuyu Temel Alan Yorum”, e-manet Sayı 1 (Ocak-Mart 2003).
  • Telif Hakları © 2017
  • Ken Wiest
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 48 (Ekim - Aralık 2017), s. 14–16.