Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kitap

Rabbimizin İsminin Tercümesi

Kutsal Kitap ve M.Ö. birinci yüzyılda kullanılan dillere dayalı olarak Hristiyan çevirilerde Rabbimizin adı nasıl yazılır?

Yayın Tarihi: 06.11.2024

İyi bir çeviriyi üretmek bir sanattır. İyi bir çevirmen, bir yazar kadar hünerli olmalıdır; hatta kanımca bir yazardan daha üstündür, çünkü hem kaynak diline hem de hedef dile tüm nüanslarıyla hâkim olmalıdır ki sadece düz anlamı değil, metnin duygusal anlamını da ifade edebilsin. Bu hüner özellikle Kutsal Yazıları İbranice, Aramice ve Grekçeden yerel bir dile çevirirken ortaya çıkar. Çevirilerin gerçekten başarılı olabilmeleri için hedef dili anadili seviyesindeki kişiler de denetlemelidir. Çevirmenler baştan çevirinin ya daha çok lafzi ya da daha çok tefsiri olacağına karar verip öyle çalışmalıdır;1 ve bütün çeviriler, ne kadar özen gösterilirse gösterilsin, hata, yetersizlik ve başarısızlık içerir. Çünkü her dilde çevrilmesi zor hatta bazen imkânsız ifadeler vardır.2

Her dilde çevrilmesi zor hatta bazen imkânsız ifadeler vardır.

Kitab-ı Mukaddes3 ve Kutsal Kitap4 Türkçede mevcut olan en yaygın iki çeviridir. İkisi de başarılı sayılır ama ikisinde de dil açısından eksikler vardır. Kitab-ı Mukaddes’in haşmetli dilinin yanında Kutsal Kitap daha sade kalsa da Kitab-ı Mukaddes’teki birçok eski Türkçe, Farsça ve Arapçadan gelen kelimeler günümüzde Öztürkçe ile büyümüş olan kişiler tarafından anlaşılmayabilir. Kutsal Kitap ise çevrildiği dönemdeki Öztürkçenin dini terimler yoksunluğundan etkilenmiştir ve bundan dolayı kullanılan bazı kelimeler İbranicedeki ve Grekçedeki sözcükleri tam olarak ifade edememiştir. Hatta Kutsal Kitap’ın dili daha çok şehirli, seküler ve eğitimli kesime hitap ettiğinden dolayı, geçen yıllarda daha çok dini Türkçe ağzına alışık olan yöre halkına hitap edebilmek için Halk Dilinde İncil5 (HADİ) çevirisini çıkartma ihtiyacı görüldü. Ama bu çeviri maalesef cemaatimizden pek kabul görmedi. Türk Hristiyanların arasında eğitimli ilahiyatçıların sayısı arttıkça belki artık özgün dillerden direkt olarak yapılan ve Türk anlayışına daha dayalı olan yeni bir çeviri düşünülmelidir.

Yakın zamanda Ankara’daki Mesih’in Kilisesi Yorumsuz Türkçe Çevirisi6 (YTÇ) olarak bilinen yeni bir çeviriyi piyasaya sürmüştür.7 Özgün diller yerine, iyi bir İngilizce çevirisi olan açık kaynak World English Bible’dan8 Türkçeye çevrilmiştir. Kanımca Türkiye’deki Hristiyan toplumuna yardımcı olacak bir metindir. Ancak çevirmenler burada ilginç bir seçim yapmışlardır: Rabbimizin ismini “İsa” yerine “Yeşua” olarak çevirdiler. Bu yaklaşım yeni değildir. Yahudi kökenli Mesih inanlıları uzun zamandır bu ismi Rabbimiz için kullanırlar. Türkiye’de hem İbraniceyi hem de Arapçayı çok iyi bilen bir yerli kardeş bana Kuran-ı Kerim’de geçen İsa ismindeki kişinin aslında Rabbimiz ile aynı kişi olmadığından dolayı “İsa” ismini kullanmamamız gerektiğini ifade etmişti. Argümanlarının bazıları da gayet makuldü. Ama bu da beni düşündürdü: İncillerde Ἰησους (İēsous) olarak yazılan bu isim kendi zamanında nasıl telaffuz ediliyordu? Hangi diller kullanılıyordu? Buna dayalı olarak Rabbimize Türkçede “Yeşua” olarak hitap etmemiz doğru mudur, yoksa değil midir? Bu sonucu da neye dayandırıyoruz?

Bunun için üç temel anlayışa başvurmak istiyorum. İlk olarak Eski Antlaşma’nın Grekçe çevirisi olan Septuaginta’da Ἰησους (İēsous) isminin hangi İbranice ve Aramice isimlerin çevirisi için kullanıldığına bakalım. İkinci olarak Rabbimizin yaşadığı M.Ö. ilk yüzyılda kullanılan dillere ve onların yaygınlıklarına bakacağız. Üçüncü olarak ise uygunlaştırma9 prensibine dayalı olarak Müjde’yi ve Kutsal Kitap çevirilerinde bu ismi nasıl ele almalıyız diye düşüneceğiz.

Rabbimize Türkçede ‘Yeşua’ olarak hitap etmemiz doğru mudur, yoksa değil midir?

Septuaginta’da İesous

Septuaginta’da Ἰησους (İēsous) genel olarak iki İbranice ismi çevirmek için kullanılır: יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) ve יֵשׁוּעַ (Yeşua).10 Grekçe “y” ve “ş” seslerinden yoksundur. Bundan dolayı “y” yerine “i”, “ş” yerine ise “s” harfleri geçmektedir. Ayrıca Grekçede “h” sesi olsa da bunu ifade etmek için harf yoktur. İesous isminin sonundaki “s” harfi aslında Grekçe gramerinde yalın durumu ifade eder. Bu demektir ki ismin kökü İesou olarak telaffuz edilir. Bunda dolayı Latincede isim sıkça Iesu olarak yazılırdı. Ama Eski Antlaşma’da (ve İncil’de) bu isme sahip olan kişiye çoğunlukla yalın durumda hitap edildiğinden dolayı, İesous daha sık kullanılır.

İesou köklü isim Septuaginta’da 280 kere geçer.11 Bunun çoğunluğu (183’ü) İbranice יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) ismi için kullanır. יֵשׁוּעַ (Yeşua) ise toplam 29 kere kullanılır. Bunların sadece bir adeti Aramicede geçer. Kalan kullanımlar ya özgün dillerde mevcut değildir (açıklama olarak eklenmiştir veya Deuterokanonik kitaplarda geçer) ya da sıra dışı olduklarından dolayı bu araştırmamızın dışında ele alınmalıdır.

İbranicede יֵשׁוּעַ (Yeşua) sadece Ezra’nın ve Nehemya’nın yazılarında kullanılır.12 Ezra ve Nehemya’daki en az bir יֵשׁוּעַ (Yeşua) adındaki kişiye Hagay ve Zekeriya’da יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) olarak hitap edilir (krş. Ezr. 3:2; 5:2 ve Hag. 1:1).13 Ezra kitabının yaklaşık dörtte biri Aramice yazıldı14 ve bu büyük bir olasılıkla יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) yerine יֵשׁוּעַ (Yeşua) isminin kullanılmasını etkilemiştir. Nehemya’da da büyük bir olasılıkla aynı nedenden dolayı יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) yerine יֵשׁוּעַ (Yeşua) tercih ediliyor.15

Bu kısa araştırmadan sonra aslında Ἰησους (İēsous) isminin יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) olarak çevrilmesi gerektiği sonucuna varabiliriz.16 Ancak Rabbimizin döneminde İbranice yerine Aramicenin baskın dil olduğunu varsayarsak, belki יֵשׁוּעַ (Yeşua) ismini kabul edebiliriz. Ama maalesef bu iddiada bile netlik bulunmamaktadır.

Bu kısa araştırmadan sonra aslında İēsous isminin Yehoşua olarak çevrilmesi gerektiği sonucuna varabiliriz. Ama maalesef bu iddiada bile netlik bulunmamaktadır.

Birinci Yüzyılda İsrail Topraklarında Konuşulan Diller

M.Ö. birinci yüzyılda İsrail topraklarında hangi diller konuşuluyordu? Alfred Edersheim, 1896’da yayımlanan The Life and Times of Jesus Christ başlıklı meşhur kitabında şöyle yazar:

Grekçe sarayın ve ordugâhın dili ise de ve gerçekten de bu [İsrail] topraklardaki çoğu kişi tarafından anlaşılmış ve konuşulmuşsa da Mesih ve Havarileri tarafından konuşulan dil eski İbranicenin bir lehçesi olan Batı veya Filistin Aramicesi idi.17

Edersheim’ın bu anlayışı 1970’li yıllara kadar baskındı: İbranice Mesih’in döneminde ölü bir dildi ve artık sadece hahamlar ve önderler tarafından konuşuluyordu. Yöre halkı ise sadece Aramice ve çatpat Grekçe konuşurdu. Ama Yeni Antlaşma’nın özgün metni bu görüşü desteklemiyor. Yuhanna İncili’nde ve Elçilerin İşleri’nde “İbranilerin dili” anlamına gelen Ἑβραϊστὶ (Hebraisti; Yu. 5:2; 19:13,17,20; 20:16) ve Ἑβραΐδι διαλέκτῳ (Hebraidi dialektō; Elç. 21:40; 22:2; 26:14) ifadeleri kullanılır. 1970’li yıllardan önce Hristiyan alimler Ortaçağlar’da ortaya çıkan anlayışlara dayalı olarak bu “İbranilerin dili”nin aslında Aramice olarak çevrilmesi gerektiği kanısındaydı.18 Halbuki Grekçede Arami dili için συριστί (syristi; günümüzde Süryani denir) kelimesi kullanılırdı.19 Kutsal Kitap’ın kendi anlayışına göre en azından Yahuda bölgesinde konuşulan dil İbraniceydi, Aramice değil.

Daha güncel bir kaynak olan Yeni Antlaşma’ya Genel Bakış’ta Robert H. Gundry şöyle yazdı:

Kenan’da yaşayan Yahudiler sadece Grekçe değil, aynı zamanda çoğunlukla Aramice ve belki biraz İbranice konuşurlardı.20

Ama bu bile çağdaş bulguları tam olarak yansıtmıyor. 1960’lı ve 70’li yıllarda Robert H. Gundry, Isaac Rabinowitz ve Philip Edgcumbe Hughes’ın yaptıkları araştırmalara göre, Mesih’in yaşadığı dönemde Grekçe, Aramice ve İbranice dillerinin üçü de yaygın bir şekilde İsrail topraklarında konuşulurdu.21 1961 yılında bulunan M.S. 132-135 yıllarında olan Bar Kosiba/Bar Kochba ayaklanmasına ait metinler İbranice, Aramice ve Grekçe yazılmıştı ve bu da üç dilin de Mesih’in ölümü ve dirilişinden yaklaşık 100 sene sonra hâlâ yaygın bir şekilde kullanıldığını gösterir.22

İncillerde kullanılan ve Aramice olarak tanımlanan ifadelerin bazılarının (örn. Mar. 7:34’teki effata) kesinlikle İbranice olduğu anlaşılıyor. Bazıları ise (örn. Mar. 5:41’deki talita kumi) ise kesinlikle Aramicedir.23 Mesih son Fısıh yemeğinde Rab’bin Sofrası’nı faaliyete geçirdiğinde büyük bir olasılıkla İbranice konuşmuştur, çünkü İbranicede “antlaşma” anlamına gelen kelimenin Aramicede tam dengi yoktur.24 Mesih’in Matta 27:46’daki çarmıhtaki sözleri ise İbranice ve Aramicenin bir karışımıdır.25 Birden fazla anadil konuşan bir kişi ıstırap çekerken sıkça dilleri karıştırabilir. Bunu kendimce deneyimledim.

Rabbimizin döneminde halkın konuştuğu dil büyük bir olasılıkla Mişnaik İbranice idi.

Halkın konuştuğu dil büyük bir olasılıkla Mişnaik İbranice26 idi. Bu lehçe Eski Antlaşma İbranicesine akrabadır ve Aramiceden bazen kelime ve ifade kullanır, ama Aramice değil İbranicedir. Aramice ise daha çok yönetici ve eğitimli kesimler tarafından konuşulurdu.27

Ama bunun yanı sıra o bölgede yaşayan halk Grekçeyi çatpat değil, akıcı bir şekilde konuşuyordu. İncillerde geçen bazı ifadeler ve isimler bunu kanıtlıyor. Örneğin, Yuhanna 21’de Mesih ve Petrus özellikle sadece Grekçede söylenmiş olabilen sevgi (ἁγαπᾶν – agapan ve φιλεῑν – filein), gütmek (ποιμαίνειν – poimainein ve βόσκειν – boskein) ve bilmek (οἶδας – oidas ve γινώσκεις – ginōskeis) anlamlarına karşılık gelen kelimeleri hünerli bir şekilde kullanırlar. Ayrıca, Matta 16:18’de kullanılan Πέτρος (Petrus) / πέτρα (petra) ikilemi bu üç dil arasında sadece Grekçede yapılabilen bir kelime oyunudur.28

Anadili seviyesinde birden fazla dile hâkim olanlar, duruma göre anlamı en iyi şekilde ifade eden dili kullanırlar. Açıktır ki, Mesih’in o döneminde halk üç dile birden anadili seviyesinde hâkim idiler. Bundan dolayı Mesih’in hangi isimle çağırıldığı net bir şekilde sabitleştirilemez. Eğer halk ağzı gerçekten Mişnaik İbranice idiyse, o zaman Mesih’in anası ve babası ona Yehoşua olarak hitap ediyordu, Aramiceyi tercih eden eğitimliler Yeşua kullanırdı ve Grekçeyi sevenler İesous derdi. Simun Petrus’un da üç adı vardı: İbranicede Simun, Aramicede Kefas ve Grekçede Petrus.29 Bu gözlemlere göre biz şeriatçı bir tutumla “Rabbimizin ismi Yeşua’dır” diyemeyiz. Ne Kitap’taki veriler ne de tarihten gelen veriler böyle bir ifadeyi destekler.30

Müjde, Çeviri ve Uygunlaştırma

Bu da bizi çok önemli bir uygulama sorununa getiriyor: Eğer yeni bir Türkçe çeviri hazırlanırsa, Rabbimiz için hangi ismi kullanmalıyız?31 Burada müjdelemenin hedefini hatırlatmamız gerekir: İnsanlara Rabbimiz Mesih hakkındaki Müjde’yi anlaşılır bir dille aktarmak. Bunun için de uygunlaştırma kullanılır. Türk teolog Ziya Meral, uygunlaştırma kavramını şöyle tanımlar:

Uygunlaştırma; Müjde mesajının sözde ve yaşam tarzında iletilmesi, kilisenin yerel kültürel konum içerisinde yerel imanlılara en anlamlı gelecek şekilde kurulması, Mesih inancının insanların en derin ihtiyaçlarını karşılayacak ve dünya görüşlerinin içine işleyecek şekilde onların hem Mesih’i takip etmelerine hem de kendi kültürleri içinde var olmalarına olanak sağlayarak sunulmasıdır.32

Batı Hristiyan kesimlerinde uygunlaştırma kavramını popülerleştiren David Hesselgrave Hristiyan ortamındaki uygunlaştırmanın hedefini ve etkilerini şöyle açıklamıştır:

Hristiyan uygunlaştırması, Tanrı’nın vahyinin Kutsal Yazılar’da ortaya konulduğu şekle sadık olarak Tanrı’nın kişiliğini, eylemlerini, Sözü’nü ve iradesini hem mevcut Kutsal Kitap metnine hem de muhatapların kendi kültürlerine uygun bir şekilde ifade etme girişimi olarak tanımlanabilir. Uygunlaştırma; hem sözlü olarak hem de sözsüz olarak gerçekleşen ve teolojik bakış açısını temel alan fikir üretme ve müzakere33 , Kutsal Kitap çevirisi, yorum ve uygulama, vücut bulmuş34 yaşam tarzı, müjdeleme, Hristiyan eğitimi, kilise kurma ve büyütme, kilise yönetimi ve ibadet tarzı –hatta Yüce Vazife’nin yerine getirilmesi için gereken tüm eylemlerden ibarettir.35

Yani çevirmenler, vaizler ve müjdeciler olarak sormamız gerek soru şudur: Hedefimiz olan Türkiye halkına Rabbimiz Mesih’i tanıtırken, en net şekilde onlara bu gerçekleri nasıl sunabiliriz? Meral’in ve Hesselgrave’ın tanımlarına göre ortak bağlantı noktalarını bulup orada başlamamız gerekir. Bu da Türkçede Rabbimiz için “İsa” adını kullanmamız gerektiğini düşündürür. Evet, Kuran-ı Kerim’de geçen Meryem oğlu Hz. İsa ile Rabbimiz Mesih birebir aynı değildir –hatta tanrılığı ve ölümü şiddetli bir şekilde reddedilmektedir (Nisâ 157 ve 171)– ama aralarında yeterince benzerlikler var ki Ἰησους (İēsous) isminin çevirisi olarak İsa adını kullanmak makul sayılır. Burada köprü kurma teşebbüsündeyiz ve yanlış bir anlayışı düzeltmek çoğunlukla tamamen sıfırdan başlamaktan daha iyi sonuçlar doğurur. En azından ortak bir başlangıç noktamız olabilir ve Meryem oğlu Hz. İsa hakkında bilinenler, Nasıralı Ἰησους (İēsous) hakkında bilinenlerin çoğuyla örtüşmektedir. Dikkat etmemiz gereken unsur şudur: Bu iki anlayışı karşılaştırırken aralarındaki benzerlikler yerine farklılıkları vurgulamamız gerekir. Aynılıklar her zaman –hatta kolayca– bulunabilir, ama asıl farklılıklar için tatmin edici açıklamalar verilmelidir.36 Müjde’yi iletmenin de büyük bir parçası bu inanç savunmasıdır ve “İsa” haricinde bir isim kullanmak inanç savunmasında yersiz zorluklar yaratabilir.

Çevirmenler, vaizler ve müjdeciler olarak sormamız gerek soru şudur: Hedefimiz olan Türkiye halkına Rabbimiz Mesih’i tanıtırken, en net şekilde onlara bu gerçekleri nasıl sunabiliriz?

Bu isim tartışmasında dikkat etmemiz gereken bir fikir daha var: Rabbimizin ismini büyülü bir anlamda kullanmamalıyız. Rabbimiz bize O’nun adıyla bir şey istediğimizde, o isteğimizi yerine getireceğini vaat etti (Yu. 14:13-14; 15:16). Tanrı kurtuluşu Rabbimizin ismine bağladı (Elç. 4:2). Bundan dolayı biz sıkça ilahilerimizde Mesih’in isminin gücünü ve kudretini överiz37 ve bunun hakkında Kutsal Kitap çalışması yaparak Mesih’in adıyla şifa verir, kötü ruhları kovarız. Bunlar da doğru olandır. Mesih bize bu yetkiyi verdi (bkz. Mar. 16:17-18 ve Yu. 14:22). İbrani anlayışına göre birisinin ismini anmak o kişinin kendisini çağırmak anlamına gelir. Bundan dolayı Rabbimizin isminin güzelliğini ve gücünü yücelttiğimizde, biz aslında Kendisini yüceltmiş oluruz. İsimle ilgili hatalı olan mesele ise, “İsmi’nin yanlış telaffuzunu kullanırsam, aslında O’nu çağırıyor olmadığım” anlayışıdır. Bu da ismin bir sihir taşıdığı anlayışıdır: Eğer ritüeli tam doğru yapmazsam, istediğim sonucu alamam. Oysa Tanrımız kontrol edilemez! Eğer O’nu bu şekilde “doğru” ismiyle kontrol etmeye çalışırsak, kendimizi O’nun yerine koymuş olup O’nu kendimize bir alet haline getirmiş oluruz ve O’na ve yüce İsmi’ne saygısızlık etmiş oluruz. Bundan dolayı Tanrı Eski Antlaşma’da her tür büyüyü yasakladı. İnsanlar olarak Tanrı’yı yönetemeyiz, O’na sadece güvenip tabi olabiliriz.38

Şunu da unutmamalıyız: Tanrı kendisi isminin yerelleştirmesine izin verdi. Eğer isminin doğru telaffuzu o kadar önemli olsaydı, Rabbimiz Mesih’in İbranice isminin – יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua)– hiçbir zaman Grekçe Ἰησους (İēsous) olarak telaffuz edilmesine izin vermezdi. Böyle bir yaklaşımla başlarsak, Mesih’in isminin hiçbir “yanlış” telaffuzuna izin vermemeliyiz, hangi dilde olursa olsun!39

Net olan şudur: Rabbimiz et ve kan bürünüp aramızda yaşadı; insani bir isim seçti ve o ismin değişik kültürlerdeki telaffuzlarını kullanarak O’na yaklaşmamıza izin verdi. O’na Yeşua, İsa, Jesus veya İesous olarak hitap etmemize izin veriyor ve bunların hepsinden övgü ve yücelik alıyor.40 Öyleyse biz de O’na istediği gibi davranmasına izin vererek, kendimizi O’na tabi tutalım ve o yüce İsmi’ni yüreklerimizin konuştuğu dillerde anmaya devam edelim.

Kaynakça

The Lexham Analytical Lexicon of the Septuagint. (2018). Lexham Press.

(2024, 07 19). Tapınma Önderi: https://songs.worshipleaderapp.com adresinden alındı

(2024, 07 19). Türkçe Kur'an Mealleri: https://www.kuranmeali.com adresinden alındı

Brenton, L. C. (1851). The Septuagint Version: Greek. London: Samuel Bagster & Sons.

Coenen, L., Brown, C., Beyreuther, E., & Bietenhard, H. (Eds.). (1986). New International Dictionary of New Testament Theology. Grand Rapids: Zondervan Publishing House.

Edersheim, A. (1896). The Life and Times of Jesus the Messiah. New York: Longmans, Green and Co.

Gundry, R. H. (2014). Yeni Antlaşma'ya Genel Bakış. İstanbul: Gerçeğe Doğru Kitaplar.

Hesselgrave, D. J. (1995, July-September). Contextualization That is Authentic and Relevant. IJFM, 12(3), 115-119.

Holmes, M. W. (Dü.). (2011). The Greek New Testament: SBL Edition. Logos Bible Software and the Society of Biblical Literature.

Holy Bible: Old and New Testaments, Holman Christian Standard Bible. (2012). Nashville, Tennessee: Holman Bible Publishers.

Hughes, P. E. (1974). The Languages Spoken by Jesus. In R. N. Longnecker, & M. C. Tenney (Eds.), New Dimensions in New Testament Study (pp. 127-143). Grand Rapids, Michigan: Zondervan Publishing House.

İncil: World English Bible - Türkçe Çevirisi. (2023). (İ. Serinken, Çev.) İstanbul: Gerçeğe Doğru Kitaplar.

Kitab-ı Mukaddes: Eski ve Yeni Ahit. (1940). İstanbul: Kitab-ı Mukaddes Şirketi.

Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma. (2008). İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları ve Kitab-ı Mukaddes Şirketi.

Lexham Hebrew Bible. (2012). Bellingham, Washington: Lexham Press.

Liddel, H. G., & Scott, R. (Dü). (1996). Greek-English Lexicon. Oxford: Clarendon Press.

Meral, Z. (2003, Ekim-Aralık). Bir Türk Teolojisine Doğru (1. Bölüm). e-manet(3), 11-12.

Smyth, H. W. (1920). A Greek Grammar for Colleges. New York: American Book Company.

Thomas, R. L., & Gundry, S. N. (1991). A Harmony of the Gospels. San Francisco: HarperSanFrancisco.

  • 1Lafzi çeviri için kullanılan teknik terim “resmi denklik” (İng. formal equivalency), ve tefsiri çeviri için “dinamik denklik”tir (İng. dynamic equivalency). İyi bir çeviri bu iki ucun ortasında bulunan “optimum denklik”i (İng. optimal equivalence) hedef almalıdır, yani lafzi çeviriyi olabildiğince kadar halk ağzında ve anlayışında ifade etmelidir. Daha çok bilgi edinmek için bkz. “Introduction to the Holman Christian Standard Bible®”, Holy Bible: Old and New Testaments, Holman Christian Standard Bible® (Nashville, TN: Holman Bible Publishers, 2012), s. vi-vii.
  • 2 Tek bir örnek olarak Yu. 1:5’te geçen καταλαμβάνω (katalambanō) kelimesi, el koymak, elde etmek, kavramak veya anlamak, erişmek, sahiplenmek, zorla ele geçirmek anlamlarına gelebilir. Bu kelimenin anlam zenginliği Türkçeye nasıl çevrilir? Tek bir kelime veya ifade yetmeyebilir! Bkz. B. Siede, “Λαμβάνω.” New International Dictionary of New Testament Theology, dü. by Lothar Coenen et al., Cilt 3, (Grand Rapids, Michigan: Zondervan Publishing House, 1986), s. 747.
  • 3Kitab-ı Mukaddes: Eski ve Yeni Ahit (İstanbul: Kitab-ı Mukaddes Şirketi, 1940), 1991 basımı.
  • 4Kutsal Kitap: Eski ve Yeni Antlaşma (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları ve Kitab-ı Mukaddes Şirketi, 2008), 2018 basımı.
  • 5Halk Dilinde İncil (İstanbul: Yeni Yaşam Yayınları, 2013).
  • 6İncil: World English Bible – Türkçe Çevirisi, çev. İsmail Serinken (İstanbul: Gerçeğe Doğru Kitaplar, 2023).
  • 7“Kitaplar”, Mesih’in Kilisesi https://www.mesihinkilisesi.net/kitaplar > (17/07/2024 tarihinde erişildi). PDF olarak indirilebilir.
  • 8World English Bible https://worldenglish.bible/ > (07/08/2024 tarihinde erişildi). World English Bible Grekçe için Bizans metin varyantlarına ağırlık veriyor ve bunlar böylece YTÇ aracılığıyla artık Türkçede de mevcuttur. Diğer Türkçe çeviriler Grekçe için daha çok Textus Receptus Grekçe metin varyantlarını tercih eder.
  • 9İng. contextualization. Hristiyan anlayışına göre Türkçe çevirisi için bkz. Ziya Meral, “Bir Türk Teolojisine Doğru (1. Bölüm), e-manet, Sayı 3 (Ekim-Aralık 2003), s. 11. İfade seküler yazılarda “bağlamsallaştırma” olarak da çevrilir. Bkz. International Science Council’in sitesindeki “The Contextualization Deficit: Reframing Trust in Science for Multilateral Policy” pozisyon kâğıdının Türkçe çevirisi “Bağlamsallaştırma Eksikliği: Çok Taraflı Politika için Bilime Güvenin Yeniden Çerçevelenmesi” https://tr.council.science/publications/reframing-trust-in-science/ > (23/10/2024 tarihinde erişildi).
  • 10Burada isim anlamı hastaları için ayrıca şöyle bir çelişki ortaya çıkar: יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) netlikle “YHVH kurtarır” anlamına gelir. יֵשׁוּעַ (Yeşua) ise “o kurtarır” anlamındadır; yani isimdeki Yahve’ye atıf zayıflatılıyor. Belki İngilizcedeki “Josh” isminin “Joshua” isminin kısaltılmış hali olarak sayılması gibi יֵשׁוּעַ (Yeşua)’nın יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) isminin kısaltılmış hali olduğu söylenebilir, ama yine de anlamda bir fark mevcuttur.
  • 11“Ἰησοῦς”, The Lexham Analytical Lexicon to the Septuagint (Lexham Press, 2012).
  • 12Burada Tarihler kitaplarının Ezra tarafından yazıldığı varsayılır.
  • 13Ezr. 5:2’de Hag 1:1’de İbranice adıyla יְהוֹשֻׁ֧עַ בֶּן־יְהוֹצָדָ֛ק (Yehoşua Ben Yehotsadak) Aramice olarak יֵשׁ֣וּעַ בַּר־יֽוֹצָדָ֔ק (Yeşua Bar-Yotsadak) olarak hitap edilir.
  • 14279 ayetin 65’i Aramice, kalanı ise İbranice.
  • 15İlginçtir ki Neh. 8:17’de Eski Antlaşma’nın diğer ayetlerinde יְהוֹשֻׁ֣עַ בִּן־נוּן (Yehoşua Bin-Nun) yazılan isim יֵשׁ֨וּעַ בִּן־נ֥וּן (Yeşua Bin-Nun) olarak geçer. Bu durum iki ismin birbiri yerine kullanıldığını düşündürür.
  • 16Melek Mat. 1:21’de Yusuf’a doğacak olan ilahi Oğul’a Ἰησους (İēsous) ismini vermesi buyururken Mez. 130:8’e bir atıfta bulunarak Yahve ismine bağlar. Kutsal Yazılar böylece Mesih’in isminin o dönemin özgün dilinde יְהוֹשׁוּעַ (Yehoşua) olarak telaffuz edilmesi gerektiğini destekler.
  • 17Alfred Edersheim, The Life and Times of Jesus the Messiah (New York: Longmans, Green, and Co., 1896), s. 129.
  • 18Philip Edgcumbe Hughes, “The Languages Spoken by Jesus”, New Dimensions in New Testament Study, dü. Richard N. Longnecker ve Merrill C. Tenney (Grand Rapids, Michigan: Zondervan Publishing House, 1974), s. 128.
  • 19A.g.e., s. 138-139.
  • 20Robert H. Gundry, Yeni Antlaşma’ya Genel Bakış (İstanbul: Gerçeğe Doğru Kitapları, 2014), s. 26.
  • 21Robert L. Thomas ve Stanley N. Gundry, “The Languages Jesus Spoke”, A Harmony of the Gospels (San Francisco: HarperSanFrancisco, 1991), s. 309.
  • 22Hughes, “The Languages Spoken by Jesus”, s. 133-134. Thomas ve Gundry, “The Languages Jesus Spoke”, s. 310.
  • 23Hughes, “The Languages Spoken by Jesus”, s. 135.
  • 24Hughes, “The Languages Spoken by Jesus”, s. 137.
  • 25“Eli eli” (Tanrım, Tanrım) İbranicedir; “lama” (neden) hem İbranice hem de Aramicedir; “şevaktani” (beni terk ettin) ise Aramicedir. Tam İbranice olsa “şevaktani” yerine “azavtani” kullanılırdı (krş. Mat. 27:46 ve Mez. 22:1’in İbranicesi). Markos 15:34’deki “Elohi” Aramice sayılır, ama Aramice’de Tanrım אֱלָהִי (elahi) olarak telaffuz edilir. “Elohi” ise İbranice’deki Tanrım anlamına gelen אֱֽלֹהַ֗י (elohai) ifadesine daha yakındır. Böylece Markos’taki harf çevirisinin bile İbranice olması daha olasıdır.
  • 26İng. Mishnaic Hebrew. Mişna, Yahudi hahamların Eski Antlaşma’yı yorumlamak için yazdıkları derleme yazılardır ve çok belirli bir İbrani lehçesinde yazılmıştır. Bkz. Hughes, “The Languages Spoken by Jesus”.
  • 27Thomas ve Gundry, “The Languages Jesus Spoke”, s. 312.
  • 28A.g.e., s.141.
  • 29Thomas ve Gundry, “The Languages Jesus Spoke”, s. 310.
  • 30Mesih’in manevi babası Yusuf hakkında yazdığım romanda ve Mesih’in suyun üzerinde yürümesini anlattığım kısa hikâyede bu nedenlerden dolayı Rabbimiz için Yehoşua ismini tercih ettim. Bkz. J.M. Diener, The Builder (Canterbury, CT: Hawke AI Publishing, 2015) ve J.M. Diener, “A View From the Boat”, J.M. Diener’s Writings at WolfHawke.com https://www.wolfhawke.com/stories/biblical-fiction/a-view-from-the-boat > (17/07/2024 tarihinde erişildi).
  • 31Burada ayrıca başka birçok terim hakkında daha tartışılacaktır: Elohim / theos için Allah mı kullanılmalı, Tanrı mı? Adonay / kyrios için Rab kullanmak doğru mudur, yoksa efendi kelimesi daha doğru mudur? Vesaire…
  • 32Meral, “Bir Türk Teolojisine Doğru (1. Bölüm)”. Meral bu tanımı Dr. Roy Rosdale’in “Uygunlaştırma” adlı yayınlanmamış ders notlarından aldı.
  • 33Çev. notu: Bu tümce İng. theologizing ifadesini kapsar.
  • 34Çev. notu: İng. incarnational
  • 35David J. Hesselgrave, “Contextualzation that is Authentic and Relevant”, IJFM, Cilt 12:3, Temmuz-Eylül 1995, s. 115; vurgu eklenmiştir. Makaleye https://www.ijfm.org/PDFs_IJFM/12_3_PDFs/01_Hesselgrave.pdf > adresinden ulaşılabilir (19/07/2024 tarihinde erişildi).
  • 36Bu fikir John Oswalt’ın The Bible Among the Myths (Grand Rapids, Michigan: Zondervan, 2009) kitabının temelinde yatan anlayıştır. Kitabın özeti için bkz. J.M. Diener “Kutsal Kitap Efsaneler Arasında: Kutsal Kitap’ın Dünya Görüşünün ve Tarih Anlayışının Eşsizliği”, Eski Antlaşma’ya Dair Düşünceler (Ankara: e-manet, 2023), s.18-21.
  • 37Örn. Hillsong’un “Ne Güzel İsimdir O”  https://songs.worshipleaderapp.com/#songinfo?song_id=13060 > (19/07/2024 tarihinde erişildi) ve Turgay Üçal’ın “Ey Allah’ın oğulları izzeti Rabb’e verelim”  https://songs.worshipleaderapp.com/#songinfo?song_id=3570 > (19/07/2024 tarihinde erişildi). Henüz İngilizceden çevrilmemiş olan Lincoln Brewster ve Mia Fields’in “There Is Power” (© Be Essential Songs) ilahisi burada daha barizdir.
  • 38J.M. Diener, “Kutsal Kitap Efsaneler Arasında”, s. 14.
  • 39Yani Jesus yazılışının yanı sıra İngilizcede Cizıs veya İspanyolcada Heysus telaffuzları da meşru olmazdı!
  • 40Ἰησους (İēsous) isminin değişik dillerdeki telaffuzu için bkz. “Jesus in Every Language”, GodWords: Theology and Other Good Stuff https://godwords.org/jesus-in-every-language/ > (19/07/2024 tarihinde erişildi).
  • Telif Hakları © 2024
  • J.M. Diener
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.