Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kitap

Yuhanna 1’de Söz (Logos) Kavramı

Yayın Tarihi: 19.01.2022

Yeni Antlaşma’nın tarih boyunca sonu gelmeyen argümanlara neden olan pasajlarından biri Yuhanna 1:1-5’tir. Birçok araştırmacı için, Yuhanna’nın İsa’dan söz ettiği bellidir. Yuhanna O’nun kimliğini, kişiliğini ve Üçlübirlik’teki yerini açıklar. Bu tartışmaların ve teolojik anlaşmazlıkların merkezinde özellikle Yuhanna’nın söz (logos) kelimesini kullanması vardır. Yuhanna neden söz kelimesini kullanmıştı? Neye gönderme yapıyordu? Yuhanna’nın 1:1’de söz kelimesini kullanmasının kökeniyle ilgili bir tartışma vardır. Bazıları Yuhanna’nın Helenistik kullanıma, bazıları İbranice kullanıma gönderme yaptığını, bazıları da Yuhanna’nın niyetinin bu ikisini bir araya getirmek olduğunu öne sürerler. Yuhanna söz kelimesini Grekçe bağlamda mı, yoksa İbranice bağlamda mı kullandı? Yunan felsefesinde ya da Eski Antlaşma’da sözün (ya da sözle eşanlamlı kelimelerin) farklı anlamları vardı. Kanıtların ışığında, Yuhanna’nın, Tanrı’yı Üçlübirliğin Tanrısı ve İsa Mesih’i Üçlübirliğin bir üyesi olarak tanımlarken kendi bağlamını yarattığı öne sürülebilir.

Logos terimi Yunanların mantıklı, her şeye gücü yeten ilke anlayışı kadar İbranilerin kişi olarak aşkın varlık anlayışına da göndermeydi.

Grekçe logos kelimesi genellikle “söz”, “konuşma”, “açıklama”, “öykü” ya da “mesaj” olarak çevrilir. Ancak Yuhanna bu Müjde’de logos kelimesini alışıldık anlamında kullanmıyordu. Logos kelimesini, İsa’nın yaratılıştan önce de var olduğunu belirtmek amacıyla İsa için kullanıyordu. Terim Yunanların mantıklı, her şeye gücü yeten ilke anlayışı kadar İbranilerin kişi olarak aşkın varlık anlayışına da göndermeydi.1

Antik Yunan Felsefesinde Logos

Bu kelimeyi Yunan filozofları İ.Ö. 500 civarında maddi dünyaya şekil ya da hayat veren güce gönderme olarak Herakleitos’la birlikte kullanmaya başladılar. Logos kelimesinin bu Platoncu ya da Yeni Platoncu kullanımını Herakleitos, Platon, Aristoteles, Stoacılar ve Filon uygulamaya geçirdi. Evreni biçimlendirip yöneten, kişiler üstü akıl ilkesiydi logos.2

Herakleitos logos kelimesini genellikle oran anlamında kullanıyordu. Bu anlamda, kelime evrensel düzen ilkesine de göndermeydi. Evrende oluşumların oransal düzeni, altta yatan düzen ilkesini sağlıyordu. Evrenin kozmos olmasının nedeni buydu. Yoksa fenomenler dünyası kaos olurdu. Bu evrensel akıl, evrensel yasa uyarınca evrende değişimi yönetiyordu. İçkin bir ilkeydi bu. İnsanın aklı biraz logostu ve bilge adam evrensel akılla, yani logosla uyum içinde yaşamayı öğrenmeliydi. Logosa başkaldırmak yararsızdır, logosun her şeyi yöneten yasasına uyulmalıdır.3 Ancak bu ilke maddeye dayanıyordu. Arkhe, yani dünyada ilk ilke ateşti ve logos ilk ateşle beraber vardı.4

Platon logos kelimesini genellikle mantıklı söylem anlamında kullanıyordu. Düşünme ile mantıklı söylem (logos) hemen hemen aynıydı. Zihnin içe dönük diyaloguydu, gerçek dünyaya, yani idealar dünyasına dair doğru bilgiye ulaşmanın tek yoluydu.

Aristoteles logos kelimesini hem oran hem mantıklı olma anlamında kullanıyordu.  İnsanlarla hayvanlar arasındaki farkın akıl (logos) olduğunu öne sürüyordu. Onun etiğinin de temeli buydu. Ahlaklı bir hayat sürdürmek için doğru aklın izinden gidilmeliydi.

Logos Stoacılar için de yine kozmik bir öğeydi. Stoacıların felsefesinde logos, evreni yöneten, kişiler üstü akıl ilkesi demekti.5 Edilgen öğe olan maddeye hükmeden evrenin etkin öğesiydi. Ancak yine de evrenin doğasında bulunan maddi bir ilkeydi. O iki öğenin (ateş ile havanın) karışımıydı, oysa edilgen öğe diğer iki öğenin (su ile toprağın) karışımıydı. Muhakeme sahibi tek varlık olan insan logosun bir parçasıydı. Ayrıca logos insan etiğinin merkezindeydi. İnsanın mantığıyla tutkuları her zaman çekişme hâlindeydi. Logos mutluluğun anahtarıydı. Çünkü evrene uygun yaşamak insanın hayatına uyum getirirdi.

Eski Antlaşma’da logos Tanrı Sözü’ne göndermedir ve adeta kişisel bir varlıktır.

Filon İbrani imanı ile Yunan felsefesini birleştirdi. Platoncu Yahudi bir filozof olan Filon iki ayrı dünya bulunduğunu öne sürdü; idealar dünyası ve fenomenler dünyası. İdealar dünyası Tanrı’nın, ölümsüzlüğün, mükemmelliğin dünyasıydı. Öte yandan, fenomenler dünyası maddi, ölümlü ve kusurlu dünyaydı. İkincisi birincinin suretiydi. Gnostiklerden ve stoacılardan farklı olarak Filon maddi dünyayı eleştirmedi. Akıl ile sözü (logos) özdeşleştirdi ve sözün evrenin yaratıldığı araç olduğunu öne sürdü. Ancak onun logosu Tanrı’dan farklıydı. Boyun eğdirilmiş bir ara varlıktı. Tanrı kendisini logosla ifade ediyor, onun aracılığıyla edimde bulunuyordu. O, ya Tanrı’nın maddeyi yarattığı söz ya da ideal ile fenomenlerin arasında bir aracıydı.6 Logos Üçlübirliğin ikinci kişisi değildi, Üçlübirlik doktrininden çok Yeni Platonculuk ilişkiliydi.7

Eski Antlaşmada Söz

Logos Yahudi dünyasında da bir kavrama gönderme yapar. İbranice metinlerde Tanrı’nın, bir tür fiziksel nitelik sergileyen sözüyle karşılaşmak olağandışı değildir. Eski Antlaşma’da logos Tanrı Sözü’ne göndermedir ve adeta kişisel bir varlıktır (örn. Mez. 33:6; 107:20; 147:15,18; Yşa. 55:10-11). Yeşaya Tanrı Sözü’nün gökten indiğini ve işini bitirdikten sonra göğe döndüğünü anlatır. Yuhanna Tanrı Sözü’nü kişisel terimlerle açıklamaz ama Tanrı Sözü’nün gerçek bir kişi, yani İsa Mesih olduğunu anlatır.8

Septuaginta’da logos, emer, milla ve dabar gibi birtakım İbranice kelimelerin çevirisinde kullanılmıştır. Dabar, logos olarak en sık çevrilen kelimedir. Rhema diye de çevrilmiştir, bu da “söz” anlamına gelen başka bir Grekçe kelimedir. Tevrat’ta çoğunlukla rhema diye çevrilirken peygamberlik ve bilgelik edebiyatının büyük bölümünde logos kelimesini okuduğumuzu görmek ilginçtir. Belki bu değişikliğin nedeni kitapların farklı türlerde olmasıdır. Grek dilinde logos kehanete ya da özdeyişe rhema’dan daha çok gönderme yapar. Kehanetin ve özdeyişin anlamına daha yakın bir kelime kullanmak düpedüz daha mantıklıydı.9

Bazı araştırmacılar Yuhanna’nın logos kelimesini Tevrat’tan söz etmek üzere kullandığını düşünürler; Eski Antlaşma’nın başka pek çok pasajında olduğu gibi. Yeşaya 28:13’te de Tevrat’a Tanrı Sözü denir. Daha sonraki yüzyıllarda Tanrı Sözü yaratılıştan önce var olan ender birkaç şeyden biri olarak anlatılır.10

Başka bir olasılık, Yuhanna Eski Antlaşma’da Özdeyişler 8 ya da Eyüp 28’deki gibi bilgeliğe gönderme yapmış olmasıdır. Eski Antlaşma’da bilgeliğin aynı şekilde kişileştirilmesini görürüz. Bilgelikten canlı bir kişi olarak söz edilir. Özdeyişler 8’de yazar bilgelikten gerçek bir kişi gibi söz eder. Özellikle Yuhanna 1:1-5 ile Özdeyişler 8:22-23 arasında büyük bir benzerlik vardır. Yuhanna 1:1-5’te Söz’ün önceden var olması gibi, bu pasajda Süleyman da bilgeliğin önceden var olduğunu belirtir. Aynı pasajda 30. ayette bilgeliğin yaratılışta yer alan baş mimar olarak Tanrı’yla beraber olduğunu okuruz. Her halükârda Söz ile bilgeliğin aynı olamayacağına inanmak için bazı nedenler vardır. Her şeyden önce bilgeliği Tanrı yaratmıştır; öte yandan Söz “Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı”, dolayısıyla asla yaratılmamıştır. Bu nedenle, Yuhanna’nın Müjdesi’ndeki Söz ile Eski Antlaşma’nın Özdeyişler kitabındaki bilgelik aynı olamaz. Bilgelik Tanrı’yla birlikte olabilir ama asla Tanrı değildir.11

Yuhanna İsa’nın beden almış hakiki insan hakiki Tanrı olduğunu ve kimliğini açıklamak için dabar kelimesini böyle kullanır.

Son olasılık, Söz’ün İbranice dabar YHWH kelimesinin benzeri olmasıdır. Logos gibi dabar da kelime, şey, konu, konuşma, neden, vaat ya da plan diye çevrilebilir. Eski Antlaşma’da Tanrı Sözü insanlara birçok kez ulaşır, hatta bazı örneklerde kişi olarak gelir (Mez. 107:20). Bu nedenle Yuhanna İsa’nın beden almış hakiki insan hakiki Tanrı olduğunu ve kimliğini açıklamak için dabar kelimesini böyle kullanır.12

Dilsel Analiz

Yuhanna Söz’ün Tanrı’yla birlikte olduğunu öne sürer. “Pros (ile) ilgeci bir yere ya da beraberliğe, aynı zamanda eğilim ve yönelime de işaret eder.”13 Söz ile Tanrı arasında yalnızca birlikte var olmaktan daha fazlası vardır. Her birinin arasında etken bir ilişki vardır. Haliyle, pros aralarındaki farka da gönderme yapar. Birebir aynı varlık olsalardı birlikte oldukları söylenemezdi.

Theos (Tanrı) hem Yuhanna 1:1’de hem de Yaratılış 1:1’de görülür. Aynı zamanda, Yunan dünyasının yüzlerce tanrısı için de kullanılır. Hristiyanlık tarihinde bunun İsa’nın Tanrı olduğu anlamına değil, İsa’nın diğer tanrılar arasında (bir) tanrı olduğu anlamına geldiğini iddia eden bir grup insan her zaman olmuştur. Ayetin ikinci bölümünde theos kelimesinin önünde tanım edatı bulunmaması nedeniyle bu argümanı öne sürerler. Birinci theosun önünde belirli tanım edatı vardır ama ikinci theosun önünde yoktur. Bu nedenle, onların anlayışında, bu ikinci theos “bir tanrı”, birincisiyse Tanrı diye çevrilmelidir. Ancak bu açıklama birçok nedenle olasılık dışıdır.

Birincisi, Yuhanna tektanrıcı bir Yahudi’ydi; çoktanrıcı inanca sahip değildi. İkincisi, şayet ikinci theostan önce belirli tanım edatı kullansaydı, bu Tanrı ile Söz arasındaki ayrımı yok ederdi. Oysa Yuhanna’nın amacı bu ikisinin hem aynı hem de farklı olduklarını vurgulamaktı. “Üçüncüsü, Grekçe sözdiziminde çekimli fiilden önce gelen belirli yalın yüklemin tanım edatı almaması olağan bir durumdur.” Dolayısıyla, ikinci theostan önce belirli tanım edatı bulunmasa da, bu theosun belirsiz olduğu anlamına gelmez. Aslında, Yuhanna O’nun sadece tanrısal bir varlık olduğuna gönderme yapmak isteseydi, (bir) tanrı için mükemmel bir kelime vardı. O da theiostu.14 Ne var ki Yuhanna’nın niyeti İsa’yı tanrısal bir varlık ya da (bir) tanrı değil, Tanrı olarak tasvir etmekti.

Yuhanna 1:1-5’in Açıklaması

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı. Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.

“Başlangıçta Söz vardı”

Bir İbrani’nin bu sözleri duyduğunda hemen Yaratılış 1:1’i düşünmesi şaşırtıcı olmaz. Yuhanna daha sonra 3. ayette yaratılıştan söz ettiğinde bu gönderme önem kazanır.15 Hem Yaratılış’ta hem burada başlangıç her şeyin başlangıcıdır. Başlangıcın Grekçe karşılığı arkhedir ve köken demektir. Dolayısıyla logos arkhedir ve 3. ayette logos her şeyin yaratıcısıdır.16 Aynı zamanda Yuhanna yaratılış zamanının ötesine gider, bu olaydan önceki zamandan söz eder. Bu ifadede Logos’un varoluşunun başlangıcı vurgulanmaz, O’nun varoluşunun zamandan bağımsızlığı vurgulanır.

“Söz Tanrı’yla birlikteydi”

Bu ifadenin iki anlamı olabilir. Tıpkı Özdeyişler 8:27-39’da yaratılış zamanında bilgelik Tanrı’yla birlikteydi dendiği gibi, düpedüz Söz Tanrı’yla birlikteydi anlamına gelebilir. Öte yandan, Tanrı ile Söz’ün yakın bir ilişkisi vardı ve Söz yüzünü Tanrı’ya dönmüştü anlamına da gelebilir.17 Grekçenin Koine lehçesinde ismin “-i” hâlindeki “doğru”yla birlikte pros ilgeci, “ile, yakın, yanında” anlamına gelen ismin “-e” hâliyle birlikte para ilgecinin karşılığı olabilir. Özdeyişler 30’da bilgeliğin Tanrı’yla ilişkisini açıklamak için bundan yararlanılır.18 İsmin “-i” hâliyle birlikte prosu kullanmak Söz ile Tanrı’nın yakın, yüz yüze bir ilişkisi olduğunu ima eder.19 İsa için Söz kelimesini kullanmanın önemli başka bir iması Tanrı’nın İsa aracılığıyla iletişim kurduğunu göstermesidir.20

İsa için Söz kelimesini kullanmanın önemli başka bir iması Tanrı’nın İsa aracılığıyla iletişim kurduğunu göstermesidir.

“Söz Tanrı’ydı”

Bu ifadede Yuhanna’nın, Tanrı’nın Mesih doktrinini iletmek için bilgelik pasajlarından yararlandığını söylemek besbelli yetersizdir. Yuhanna O’nun Tanrı olduğunu onaylarken, Bilgeliğin Tanrı olduğu asla öne sürülmemiştir.21   Yasanın Tekrarı 6:4’te, “Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB’dir” sözlerini okuruz. Yuhanna ise Müjdesi’nin en başında Tanrı’nın çoğul olduğunu öne sürer. Ancak Yaratılış 1:1’de ifade edilen bir çoğulluk daha vardır. “Başlangıçta Tanrı [Elohim, çoğul isim] yeri ve göğü yarattı [tekil fiil]”. Eski Antlaşma’da Elohim’in, ardından da tekil fiilin kullanıldığı görülür. Başka bir deyişle, Üçlübirlik fikri Eski Antlaşma’ya yerleşmiştir.22

Söz ve Yaratılış

Bazıları ginestai kelimesinin de “meydana gelmek” ya da “olagelmek” anlamına geldiğini öne sürer. Ancak Yaratılış 1:1’e önceki ima bağlamında ve İsa’nın yaratılıştaki rolüyle ilgili diğer Kutsal Yazıların ışığında, doğru çevirinin “var olmak” olduğu besbellidir.23 Bu öğreti Koloseliler 1:16-17 ve İbraniler 1:2’de de görülebilir. Bu pasajlarda aynı şekilde her şeyin İsa aracılığıyla yaratıldığını okuruz.

Yaşam ve Işık Olarak Söz

Yuhanna yaşam ile ışığı özdeşleştirir, nihayetinde hem yaşam hem de ışık bizzat İsa’dır. Yuhanna’nın Müjdesi’nde yaşam ve ışık salt birer soyutlama değildir. Yuhanna 11:25’te İsa’yı yaşam olarak resmeder, İsa Lazar’ı diriltir ve 9:5-7. ayetlerde ışık kör gözlere ışık verir.24 Keza ışık ile karanlık arasındaki zıtlık, karanlığın yeryüzünü örttüğü Yaratılış 1:1’de yansıtılır. Tanrı ışığı yarattı, karanlık ortadan kalktı. Aynı şekilde Yuhanna ışığın beden almış Söz olarak dünyaya geldiğini de belirtir. Yahudiler O’nu (ışığı) anlayamadılar. Işık Yahudilerin karanlığına girdi, karanlık bunu anlamadı (katelaben).25 Katelaben kelimesi “üstesinden gelme” diye de çevrilebilir.

Sonuç

Yuhanna’nın Müjdesinin başlangıcının anlamıyla ilgili olarak birçok tartışma süregelmiştir. Hristiyan araştırmacılarla diğer araştırmacılar özellikle logos kelimesinin anlamıyla ilgili spekülasyonlarda bulunmuşlardır.  Pek çok Kutsal Kitap araştırmacısı için Logos’un, yani İsa’nın, Üçlübirliğin ikinci kişisi olduğu besbellidir. Yuhanna, İsa’ya Logos göndermesi yaparak O’nun kimliğini, kişiliğini ve Üçlübirlik’teki yerini açıklar. Yuhanna Logos kelimesini seçmiştir, çünkü hem Yahudi özgeçmişe hem de Helenistik özgeçmişe sahip iki halkın açıkça anlayabileceği şekilde Müjde’yi paylaşmak istemiştir. Logos’u hem Grekçe hem de İbranice bağlamında kullanmıştır. Yuhanna Tanrı’yı Üçlübirliğin Tanrısı, İsa Mesih’i Üçlübirliğin ikinci kişisi olarak anlatarak Logos’a kendi bağlamını yaratmıştır.

  • 1W. Harold Mare, New Testament Background Commentary (Ross-shire, İskoçya: Christian Focus Publications, 2004), s. 118, 119.
  • 2D.H. Johnson, “Logos”, Dictionary of Jesus and the Gospels, 1. Basım, dü. Joel B. Green ve Scot McKnight (Downers Grove, Illinois: IVP, 1992), s. 481-484.
  • 3Frederick Copleston, A History of Philosophy, 1. Cilt (New York: Image Books, 1946), s. 43.
  • 4A.g.e., s. 502.
  • 5Andreas J. Köstenberger, John (Grand Rapids, Michigan: Baker Academic, 2004), s. 26.
  • 6Johnson, “Logos”.
  • 7Copleston, s. 460.
  • 8Clinton E. Arnold, ed., Zondervan Illustrated Bible Backgrounds Commentary Volume 2 (Grand Rapids: Zondervan, 2002), s. 5.
  • 9Thomas H. Tobin, “Logos”, The Anchor Bible Dictionary, 4. Cilt, 1. basım., dü. David Noel Freedman ve diğerleri (New York: Doubleday, 1992), s.348-356
  • 10Johnson, “Logos”.
  • 11Köstenberger, s. 26.
  • 12Johnson, “Logos”.
  • 13Köstenberger, s. 27.
  • 14A.g.e.
  • 15A.g.e
  • 16D. A. Carson, The Gospel According to John (Grand Rapids Michigan: William B. Eerdmans Publishing Company, 1991), s. 114.
  • 17Colin G. Kruse, John (Grand Rapids, Michigan: William B. Eerdmans Publishing Company, 2003), s. 62.
  • 18Andrew T. Lincoln, The Gospel According to Saint John (Peabody, Massachussetts: Hendrickson Publishers, 2005), s. 97.
  • 19Elmer Towns, The Gospel of John (Chattanooga, Tennessee: AMG Publishers, 2002), s. 2.
  • 20Neyrey Jerome H, The Gospel of John (New York: Cambridge University Press, 2007), s. 39.
  • 21Craig S. Keener, The Gospel of John, 1. Cilt (Peabody, Massachussetts: Hendrickson Publishers, 2003), s. 370.
  • 22John Phillips, Exploring the Gospel of John (Grand Rapids, Michigan: Kregel Publications, 1989), s. 16.
  • 23Lincoln, s. 99.
  • 24Keener, s. 371.
  • 25Kruse, s. 63.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 65 (Ocak - Mart 2022), s. 5–9.