Neden üzgünsün, ey gönlüm
Neden içim huzursuz?
Tanrı’ya umut bağla,
Çünkü O’na yine övgüler sunacağım;
O benim kurtarıcım ve Tanrım’dır. — Mezmur 43:5
İnananlar çağlar boyunca Mezmurlar’ı okuyarak teselli buldular. Bu övgü ve ağıt ilahileri, Tanrı yolunda yürüyen kişinin ortak deneyimlerini yansıtır. “Tevrat ve peygamberlik kitaplarında, antlaşma geleneğinin tek sesi egemenken, Mezmurlar’da ve uygulamaya yönelik diğer kutsal yazılarda, Tanrı halkının özlemleri ve kaygıları egemendir.”1
Biz inananlar Mezmurlar yazarının ifade ettiği duygularla özdeşleştiğimiz için, Mezmurlar’ın mesajını keşfetme çabasına girmeden bu yazılardaki görüşleri kendi yaşamlarımıza uygulayarak bu yazıların dilini hemencecik kendimize uyarlamak eğilimindeyiz. Hâlbuki diğer tüm kutsal yazılarda olduğu gibi, Mezmurlar’ı da hayatlarımıza doğru bir şekilde uygulayabilmemiz için öncelikle anlamları yönünden inceleyip anlamamız gerekir. Mezmurun yapısını anlamak, içeriğini anlamamıza ve bunu daha açık şekilde uygulamamıza yardım edecektir.
Bruce Waltke, yorumcuların tarih boyunca Mezmurlar’ı yorumlamak için kullandıkları çeşitli yöntemleri açıklamaktadır. Bu yöntemlerin en yararlı olanlarının Mezmurlar’ı anlamaya dayandığını ve bunların ortak biçem yapısına göre sınıflandırılabileceğini belirtmektedir.2 Bu yapıları anlamak, okuyucunun mezmurun tam olarak neyi anlatmayı amaçladığını ve neyi özellikle vurgulamak istediğini kavramasına yardım eder.
Mezmur yapılarını anlamak, okuyucunun mezmurun tam olarak neyi anlatmayı amaçladığını ve neyi özellikle vurgulamak istediğini kavramasına yardım eder.
Bu yöntem kullanılarak Mezmurlar birkaç temel sınıfa ayrılmıştır:
- Ağıt/bireyin yalvarışı (dilekleri) — örn. Mezmur 6
- Ağıt/İsrail halkının yalvarışı (dilekleri) — örn. Mezmur 44
- İkrar ve övgü mezmurları — Bu tür mezmurlarda, mezmur yazarı kurtarılıp bağışlanmıştır ve yazar Tanrı’nın kendisini kurtarmak için yaptığı belirli eylemi halk önünde açıkça ifade eder.
- Betimsel övgü mezmuru — Mezmur yazarı Tanrı’nın unvanlarıyla ilgili genel övgüleri ve Tanrı’nın dünyaya duyduğu ilgiyi açıklar.
Buna ek olarak Waltke, mezmurların içeriklerine göre de sınıflandırılabileceğini ifade eder. Temel bir tema üzerine kurulu iki tip mezmur tanımlamaktadır:
- Krallık Mezmurları — Bu mezmurların merkezi konusu (Mez. 2; 18; 20; 21; 45; 72; 89; 101; 110; 144) İsrail krallarıdır. Kral için ileri sürülen istisnai iddialar, Davut soyuyla yapılan antlaşmaya dayanır. Davut soyuyla yapılan antlaşmayı anlamak (2Sa. 7), bu kısımları yorumlamakta hayati önem taşır.
- Yahve’nin tahtıyla ilgili ilahiler — Bu mezmurlar (Mez. 47; 93; 96-99), Yahve’nin yeryüzündeki egemenliğini kutlar. Çoğunda, “RAB egemenlik sürer” ifadesini içerir.
- Kutsal Kent’i ziyaret hakkındaki mezmurlar (örn. Mez. 127) — Genel bilgelik ilkelerini ifade eden mezmurlar.
- Siyon’la ilgili ilahiler (örn. Mez. 187) — Tanrı’nın yeryüzündeki tahtı için seçtiği kenti öven mezmurlar.
Yapısal sınıflandırmaya göre en büyük mezmur grubunu, ağıt/yalvarış (dilek) mezmurları oluşturur. Ağıt mezmurlarının bazı ortak özellikleri vardır. Bu yapısal özellikleri 3. Mezmur ve diğer yerlerde inceleyerek, ağıt mezmurlarıyla ilgili bilgilerimizi genişletebiliriz.
Birçok mezmur gibi, 3. Mezmur da bir başlıkla başlar. Bu başlıklar çağdaş Kutsal Kitap çevirilerinde ayrı bir başlık şeklinde gösterilmekle birlikte, aslında özgün metinde ilk ayet durumundadır. Bu nedenle Kutsal Kitap uzmanları bunların da esinlenilmiş kutsal yazının bir parçası sayılması gerektiğine inanırlar.
Birçok mezmurdaki ayrı gösterilen başlıklar özgün metinde ilk ayet durumundadır. Bu nedenle Kutsal Kitap uzmanları bunların da esinlenilmiş kutsal yazının bir parçası sayılması gerektiğine inanırlar.
Örneğin 3. Mezmur’dan, Davut’un bu sözleri halkı krallığına karşı kışkırtan oğlu Avşalom’dan kaçarken yazdığını anlıyoruz. Bu sırada Davut’a, tüm İsrail halkının Avşalom’dan yana olduğu söylenmişti (2Sa. 15:13). Avşalom ve adamları, Davut’u ve Davut’un Yeruşalim’den kaçan adamlarını kovalıyordu. Davut’un durumu gerçekten korkunçtu.
Davut bu mezmura Tanrı’ya seslenerek başlar: “Ya RAB”. Bu tür sesleniş, ağıtsal mezmurların ortak özelliğidir. Tanrı’ya doğrudan sesleniş ya mezmura girişteki ağıtsal sözlerde ya da yine girişteki dilek sözlerinde görünür. Ne var ki, bu mezmurda Davut doğrudan ağıta girer (1. ve 2. ayetler). Sıkıntısını Tanrı’ya haykırır. Ağıtın girişinde üç konudan biri dile getirilir: Düşmanlar ve tehditleri, mezmur yazarının acınacak durumu (60. Mezmur’da olduğu gibi) ve Tanrı’nın harekete geçmesini beklerken ki ıstırap (Mezmur 13:1-2’deki gibi). Davut’un 3. Mezmur’daki ağıtı, düşmanlarının çokluğu üzerinde yoğunlaşır. Buna ek olarak, birçok kişi Tanrı’nın Davut’u terk ettiğine inanıyordu ve bu da onun çaresizliğini arttırıyordu. Duruma bakılırsa, Davut’un artık Tanrı’nın ilgisinden ve desteğinden yoksun olduğu düşünülebilir.
Ne var ki Davut, bu ağıtın ardından Tanrı’ya olan güvenini ifade eder (3-6 ayetleri). Ağıt mezmurundaki güven ikrarı, mezmur yazarının, Tanrı’nın kendinden yana harekete geçmesini beklediğinde sarıldığı gerçektir. Bu özel durumda Davut güvendiği dört gerçeği açıklar: Tanrı onun koruyucusudur (etrafında kalkandır), ona cesaret verendir (başını dik tutar), yalvarışına cevap verendir (4. ayet) ve nihayet onun güvenliğidir (5-6 ayetleri).
Her ağıt mezmuru, yazarının dileğini Tanrı’ya iletir. Dilek, ya Tanrı’nın müdahalesini rica eder (genellikle Tanrı’nın neden harekete geçmesi gerektiğini söyleyerek), ya da yazarın içinde bulunduğu korkunç durumdan ötürü Tanrı’nın kendisini kayırmasını rica eder. 3. Mezmur’da Davut Tanrı’ya, düşmanlarının gücünü yok ederek kendisini kurtarması için yalvarır (7-8 ayetleri).
Buna göre 3. Mezmur üç bölüme ayrılır:
- Ağıt (1-2 ayetleri): Davut’un çok düşmanı vardır.
- Güven ikrarı (3-6 ayetleri): Tanrı Davut’un koruyucusudur, cesaret kaynağıdır, güvencesidir. Yalvarışına kulak verir.
- Dilek (7-8 ayetleri): Davut, Tanrı’nın müdahalesi için yalvarır, çünkü tek umudu Tanrı’dır.
Her ağıt mezmuru burada sıralanan özelliklere sahip olmadığı gibi, bu özellikler her mezmurda da aynı sırada değildir.
3. Mezmur’daki satır sayısından ve güven ikrarındaki açıklamalardan belli oluyor ki, bu tehlikeli durumda Davut’un en çok yoğunlaştığı konu, Tanrı’da bulduğu güvenliktir.
Her ağıt mezmuru burada sıralanan özelliklere sahip olmadığı gibi, bu özellikler her mezmurda da aynı sırada değildir. Örneğin 3. Mezmur’da bulunmayan bir ağıt mezmuru özelliği vardır. Övgü andıyla, Tanrı’nın harekete geçmiş olacağı zamanın önceden sezildiği ifade edilir. Mezmur yazarının, kurtuluş sağlayan RAB’bi övme isteğini dile getirir. Mezmur 7:17 buna bir örnektir. Adalet isteyen Davut’un dileğinin sonunda övgü andı yer alır:
“Şükredeyim doğruluğu için RAB’be,
Yüce RAB’bin adını ilahilerle öveyim.”
Okuyucu, ağıt mezmurlarının yapısal özelliklerini belirlemekte esnek davranmalıdır. Metni, alışılagelmiş düşünce kalıplarına ya da özellikler sınıfına sokmaya çalışmak yerine, metnin bütünündeki anlamı, mezmurun özelliklerini tanımlamada bir rehber olarak kullanmalıdır.
Kutsal Kitap yorumcuları, bir bölümü doğru anlamak için önce Kutsal Kitap’ın ilgili metnine bakarak dünyasal yazarla İlahi Yazar’ın niyetlerini, yani o bölümün özgün anlamını belirlemeye çalışırlar. Yorumcu, Mezmurlar’ın sahip olduğu çeşitli yapısal özellikleri anladığı zaman Mezmurlar’ın iletmek istediği mesajı anlamak açısından da derin bir sezgi kazanacak ve özlemlerini, tıpkı Eski Antlaşma dönemindeki inananlar gibi Tanrı’ya ifade etmeyi öğrenecektir.
Paralelizm: Mezmurlar’ın Şiirsel Özelliği
İbranice şiirin ana özelliklerinden biri paralelizmdir. Bu paralellik, ana düşüncenin diğer satırlara yansıması olarak nitelendirilebilir. Mezmurlar’da ve Süleyman’ın Özdeyişleri’nde görülen paralelizm tipleri şöyledir:
Mezmur 34:3’te görüldüğü gibi, ikinci satır ilk satırdaki düşünceyi tekrarlar.
“Benimle birlikte RAB’bin büyüklüğünü duyurun,
Adını birlikte yüceltelim.”
İkinci satır, birinci satırdaki düşünceyi geliştirir (Mez. 34:3).
“RAB’be yöneldim, yanıt verdi bana,
Bütün korkularımdan kurtardı beni.”
Paralellik, ana düşüncenin diğer satırlara yansıması olarak nitelendirilebilir.
Paralel düşünceyi ifade etmek için bir örnek ya da bir şekil kullanılır (Mez. 1:4).
“Kötüler böyle değil,
Rüzgârın savurduğu saman çöpüne benzerler.”
İkinci satır, birinci satırdaki düşünceye zıt bir düşünce ifade eder (Mez. 1:6).
“Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir,
Kötülerin yolu ise ölüme götürür.”
Not: Bazı satırlar, İbranice’nin yapısından ötürü birleştirilmek zorundadır; Mezmur 90:1’de olduğu gibi:
“Ya Rab, barınak oldun bize
Kuşaklar boyunca.”