Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kitap

Yeni Antlaşma’nın Yorumlanmasında Tarihi ve Edebi Bağlamın Rolü

Yayın Tarihi: 07.01.2020

Kutsal Yazıları çok iyi yorumlayanlar bize bağlamın yorumlamanın “kralı” olduğunu söylerler. Peki bu ne anlama gelir? Bir yazının edebi ve tarihi bağlamını anlamanın bize yorum yaparken hangi yönlerden yardımı olur? Bağlam analizinin ana sorularından biri şudur: “Sözcüklerin yazıldığı zamanda ve yerde yaşayan kişilere yazar (hem insan hem de Tanrı) sözcüklerin karışımıyla ne demek istedi?”

Tarihi bağlam üzerine çalışmanın anlamı belirlemez, yalnızca etki eder.

Bir yazının edebi bağlamı kelimeyi, cümleyi, paragrafı ve bölümü, ayrıca kitabı ve Kutsal Yazıların tamamını kapsamaktadır. Yazıda anlam birimi paragraftır; kelimeler ve cümleler paragrafın amaçladığı anlama katkıda bulunurlar. Daha yakın bağlam çok daha önemlidir; yani yakın cümleler iki bölüm sonraki paragraftan çok daha önemlidir. Edebi bağlam bir kez özenle analiz edildi mi, yapıyı, temayı ve argümanı kavrayabiliriz. Yorumcu, bağlam içinde her kelimenin ve cümlenin nasıl işlev gördüğünü görmelidir; bir pasajın argümanını görmenin anahtarı budur. Paragrafın en iyi yorumu, edebi bağlamın bütünüyle ilişkili parçaları en iyi açıklayan ve onlarla tutarlı olan yorumlamadır. Yanlış yorumlamalar veya daha az kabul görür yorumlamalar, bir açıdan bağlama uymayanlardır.

Tarihi bağlam metni anlamak için de önemlidir. Metinler, belli bir bakış açısından bir yazar tarafından belli bir kişiye veya belli bir kültürel ve tarihi durumdaki topluma yazılır. Yorumcular olarak bizim görevimiz, okurların ve yazarın tarihi ve kültürel durumunu yeniden ele almak, böylece sadece yazarın niyetini anlamakla kalmayıp okurların da bunu nasıl anladığın ayırt edebilmektir. 

Fakat tarihi bağlam üzerine çalışmanın anlamı belirlemediğini, yalnızca etki ettiğini vurgulamam gerekir. Bunun nedeni, herhangi bir bağlam için farz edilen tarihsel koşullar en iyi haliyle spekülatiftir. Eğer tarihsel koşulların tahmini bir yorum için tek güdüleyici olması yorumcunun tarihsel koşulları söz konusu kısmın öncesine ve sonrasında anlatılanları da o tahmini koşullara göre “ayna tutup okumasına” neden olabilir. Bu da potansiyel olarak edebi bağlamın ihlaline yol açabilir. Kutsal Kitap yorumcuları olarak, metnin bağlamlarını irdeleyerek ve tarih ve kültürle ilgili kaynakları çalışarak tarihsel koşulları anlama girişiminde bulunabiliriz. Ama çıkarımlarımıza göre kurguladığımız tarihsel koşullar, söz konusu paragraf içindeki edebi ipuçlarıyla desteklenmelidir; eğer çıkarımlarımızdaki tarihsel koşullar edebi ipuçlarının işaret ettiği yönü değiştiriyorsa, tarihsel koşullarla ilgili verileri yeniden ele almalıyız. Kutsal Kitap yorumcusu, edebi yorumları da denetlemelidir; tarihsel analizden ötürü metinsel yorumlamanın yeniden oluşturulması nadirdir ama mümkündür. Bu ikisi arasında bir denge bulunmaktadır: Kutsal Kitap öğrencisi tarihi veya kültürü anlamaya çalışmayı reddetmemelidir; bu çalışmadaki başarısızlığı yazının incelemesini yapmaya mahkûm edebilir. Aynı zamanda edebi bağlam (cümle yapısı, dilbilgisi vb.) anlamı belirlerken, tarih ve kültür de anlamı “destekler” veya anlama “detay kazandırır.”

Filimon’un Tarihsel Bağlamı ve Arka Planı

Filimon, Yeni Antlaşma’nın en haz verici mektuplarından biridir. Mektubun tarihi ve kültürel arka planı bize Pavlus’un mektuptaki talebini ve mektupta belirtilen koşulları ve kişileri anlamamız için ip uçları sunar.

Pavlus’a göre, ruhsal gerçekler fiziksel olanlardan üstündür.

Pavlus zindandayken Onesimus adında firar eden bir köleye Müjde‘yi duyurmuş, böylece Onesimus Mesih’e güvenmişti (ayetler 9-10). Pavlus, Onesimus’un hizmetteki yararlılığından ötürü, kendisine zindanda yardım etmesi dahil (ayet 13), hizmetlerini sürdürmesini istiyordu (ayet 13). Bu yüzden Onesimus’un kaçtığı efendisi Filimon’a yazdı. Filimon’un bu kardeşi bir köle olarak konumundan azat edeceğinden ve Pavlus’a hizmet etmesine izin vereceğinden emin olmak istiyordu (ayetler 14,21’de ima edilir). Onesimus’un bu yeni konumunu tanımlayan bir tavsiye mektubuna ihtiyacı olduğunu anlaşılmakta (ayet 16). Pavlus Filimon’a, geçmiş kendisine gösterdiği sadık ve ferahlatıcı paydaşlığını ve diğer kardeşlere sevgisini (ayetler 6-7) ve ruhsal konumunu Pavlus’a nasıl borçlu olduğunu (ayet 19) anımsatır. Pavlus Onesimus adına Filimon’dan iyilik ister, çünkü bir köle olarak Filimon’a karşı “yanlış yapmıştır” veya ona bir şey “borçludur” (ayet 18). Mektup, Hristiyan sevgisinin somut olarak nasıl gösterilebileceğinin harika bir resmidir.

Roma dönemindeki köleliğin tarihi ve kültürel koşullarını anlamak mektuba renk katar. Kölelik Yeni Antlaşma döneminde “yasal olarak düzenlenen tabi kılma”ydı, ama kölelerin görev tanımları dikkat çekici ölçüde farklıydı.1 Köleler mülk sahibi olabiliyordu, beden gücüyle çalışmaktan daha geniş görevlere sahip olabiliyorlardı ve azat edilme umutları vardı.2 Fakat hata yapıldığında çoğunlukla idam potansiyel cezalandırılmaydı.3 Bu nedenle Onesimus’un yanlış eylemi, onun açısından ciddi sonuçlara yol açabilirdi. Aynı zamanda Pavlus’un Onesimus’un azat edilmesini talep etmesi o kadar sıra dışı değildi. Pavlus hizmetin değerini kölenin getirdiği ekonomik kazançla açıkça kıyaslar. Pavlus, Onesimus’un hizmet değerinin Filimon’un kölesi olarak kalmaktan çok daha ağır basacağını gösterir. 

Filimon firari (ve “haksızlık” yapan) kölesini cezalandırmazsa, diğer köle sahiplerinin nasıl tepki vereceğini tahmin edebiliriz. Kölelerin sayısının çok olduğu o dönemde bir iki köle daha Onesimus gibi davrandıktan sonra kendisine özgürlüğü tanınsa, Roma’da büyük bir ekonomik veya toplumsal soruna, hatta felakete yol açabilirdi. Filimon’dan bunun yerine onu bir kardeşi olarak kabul etmesi, borcunu bağışlaması veya onu kölelikten azat edip Pavlus’un hizmetine vermesi istenir. Pavlus’a göre, ruhsal gerçekler fiziksel olanlardan üstündür. Onesimus artık bir köle değil, kardeştir. Artık hizmette yararlıdır. Tanrı Onesimus’un günahını affettiği gibi, Filimon da affetmelidir.

Bu konuları bilmek Filimon’un nasıl seçim yaptığını anlamamızı sağlar. Filimon ya alışageldiği gibi, yani diğer köle sahipleri gibi düşünmeye devam edecekti ya da Onesimus’a Mesih’teki diğer tüm kardeşleri gibi davranmayı seçecekti. Bu seçim, onun mali kaybına ve kesinlikle sosyal eleştiri veya dışlanmaya maruz kalmasına neden olabilirdi. Pavlus’un bunu gayet farkında olduğu anlaşılmaktadır, yine de bu ricayı dile getirmek geri durmaz. Pavlus emin şekilde, Filimon’un kendisi için olduğu kadar kilise ve Müjde için de en iyisini yapmasını rica eder (karar sıkıntıya neden olsa da). 

Gördüğümüz gibi, sosyal ve tarihi koşullarla ilgili bilgiler bize Pavlus’un işaret ettiği durumla ilgili daha derin bir anlayış sunar. Bağlam bizi bilgilendirir. Anlayışımızı derinleştirir, ama mektubun anlamını belirlemez.

Bağlamın ışığında, Filimon mektubu için şöyle bir yorum taslağı geliştirebiliriz:

Filimon’un Teması

Mesih’le ilişkimiz bize başkalarını gerçekten ve derinden sevme yetisi verir.

Sosyal ve tarihi koşullarla ilgili bilgiler bize Pavlus’un işaret ettiği durumla ilgili daha derin bir anlayış sunar.

Filimon 1-7. ayetler: Etkili ve tazeleyici paydaşlık, Mesih’teki kimliğimizin sağladığı bereketleri bilmemizden ileri gelir.

Filimon 8-21. ayetler: Gerçek sevgi, doğal bir karşılık değildir; başkasının ihtiyacına doğaüstü karşılıktır.

Filimon’un Sentezi

İmanlı Mesih’le ilişkisinden ve özdeşleşmesinden kaynaklanan bereketleri öğrenmeye başladığında (ayetler 4, 7), Mesih’teki imanından kaynaklanan paydaşlığı ve kardeşlerine sevgiyle iyilik gösterme isteği tazelenir ve canlanır. 

Pavlus Onesimus’u Mesih’e yöneltmiştir. Onesimus’u kendisine hizmet etmesi için talep etme yetkisine sahip olmasına rağmen Filimon’un onayını istemiştir (8-14).

Onesimus’un imanlı olarak artık ebediyen başka bir kimliğe sahip olması, Filimon’un buna göre yanıt vermesini ve farklı bir ilişki olarak ele almasını gerektirir. Pavlus, Filimon’u diğer kardeşleriyle sevgi dolu paydaşlığından ötürü över. Şimdi bunu Onesimus’a da göstermesini istemektedir (15-20).

Filimon’un bu taleplerden dahasını yerine getirebileceğine güveni vardır (21, 22). 

  • 1S. Scott Bartchy, “Slavery (Greco Roman),” The Anchor Bible Dictionary, (New York:  Doubleday, 1992), s. 66.
  • 2Aynı yazıda. Bazıları, kanıtın açık olmadığını ifade ederek, azat etme konusundan emin değildir. 30 yaşında azat edilmemiş olsa bile, ihtimalin söz konusu olduğu görülmektedir. Pavlus’un Filimon’dan talebi bu ihtimalle uyum içinde olacaktır. A. A. Rupprecht, “Slave, Slavery,” The Dictionary of Paul and His Letters (Downers Grove:  InterVarsity, 1993), s. 881-883.
  • 3Bartchy, “Slavery,” s. 69.
  • Telif Hakları © 2020
  • Ken Wiest
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 57 (Ocak - Mart 2020), s. 16–18.