Metin eleştirisi, anlaşılması zor da olsa, Kutsal Kitap’a güven duymamızın önemli bir parçasıdır. Markos 16:9-20 ve Yuhanna 7:53-8:11’in orijinal el yazmalarının bir parçası olarak kabul edilmediğini okuyan birinin aklına şu soru gelebilir: “Kutsal Kitap güvenilir mi?” Metin eleştirisi, Kutsal Yazıların güvenilirliğini belirlemek için dayandığımız bilimdir. Akademisyenler metin eleştirisi sürecini yürüterek hem dış hem de iç kanıtları kullanır, böylelikle eski bir belgenin orijinal metnini belirler.
Eski metinlerle uğraşan biri kaçınılmaz olarak kopyalanmış metinlerle uğraşıyor.
Metin eleştirisi neden gerekli? Çünkü eski metinlerle uğraşan biri kaçınılmaz olarak “el yazmaları”, yani kopyalanmış metinlerle uğraşıyor demektir. Dini ya da siyasi olsun, hiçbir eski metnin orijinali kalmamıştır. Dolayısıyla kopyalamadan bahsettiğimizde, kopya yapanların insani zayıflıkları ve hataları devreye girer.
Eski bir belgenin orijinal içeriğini belirleme süreci, mevcut el yazması kopyalarının değerlendirilmesini içerir. Yeni Antlaşma'nın bir bölümünü ya da tamamını içeren 5.700'den fazla el yazması vardır. Bunlar İ.S. 125’ten İ.S. 5. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu metinler çeşitli biçimlerde bize gelir. Bazıları “küçük” harfle, bazıları “büyük” harfle, bazıları papirüs üzerine, bazıları da parşömen üzerine yazılmıştı. Araştırmacılar metinleri farklı gruplara ayırmışlardır.
Bir grup el yazması “Alexandrian” (İskenderiyeli) olarak adlandırılır. Bu gruptaki el yazmaları daha eskidir, orijinal metnin yazıldığı zamana yakın bir tarihte kopyalanmışlardır. Ayrıca Akdeniz’e yakın bir yerde keşfedilmişlerdir ve “orijinal” kopyalama özelliklerini paylaşırlar. Bu gruptaki bazı el yazmaları şöyle kodlanmıştır: A, B, Sinaiticus, 33, 1739, Bodmer Papirüsü.
Batı grubu olarak adlandırılan bir başka metin grubu Akdeniz bölgesi dışında bulunmuştur. Diğer gruplarda olduğu gibi, bu gruptaki metinler de benzer kopyalama stillerini gösterir ve varyantlar benzerdir.
Metin eleştirisi hem bir bilimdir hem de sanattır.
Bir diğer gruplama ise daha geç bir tarihte (zamanımıza daha yakın) kopyalanmış el yazmalarından oluşur. Bu grupta 4800 adet metin ya da kısmi metin bulunmaktadır. Bunlar “Bizans” metinleri ya da “Majority” (Çoğunluk) metinleri olarak adlandırılır. Bu grubun kalitesi “ikincil” olarak nitelendirilir.1 Bu el yazmalarının çoğu Yeni Antlaşma’nın sadece birkaç parçasını içerir; ancak birlikte ele alındıklarında Yeni Antlaşma'nın tamamını kapsarlar.
Metin eleştirisi hem bir bilimdir hem de sanattır diyebiliriz. Bir el yazmasının güvenilirliğine ilişkin kanıtların değerlendirilmesi sürecinde tartılması gereken ilkeler, gerçekler ve kanıtlar vardır; bilim dediğimiz şey budur işte. Ancak bu süreç aynı zamanda bir sanattır, çünkü “uygulanması” gerekir. Metin tenkidi “kesin” bir süreç değildir; kişi metin tenkidini ne kadar çok yaparsa o kadar yetenekli hale gelir. Uygulayıcı, ilkeleri kullanmada ve kanıtları tartmada daha iyi hale gelir. Dürüst olursak, metin eleştirisi de bir miktar yorum içerir; her bir İncil yazarının üslubu, bağlamı ve teolojisi yorumlama konusunda bize yardımcı olur.2 Metin eleştirisi “doğru” varyantı seçmek için başlıca şu ilkeleri kullanılır:
- Diğer varyantın varlığını en iyi açıklayan, dolayısıyla orijinal varyant olarak kabul edilmesi daha makul olan varyant hangisidir? En kolay okunan varyant hangisi? En kolay okunanı, diğer varyantın çıkışını açıklar. Elinde bir Kutsal Kitap okuması için iki varyant varken, teolojik olarak gelişmiş bir metin normalde daha basit bir metinden gelir. Bir kopyacı, bir metnin anlamını boşaltmak yerine metnin teolojik gelişimine katkıda bulunma eğiliminde olacaktır. Buna göre, daha sade olan varyantın orijinal olması daha olasıdır.
- Hangi “okuma” daha kısa sürüyor? Bu soruyla, kopyalayanların eğilimi genelde bir şey eklemektir diye düşünülür.
- Hangi “varyant” daha zordur? Kopyalayanların eğilimi anlaşılması zor bir okumayı “basitleştirmektir” diye düşünülür.
Bütün metinleri ‘tartmak’ çok zor; bundan dolayı genel eğilim ‘daha eski’ tarihli metinleri temel almaktır.
En iyi yaklaşım aslında gerekçeli eklektizmdir3 . Yani her varyant tek tek ele alınır, bir “metin türü”ne dayanmayarak (hepsi “tartılır”) bütün ilkeler kullanılır. Gerçi bütün metinleri “tartmak” çok zor; bundan dolayı genel eğilim “daha eski” tarihli metinleri temel almaktır.
Şimdi varyant türlerini inceleyelim. Bu bilgiyi bilmek, Tanrı’nın sözünün güvenilirliğine olan güvenimizi artırır. Varyant türlerinden biri yazımdaki farklılıktır. Mesela, Yuhanna Grekçe'de aynı kelime için bazı yerlerde iki n, bazı yerlerde ise tek n harfi kullanır. (Bunlar bile varyant olarak sayılır!) Bir başka varyant türü de kelimelerin yanlış ayrılmasıdır. Bunun nedeni orijinal Yunanca yazılarda kelime sonlarının ve noktalama işaretlerinin bulunmamasıdır.
Bir başka çeşitlilik de farklı sözcük sıralamalarının kullanılmasıdır. Wallace şöyle bir örnek verir: “Pavlus İsa'yı seviyor” cümlesi Grekçe’de en az 16 şekilde yazılabilir. Bunların hepsi varyant olarak sayılır, ancak hepsi aynı şekilde anlaşılır.4
Bazı farklılıklar bariz kopyacı hatalarından kaynaklanmaktadır: Aynı kelime iki kez yazılmış ya da tekrarlanan bir kelime bir kez yazılmıştır. Buna ek olarak, bazen kopyacı metnin bir satırını yazmayı atlamıştır, çünkü kopyaladığı satırın son sözcükleri metinde daha alttaki bir satırın başında görüp öyle geçirmiştir. Bazen kopyacılar sinoptik müjdelerdeki anlatıları kopyalarken, yanlışlıkla hatırladıkları başka bir sinoptik Müjde’deki ifadeleri kullanmışlardır.
Diğer varyantlar kopyacı tarafından yapılan kasıtlı değişiklikleri göstermektedir ve bunların çoğunun anlaşılması kolaydır. Örneğin, kopyacı metni kopyalarken dilbilgisini düzeltmiştir, bazen de yazmanlar teolojik farklılıkları belirtmişlerdir.5 Metin eleştirisi bu değişiklikleri açık hale getirir.
Tüm varyantların sayısı belki de 400.000’i bulur.
Wallace, sayıları belki de 400.000'i bulan tüm varyantları üç gruba ayırır: önemsiz olanlar, önemli ama geçerli olmayanlar ve önemli ve geçerli olanlar.6 İlk grupta harf ya da kelime sırası sorunları yer alır; varyantların çoğu bu gruba aittir. İkinci grup Matta, Markos ve Luka arasında “uyum” sağlama girişimleridir.
Markos 16 ve Yuhanna 8'e bakmadan önce, “önemli ve geçerli” gruptan birkaç örneğe bakalım. Romalılar 5:1'deki fiilin iki ana varyantı vardır: “biz” ya da “olalım”. Grekçede bu varyantlar arasındaki fark bir Grekçe harftir ve ses aynıdır (kopyalama sırasında bazen “okunur veya dinlenir ve kopyalanır”). Metin eleştirisi ilkelerini uyguladığımızda, burada daha kısa bir varyant görmüyoruz ve her ikisi de eşit derecede zor. Bundan dolayı sonraki adım olarak “gerekçeli eklektizm” kullanarak “metinleri tartarız”. 1. Selanikliler 2:7 ayetinde de aralarında bir harf farkı olan iki varyant vardır. Bir varyant “sevgi” anlamına gelirken, diğeri “bebek” anlamına gelmektedir. Gerekçeli eklektizmi kullanarak buradaki bağlamın şefkat (“anne şefkati”) anlamına gelmesinin daha makul olduğunu söyleyebiliriz.
Markos 16:9-20 ve Yuhanna 7:53-8:11’de yazılanları yukarıda açıklanan üç kriteri kullanarak ele alalım. Bu iki pasaj “daha uzun” okumalar olarak görülebilir, ancak bizim kriterimiz “daha kısa olan daha kabul edilebilir” şeklindedir. Neden mi? Çünkü kopyalayan kişilerin eğilimi kesmek değil (özellikle bu kadar uzun bir parçayı) eklemektir. İkinci kriter olan “daha zor” okuma burada pek kullanılmaz. Hangi varyantın daha zor olduğunu ya da hangisinin daha kolay olduğunu belirlemek zordur. Burada “hangi varyantın diğerlerinin ortaya çıkışını açıkladığı” ilkesi önemlidir. Eğer orijinal metinde bu paragraflar varsa, kopyacının bunları neden kırptığını açıklamak çok zordur. Ancak bu pasajlar orijinal metinde yoksa, birinin bunları neden eklediği açıklanabilir: Yuhanna 8’in öyküsü güzel bir öyküdür! İsa'nın bağışlayıcılığını güçlü bir şekilde gösterir. Markos 16’ya baktığımızda, Markos 16:8'in kitap için tatmin edici bir son olmadığını görürüz. Oysa 9-20. ayetleri içeren varyant okunduğunda olayı bütün haliyle görürüz. Kriterlerimizi uygulamak bizi 9-20 ayetlerini kabul etmekten uzaklaştırır.
Bu bölümler Yuhanna ve Markos tarafından yazılan diğer bölümlerden farklıdır.
Metinlerin tarihlerine baktığımızda, Markos 16:9-20 de Yuhanna 7:53-8:11 de eski metin grubunda (Alexandrian grubunda) pek yer almaz. Daha yeni gruplarda (Majority grubunda) ortaya çıkarlar. Markos 16:9-20'nin yer aldığı farklı metinlerde, bu yerlerde bile ayetlerin sırası karışıktır. Hem Markos hem de Yuhanna pasajları, Müjdeler’indeki diğer pasajlardan daha fazla sayıda varyanta sahiptir. Dolayısıyla bu bölümler Yuhanna ve Markos tarafından yazılan diğer bölümlerden farklıdır. Travis Williams, Markos 16:9-20'nin üslubunu değerlendirmiş ve bu pasajın üslubunun Markos’un diğer pasajlardan “önemli ölçüde” farklı olduğunu söylemiştir.7 Yuhanna 7:53-8:11'i içeren metinsel kanıtlar da zayıftır. Kurt ve Barbara Aland'ın Yuhanna 7:53-8:11 hakkındaki görüşleri şöyledir: “Yuhanna Müjdesi kiliseler arasında ilk yayıldığında kesinlikle bu ayetleri içermiyordu.” Kilise babaları da bu ayetleri kabul etmemişlerdir. İlk kilise Markos 16:8'de Müjde’yi sonlandırmıştır, ancak ilginç olan 16:9-20 kısmı 2. yüzyıldan itibaren “inatla” devam etmiştir.8
Sonuç olarak, belirtilmesi gereken iki nokta vardır: Bu iki paragrafın Kutsal Yazılar’ın bir parçası olmaması bizi öğretiden ya da yaşamdan yoksun bırakmaz. İkinci olarak, Wallace'ın söyledikleri önemlidir: “Elimizde orijinal Yeni Antlaşma metni var, bundan eminiz. Ancak bu metnin ‘Grekçe metinde’ mi yoksa ‘metnin altındaki kenar boşluğunda’ mı olduğunu bilmiyoruz.”9 Yani okuduğumuz ana metinde mi yoksa dipnotta mı olduğundan her zaman emin olamayız. Ama Tanrı'nın sözüne sahibizdir.
- 1Michael Holmes, “Textual Criticism”, Interpreting the New Testament (Essays on Methods and Issues), dü. David Alan Black ve David S. Dockery (Nashville: Broadman Holman, 2001), s. 50-51.
- 2Eldon Jay Epp, “Textual Criticism in the Exegesis of the New Testament” A Handbook to the Exegesis of the New Testament, dü. Stanley Porter (Boston: Brill Academic Publishing, 1992), s. 47.
- 3İng. reasoned eclecticism
- 4Daniel Wallace, “Laying the Foundation”, Interpreting the New Testament Text, dü. Darrell Bock ve Buist Fanning, (Wheaton, Illinois: Crossway, 2006), s. 35.
- 5Eldon Jay Epp, s. 60, 61.
- 6Daniel Wallace, “Laying the Foundation”, s. 34.
- 7Travis Williams, “Bringing Method to the Madness: Examining the Style of the Longer Ending of Mark,” Bulletin of Biblical Review, Sayı 20 (2010). Bunun aslında öznel bir argüman olduğunu kabul ediyorum.
- 8Kurt ve Barbara Aland, The Text of the New Testament (Grand Rapids, Michigan: William B. Eerdmans, 1987), s. 232, 292, 307.
- 9Daniel Wallace, “Challenges in New Testament Textual Criticism for the 20th Century”, JETS 52 (2009), s. 95.