Bağlamın tefsirdeki rolü kısmen Kutsal Kitap yorumcusunun tefsir tanımıyla bağlantılıdır. Tefsiri, bir metnin anlamını keşfetmek için kullanılan yöntem ve uygulamalar olarak tanımlıyorum. Bu tanım ışığında, hem tarihsel hem de edebi bağlamlar bir metnin anlamının belirlenmesinde önemli rol oynar.
Tarihsel bağlam, kutsal metinlerin anlaşılmasında kritik bir rol oynar.
Tefsirde bu sorunun cevabını ararız: Bu yazar bu kelimeleri (anlambilim) bu diğer kelimelerle (sözdizimi) birlikte kullanarak bu zamanda ve yerde bu insanlara ne demek istemiştir? Bu sorunun cevabını aramak tefsir görevinin büyük bir kısmını kapsar. Gordon Fee tefsir pratiğini, “türü, hem genel hem de özel tarihsel durumu, metin, gramer ve semantiği içeren edebi bağlamı keşfetmek için tasarlanmış soruları kullanarak içeriği ve bağlamı belirlemek” olarak tanımlar.1 Fee, hem edebi hem de tarihsel bağlamların bir pasajın anlaşılmasında önemli bir rol oynadığını teyit etmektedir.
Tefsir süreci, ortak anlam olarak adlandırılan şeye doğru çalışmayı içerir. Yazar, okurlarıyla iletişim kurmayı amaçlamıştır; onların, ilk okurların anladığı ortak anlamı, ne ilettiğini anlamalarını amaçlamıştır. Bu nedenle, günümüz Kutsal Kitap yorumcularının bu anlamı belirlemeleri için kendileri ile metnin ilk hitap ettiği dinleyici kitlesi arasında dilsel, tarihsel ve kültürel olarak bir köprü kurmaları gerekmektedir.
Edebi bağlamdan bahsettiğimizde, kelime, cümle, paragraf, bölüm, kitap ve daha sonra Kutsal Yazılar’ın bütününü ele almış oluyoruz. Anlam birimi paragraftır, sözcükler ve cümleler paragrafın açıklamaya çalıştığı anlama katkıda bulunur. Bir paragrafın anlamını belirlerken öncesindeki ve sonrasındaki paragraflar, daha uzak paragraflara göre daha fazla öneme sahiptir. Daha yakın bölümler, daha uzak bölümlere göre yorumlama açısından daha fazla öneme sahiptir ve bu böyle devam eder. Bağlam ne kadar yakınsa, anlamın belirlenmesinde o kadar önemlidir. Edebi bağlamı incelerken yapı ve temaları keşfederiz. Yorumcu, her bir kelime ve cümlenin bir bağlam içinde nasıl işlev gördüğünü incelemelidir. Edebi bağlam, kelimelerin anlamını tanımlamaya yardımcı olur ve argümanın akışının nasıl geliştiğini gösterir. En iyi yorum, tüm parçalarla tutarlı olan ve onları edebi bağlamın bütünüyle ilişkili olarak en iyi şekilde açıklayan yorumdur.
En iyi yorum, tüm parçalarla tutarlı olan ve onları edebi bağlamın bütünüyle ilişkili olarak en iyi şekilde açıklayan yorumdur.
Bir metni anlamak için tarihsel bağlam da önemlidir. Metinler belirli bir kültürel ve tarihsel durumda, belirli bir kişi veya gruba yazılmıştır. Metnin yazarı belirli bir bakış açısına sahipti. İşte burada ortak anlam devreye girer. Okurların ve yazarın durumunu yeniden oluşturmaya çalışırız, böylece ilk okurların metni nasıl anlamış olabileceklerini anlayabiliriz. Ayrıca yazarın o insanlara vermeyi amaçladığı mesajı da belirlemeye çalışırız.
Ancak, anlamı belirlemek için Kutsal Yazılar dışındaki tarihsel kaynakları kullanmamamız gerektiğini savunuyorum. Dış kaynaklar anlamı sadece etkiler, belirlemez. Bunun nedeni, metnin kendisi dışındaki tarihsel yapılandırmaların, bir metnin yorumlanmasında sadece spekülatif olabilmesidir. Tarihsel yeniden yapılandırma yorumu yönlendirdiğinde, yorumcu bu yapıyı her pasaja çok kolay bir şekilde “yansıtarak okuyabilir”. Osborne, metnin muhataplarının koşullarının “kitabın içeriğini belirlediğini” söyler,2 ancak bu içerik kitabın yazarının bakış açısından gelir. Yorumcular olarak metnin içeriğini, vurguları, içerikle ilgili ifadeleri, içerik üzerine geliştirilen uygulamaları ortaya çıkarabiliriz ve tarihsel bir yeniden yapılandırma girişiminde bulunabiliriz. Ancak tefsirimiz edebi ipuçlarıyla desteklenmelidir. Eğer tarihsel yeniden yapılandırma, edebi ipuçlarının işaret ettiği yorumu tersine çevirirse, bu tarihsel yapılandırma reddedilmeli ve yeniden ele alınmalıdır. Nadiren, ama muhtemelen, bu durum tefsirin yeniden yapılmasını gerektirebilir. Edebi bağlam dışsal tarih kaynaklarını geçersiz kılsa da, Kutsal Kitap yorumcusu tarihi ya da kültürü anlamayı reddetmemeli ya da bu konuda hataya düşmemeli. Kutsal Kitap tarihini ve kültürünü ihmal etmek bizi bir metni kendi düşüncelerimizle okumaya götürebilir. Bu nedenle, tarihi ve kültürü anlamak doğrulama sürecinin bir parçasıdır; anlambilim, dilbilgisi ve sözdizimi de dahil olmak üzere edebi bağlam, ipuçları üzerine inşa edilmiş geçerli bir yorum için gerekli bir destek adımıdır.
Filimon’da Tarihsel Bağlam
Filimon Yeni Antlaşma’daki en keyifli mektuplardan biridir. Kişisel tonu ve üslubu okurun yüreğine dokunur ve insanı Filimon’un bu yazılanlara tepkisinin ne olduğunu merak etmeye yöneltir. Dışsal tarihi kaynaklar (arka plan), Pavlus’un Onisimos’tan talep ettiği şeyin ağırlığını anlamamız için bize ipuçları verir. Bu kaynaklar bize mektubun yazıldığı ortamı anlamamızı sağlar.
Filimon’a yazılan mektup, olağanüstü sevginin ve Pavlus’un etkileyici ikna kabiliyetinin harika bir örneğidir.
Mektubun kendisinden ek tarihsel içeriği anlıyoruz. Pavlus hapisteyken Onisimos adında genç bir kölenin Mesih’e iman ettiğini görür (9-10. ayetler). Pavlus Onisimos’un hizmette yararlı bir kardeş olduğunu fark ettiği için, belki de kendisine yardım edecek biri olarak (13. ayet), onun hizmetini sürdürmek ister. Ancak Filimon’dan ona bağlı kölesi olan bu yeni kardeşi azat edip Pavlus’a hizmet etmesine razı geleceğinden emin olmak ister (14. ayet, 21’de ima edilmiştir). Anlaşılan Onisimos’un, Pavlus’tan onun artık Mesih’te yeni bir kardeş olduğuna dair açıklamasını içeren bu tavsiye mektubuna ihtiyacı vardı (16. ayet). Pavlus Filimon’a, Filimon’un da ruhsal yeniden doğuşu için Pavlus’a nasıl borçlu olduğunu hatırlatır (19. ayet). Filimon’u (metinde ima edilen) sadık ve ferahlatıcı konukseverliğinden ve diğer kardeşlere gösterdiği sevgiden ötürü över (6.-7. ayetler). Buna dayanarak Pavlus, Filimon’a bir şekilde “haksızlık etmiş” ya da “borçlu” olan Onisimos adına ricada bulunur (18. ayet). Mektup, olağanüstü sevginin ve Pavlus’un etkileyici ikna kabiliyetinin harika bir örneğidir.
Mektubun anlaşılmasına renk katan, özellikle kölelikle ilgili tarihsel bilgilerdir. Kölelik Yeni Antlaşma döneminde “yasal olarak düzenlenmiş bir tabiyet” idi.3 Köleler mülk sahibi olabiliyorlardı, sadece angarya işlerin ötesinde işler yapıyorlardı ve azat edilme umutları vardı.4 Ancak yanlış davranışları karşılığında dayak ya da daha ağır cezalar verilebiliyordu.5 Metnin kendisinde Pavlus açıkça Onisimos’un hizmet için değerinin, Filimon’un ona bir köle olarak sahip olacağı ekonomik değerden çok daha ağır bastığını ifade etmektedir.
Pavlus, burada dönemin gerçeklerinden daha büyük gerçeklerin, ruhsal gerçeklerin söz konusu olduğunu vurguluyor
Pavlus’un mektupta yazdıklarını gözümüzde canlandırdığımızda, Filimon’un Pavlus’un isteğine uyması durumunda diğer köle sahiplerinin nasıl tepki vereceğini sadece tahmin edebiliriz. Yanlış davranışta bulunan kaçak bir köle cezalandırılmak yerine bir kardeş olarak kabul ediliyor. Borcu affediliyor ve Pavlus’a özgür bir adam olarak hizmet etmesi için azat ediliyor!
Pavlus, burada dönemin gerçeklerinden daha büyük gerçeklerin, ruhsal gerçeklerin söz konusu olduğunu vurguluyor: Onisimos artık bir köle değil, bir kardeştir; hizmette yararlıdır. Tanrı nasıl Onisimos’un günahını bağışladıysa, Filimon da onu bağışlamalıdır.
Tarihsel konuları bilmek Filimon’un önündeki zorlu seçimi anlamamıza yardımcı olur: Filimon, eskiden olduğu gibi bir köle sahibi olarak düşünmeye devam mı edecek, yoksa Onisimos’a Mesih’teki diğer kardeşlerine davrandığı gibi davranmayı mı seçecek (7. ayet)?
- 1Gordon Fee, “History as a Context for Interpretation”, The Act of Bible Reading, dü. Elmer Dyck (Downers Grove, Illinois: InterVarsity, 1996), s. 14,15.
- 2Grant Osborne, The Hermeneutical Spiral (Downers Grove, Illinois: InterVarsity, 1991), s. 20.
- 3S. Scott Bartchy, “Slavery (Greco-Roman)”, The Anchor Bible Dictionary, (New York: Doubleday, 1992), s. 66.
- 4A.g.e. Bazıları, kanıtların belirsiz olduğunu belirterek, azat edilme meselesinden emin değildir. Eğer 30 yaşında azat edilme söz konusu değilse bile, böyle bir olasılık varmış gibi görünmektedir. Pavlus’un Filimon’dan isteği bu olasılıkla uyumludur. A. A. Rupprecht, “Slave, Slavery”, The Dictionary of Paul and His Letters (Downers Grove, Illinois: InterVarsity, 1993), s. 881-883.
- 5Bartchy, “Slavery,” s. 69.