Her insanın motivasyonları onu harekete geçirir. İnsanı etkileyen motivasyonlar iyi ya da kötü olabilir. Mesela bir insan başkasının gözünde sırf saygı kazanmak için ona yardım edebilir ya da o insanı sevdiği için ona yardım edebilir. Kutsal Kitap’a göre motivasyonlarımızın temelinin gerçek ve sağlam olması gerek. Şeytan’dan, dünyadan ve benlikten kalma motivasyonlardan vazgeçip Kutsal Kitap’ta açıklanan motivasyonları seçmeliyiz ve önemsemeliyiz; imanlının olgunlaşması için bu gerekli ve ciddi bir tövbe konusudur.
İmanlının motivasyonlarının temeli olan gerçekler Yeni Antlaşma’daki mektupların ilk bölümlerinde yazılır (Rom. 1-11; Ef. 1-3; Kol. 1-2 vs.). İzleyen bölümlerde bulunan ilkeleri ve buyrukları yerine getirmek için bu gerçekler ve nedenler gereklidir; hepsi birer motivasyon sayılır. Tanrı’nın onuru dışında itaat etmemizin en büyük nedeni veya motivasyonu Tanrı’nın lütfunun talebi. Lütuf bize verilen bir armağan ama bu armağanı “boşuna” almış olmamak için kullanmamız gerek (1Ko. 15:10).
Tanrı’nın isteğini yapmak için motivasyonlarımızın çok olması gerekiyor, çünkü Şeytan zayıf noktalarımızı bilerek bizi kolayca ayartabilir.
Tanrı’nın isteğini yapmak için motivasyonlarımızın çok olması gerekiyor, çünkü Şeytan zayıf noktalarımızı bilerek bizi kolayca ayartabilir. Elimizde daha çok silah ve kalkan olursa Şeytan’ın ayartmalarına karşı daha kolay direniriz, dünyadan ve doğal benlikten daha kolay kaçabiliriz.
Tanrı O’nun isteğini yapmamız için bize çok neden verir:
- O’nu hoşnut etmek (Kol. 1:10)
- O’nu yüceltmek, O’nun ününü, itibarını yükseltmek ve görünür hale getirmek (1Ko. 10:31; Mez. 96; 1Pe. 2:9; Mat. 5:16).
- O’na minnettar olduğumuz için diri kurban olmak (Rom. 12:1, 2)
- O’nu taklit etmek, O’nun karakterini yansıtmak (2Ko. 3:18)
- O’na duyduğumuz sevgimizi göstermek (Yu. 14:21)
Ayrıca itaatin getirdiği kutsamaları da her zaman önemsemiyoruz. Yeni Antlaşma Tanrı’nın yolunda yürüyen insanın sahip olduğu kutsamaları açıklar. Eğer Kutsal Ruh’un izinden gidersek Kutsal Ruh’un ürününü görürüz (Gal. 5:13-26), dua edersek, esenliği görürüz (Flp. 4:6,7). İtaat, Üçlübirliğin bize daha derin açıklanmasını sağlar (Yu. 14:21-25; 15:1-7; Mat. 11:20-30). Ayrıca Özdeyişler 1-9’a göre itaat “akıllı ve bilgece”dir. İtaatsizlik ise “akılsızlık”tır.
Yeni Antlaşma başka bir motivasyonu açıklar; o da kazanabileceğimiz ödüller. Kurtuluşa iyi işlere dayanmadan sahip olduk. Bu nedenle imanlının iyi işler yaparak ödül kazanma fırsatının olması şaşırtıcı gelebilir.
İmanlının Göreceği Yargı; Güçlü Bir Motivasyon
Bazı imanlılar yanlış bir kanıyla artık yargılanmayacaklarını düşünürler. “Artık hiçbir mahkûmiyet yoktur” doğrudur (Rom. 8:1). Ayrıca Kutsal Kitap mirasımız cennette saklıdır diyor (1Pe. 1:3-9). O yüzden imanlıların Mesih’in yargı kürsüsünün önüne çıkmaları hayret edici gelebilir. Burada açıkladığımız Tanrı’nın yargı kürsüsü kurtuluş ile ilgili değil. Bu yargı kürsüsünde her imanlı kendi hizmeti hakkında hesap verecek.
Burada açıkladığımız Tanrı’nın yargı kürsüsü kurtuluş ile ilgili değil. Bu yargı kürsüsünde her imanlı kendi hizmeti hakkında hesap verecek.
Aşağıdaki ayetler imanlının göreceği yargıyı açıklar.
Romalılar 14:1-15:13
Romalılar 14:1-15:13’te Hristiyan’ın özgürlüğünden ve kardeş sevgisinden bahsedilir. Bu kısımda Pavlus’un ana ilgisi imanı güçlü olanların imanı zayıf olanları küçümsememesi, imanı zayıfların imanı güçlülerini yargılamamasıdır. Bu bağlamda Pavlus İsa’nın yargı kürsüsünü anlatır.
Sen neden kardeşini yargılıyorsun? Ya sen, kardeşini neden küçümsüyorsun? Tanrı’nın yargı kürsüsü önüne hepimiz çıkacağız. Yazılmış olduğu gibi: “Rab şöyle diyor: ‘Varlığım hakkı için her diz önümde çökecek, Her dil Tanrı olduğumu açıkça söyleyecek.’” Böylece her birimiz kendi adına Tanrıya hesap verecektir. (Rom. 14:10-12)
Madem gelecekte Tanrı’dan bir yargı olacak, şu anda kardeşleri yargılamamız söz konusu olmamalı. Pavlus bu ayetlerde neyi öğretiyor?
- “Yargı kürsüsü” olarak çevrilen Grekçe sözcük ya olumlu ya da olumsuz bir yargı ile ilgili olabilir. Plummer’e göre bu sözcük, yüksekte duran bir platform, terbiye ya da adaletin sağlandığı bir yer anlatırdı.1
- Her bir kişi hesap verecek. “Hepimiz”, “her diz”, “her dil” ve “her birimiz” sözleri bu gerçeği vurguluyor. Sözler kesinlikle “birey”e yönelik yargılama olacağını gösteriyor; yargı grup halinde olmayacak.
- “Çıkacağız” olarak çevrilmiş Grekçe fiil her bireyin katılımını, herkesin fiziksel olarak kürsünün önünde olmasını vurguluyor. Bu fiil “kendisini sunmak” gibi bir anlam taşır.
- Yeşaya 45:23’ten yapılmış alıntı bir daha “hepimiz”in Tanrı’ya tapınacağımızı, Tanrı’nın hepimizi yargılama konusunda haklı ve adil olduğunu tasvir eder.
2. Korintliler 5:1-10
Pavlus diriliş bedenine kavuşacağı konusunda emindi. Yine de Yargıç’ı memnun etmek istiyordu (a. 9).
Bunun için, ister bedende yaşayalım ister bedenden uzak olalım, amacımız Rab’bi hoşnut etmektir. Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız. (2Ko. 5:9, 10)
Bu ayetlerden öğrenebileceğimiz gerçekler şöyle:
- “Bedende yaşarken.” Dünyada beden aracılığıyla yaptığımız her şeyin yargı konusu olacağını gösterir.
- “Kötü” olarak çevrilmiş Grekçe sözcüğü klasik Grekçe edebiyatında “ucuz, vasati, cüzi, kötü, değersiz ve adi” anlamlarını taşıyor. Septuaginta’da bu anlamı taşır (Eyü. 6:3; Özd. 15:2).2 Yani bu bağlamda sözcüğün uygun bir anlayışı değersiz. Bu anlamdan bunu çıkarabiliriz: göreceğimiz yargı günahla ilgili olmayacak. Yaptıklarımızın “değeri” incelenecek ve bu inceleme ‘sonsuz’ bakış açısından yapılacak. Ne kadar ağırbaşlı bir düşünce!
- “Yaptıklarımız” olarak çevrilmiş Grekçe kelimesi genel bir terim. Sözcük bizim söylediklerimiz, düşündüklerimiz ve yaptıklarımızı işaret eder.
- “Karşılığını almak” sözleri imanlının “hak”kını vurguluyor.
- “Önüne çıkmak” fiili Rom 14:10’daki fiilden farklıdır. Buradaki fiil pasiftir. Böylece Tanrı gizli olanı “ifşa edeceği” anlamı taşıyor. Her bir imanlı Tanrı’nın önünde ruhsal bakımdan “çıplak” olacak ve kimin olduğu açıkça gösterilecek. Moule bu fiille ilgili şöyle yazar: “Bu fiilin anlamı ifşa etmek, geniş ışık altında incelenmek, öyle ki tam olduğumuz gibi görünürüz. Hristiyanın durumlardan ve yetinin kullanımından ötürü ne olduğu her şeyi gösteriliyor... bunlar efendisi, ortak hizmetkârlar ve kendisinin önünde tasvir edilir.”3
- “Zorundayız” sözcüğüne dikkat edelim. Bu yargı anı mecburdur. Barnes’e göre bizim “önüne çıkmak zorunda” olmamız “uygun”.4
- Dirilişimiz ne kadar kesinse, yargılayacağımız da o kadar kesindir.
1. Korintliler 3:10-15
Tanrı’nın bana lütfettiği görev uyarınca bilge bir mimar gibi temel attım, başkaları da bu temel üzerine inşa ediyor. Herkes nasıl inşa ettiğine dikkat etsin. Çünkü hiç kimse atılan temelden, yani İsa Mesih’ten başka bir temel atamaz. Bu temel üzerine kimi altın, gümüş ya da değerli taşlarla, kimi de tahta, ot ya da kamışla inşa edecek. Herkesin yaptığı iş belli olacak, yargı günü ortaya çıkacak. Herkesin işi ateşle açığa vurulacak. Ateş her işin niteliğini sınayacak. Bir kimsenin inşa ettikleri ateşe dayanırsa, o kimse ödülünü alacak. Yaptıkları yanarsa, zarar edecek. Kendisi kurtulacak, ama ateşten geçmiş gibi olacaktır. (1Ko. 3:10-15)
Pavlus Korint kilisesinde Müjde temelini attı. Bu bağlamda bu temel üzerinde bina edecek kişileri uyarıyor. Konuyla ilgili çıkarımlar bunlar:
- Bu bağlamda yargının ölçüsü, temel üzerinde edilen inşaatın kalitesi, kullanılan malzemelerdir. Yani bir kişinin “nasıl” inşa ettiği yoklanacak.
- Anlaşılan öncelikle kilise kurucuları yargıya uğrayacak. Yine de kilisede herkesin hizmeti var, herkesin kilisede kullanmak için kendisine verilmiş armağanları var. “Herkes” vurgusu olduğuna göre sadece kilise kurucuları yargıya uğramayacak, sadece öncelik söz konusu.
- Bu ayetlerde kullanılan mecazi terimlerin (altın, gümüş, tahta ve kamış) neyi simgelediğini bağlam göstermiyor. Hizmetle ilgili öteki ayetlere bakarsak (örn. 2Ko. 2:14-7:1; Kol. 1:24-29; 1Ti.; 2Ti.; Elç. 6:4), iyi malzemelerin duaya, Müjde’ye ve Tanrı’nın Sözü’ne, Kutsal Ruh’un işleyişine dayandığını görürüz. Kötü malzemeler ise insani kaynaklardır (2Ko. 10’da bunlardan bahsedilir).
- “Zarar edecek” sözleri 2. Korintliler 5’teki “kötü”, yani değersiz fikrine benziyor. Buradaki en korkunç gerçek şu: Bütün bu malzemeler bir anlamda kilise kurar! Ama eninde sonunda bazı hizmetkârların hizmeti “zarar” olacak, çünkü bu hizmetlerde insani yöntemler ve amaçlar vardı.
İmanlının hayat boyu yaptıklarının, hayatın istikametinin ürününe göre ödül verilecek.
Özetle her imanlı kendi hizmeti hakkında hesap verecek. Ödüller verilecek ama uygunsuz tutumlar ve bencil kararlar yüzünden ödüller yitirilebilir de. İmanlının yaptığı hizmetler tek tek yargılanmaz; bir imanlının hayat boyu yaptıklarının, hayatın istikametinin ürününe göre ödül verilecek. Ödül almak için ölçütler imanlının armağanlarını hizmet için kullanması, hizmet fırsatlarını değerlendirilmesi, Tanrı’ya güvenerek hizmet etmesi (mesela hizmet için dua etmek) olabilir. Bir imanlının yaptığı bazı eylemler ‘günahlı’ olmasa da İsa için değersiz sayılır ve ödüllendirilmez. Ve tabii ki günah da ödüllendirilmez.
Sadık Kâhya Ödül Alır
Matta 25:14-30; 1. Korintliler 3:11-15; 1. Korintliler 4 ve 2. Yuhanna 8 ayetlerinde iki nokta vurgulanır: sadık kâhya ödül kazanır, sadık olmayan kâhya ödül yitirir. Bu ayetlerin ışığında “sadık kâhyalık” böyle tarif edilebilir: Doğru öğretiş veren, Tanrı’nın yüceliğine odaklanan hayat ve hizmet tarzına sahip, hizmet fırsatlarını iyice değerlendiren ve alçakgönüllü.
Dr. J.B. Hixon Kutsal Kitap’a göre ödüllendirilecek tutumları ve davranışları şöyle sıralar:
- Denemelere dayanmak (Yak. 1:12)
- Sadık kilise önderliği hizmeti (1Pe. 5:4)
- Mesih’in 2. gelişini özlemek (2Ti. 4:8)
- İnsanları Mesih’e getirmek (1Se. 2:19)
- Mesih’e sadık kalmak (1Ko. 4:1-5)
- Konukseverlik (Mat. 10:40-42)
- Tanrı’nın verdiklerine iyi kâhyalık etmek (Luk. 19:11-27)
- İyi motivasyonla iyi işler yapmak (Kol. 3:23-24; 1Ko. 4:5; Tit. 3:8)
- Yoksullara yardım etmek (Mar. 10:21; Luk. 12:32-33; 1Ti. 6:17-19)
- Başkalarına hizmet etmek (İbr. 6:10)
- İsa’yı sevmek (Yu. 14:21)
- Ruh’u izlemek (Gal. 5:19-21; 6:7-10; 1Ko. 6:9-10; Ef. 5:3-5)5
Ödüllerin Doğası
İmanlılara verilen ödül genellikle taçlar olarak tasvir edilir (1Ko. 9:25; 1Se. 2:19; 2Ti. 4:8; Yak. 1:12; 1Pe. 5:4). Bu taçların “yaşam”, “doğruluk”, “yücelik” gibi sıfatları var; demek ki taçlar bu sıfatları taşır. Ödüller gelecekte verilecek ve onlar ne lekelenir ne de çürür. Bağlamlar fazla bilgi vermez ama tahmin edebiliriz ki taçla ilgili bu sıfatlar büyük ihtimal yaşayacağımız sonsuz yaşamla ilişkilidir.
Taçlar dağıtıldıktan sonra imanlılar onları Tanrı’ya ve Kuzu’ya geri verecek. Bu devam eden bir hareket. Tanrı’nın lütfu aracılığıyla ödüller edinilmiştir ve haklı olarak O’na geri verilir.
Taçların dışında başka ödüller de imanlılara verilir. Onlardan biri bin yıl egemenlikte Mesih’le birlikte hüküm sürmek. Buna özel hizmet yetkisi dahil edilebilir (2Ti. 2:12; Mat. 19:28-30; Luk. 22:28-30; Mat. 24:45-51; Luk. 19:11-27). Başka ödüller arasında Tanrı’dan genel övgü (1Ko. 4:5) ve henüz belirmemiş bir miras (1Ko. 2:9, İbr. 6:10,11; Kol. 3:23,24; 1Pe. 3:9; Gal. 5:19-21; 1Ko. 6:9-10; Ef. 5:3-5) da yer alır.
Ödüller Neden Öğretilmiyor?
Bazı kişiler ödüller öğretisinin iman yoluyla lütufla kurtuluş öğretisi ile çeliştiğini düşünebilir. Kurtuluşun iyi işlere dayanmadan lütufla verildiği doğrudur (Rom. 4:4-5; Ef. 2:8-9; Tit. 3:4-6). Ama ödüller aklanma ile ilgili değil, hizmetle ilgilidir. Yani kurtuluş ile ödüller farklıdır. Aynı zamanda ödüller kurtuluş gibi bir lütfun ifadesi. İmanlılar Tanrı’nın lütfuyla hizmet eder, çalışır (1Ko. 15:10).
Ödüllerin insanlarda bencillik ve kıskançlık uyandıracağı düşünülebilir. Ancak bu mümkün değil, çünkü cennette bencillik ve kıskançlık olmayacak.
Peki, ödülleri amaçlama motivasyonuna sahip olmak yanlış değil mi? Hayır, değil. Eğer yanlış olsaydı Mesih bize bunu bir motivasyon olarak sunmazdı. Ödül bizim değil, O’nun fikri.6 Ayrıca biz ödüllerimizi yitirirsek utanç ve pişmanlık duyarız.
Ödüller meşru bir motivasyondur. Onlar odağımızı cennete ve geleceğe yönlendirir.
Bundan sonra bu olası ödüller hepimiz için ciddi bir motivasyon olsun. “Mümkün olduğu kadar kazanalım ki İsa’ya minnetle verelim’ diye motivasyonumuz olsun.
- 1Albert Plummer, A Critical and Exegetical Commentary on the Second Epistle of St. Paul to the Corinthians, The İnternational Critical Commentary on the Holy Scriptures of the Old and New Testaments, editörler S.R. Driver, Alfred Plummer ve C.A. Briggs (Edinburgh: T. and T. Clark, 1915), s. 156.
- 2Henry George Liddell and Robert Scott, A Greek English Lexicon (Oxford: Clarendon Press, 1925), sayfa bilinmiyor.
- 3H.C.G Moule, The Second Epistle to the Corinthians (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 1962), s. 44.
- 4Albert Barnes, Notes on the New Testament (II Cor-Gal) (Grand Rapids, Michigan: Baker, 1949), s.10.
- 5Bilgi bu web sayfasından uyarlanmıştır: NBW Ministries http://www.notbyworks.org/ > (06/01/2015 tarihinde erişildi). Bu makalede geçen bilgi artık sadece aboneler içindir.
- 6Randy Alcorn, Hazine İlkesi, (İstanbul: Haberci, 2017), sayfa bilinmiyor.