Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Li-derkenar

Bireysellik Eğilimlerimiz

Yayın Tarihi: 11.10.2017

Yanıtlamak değil, soru sormak amacımdır bu yazıda. Bir çözüm sunmaktansa, düşünmemiz gereken bir meseleyi düşündürmek istiyorum. Aklınızda şu senaryoyu canlandırın:

Bir imanlı tek başına oturmuş, Kutsal Kitap okuyor. Rab’bi seven bu imanlı, farz edelim ki, şu ayeti okuyor: “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor” (1Pe. 5:8). Bu kardeş, “düşmanınız” kelimesini tekrarlıyor zihninde. “Evet, bizim düşmanımız… bütün imanlıların düşmanı… yani, benim düşmanım…” diye düşünüyor. Ondan sonra, “Rab, düşmanım İblis beni yutmasın diye ayık ve uyanık olmama yardım et” diye dua ediyor.

Bu, elbette ki, son derece güzel bir senaryo. Bir imanlı Kutsal Kitap’tan Rab’bi nasıl izleyeceğini anlamaya çalışıyor. Ama bu senaryoyla ilgili bir nükteye değinmek istiyorum: Bu imanlı, topluluğuna söylenen bir hükmü tek kişilik olay haline getirdi. Bu durumu daha anlamlı bir şekilde düşünmek için toplumların sözlerle ve metinlerle ilişkilerine değinelim.

Böyle sözlü kültürlerde yaşayan insanlar okumazdı, dinlerdi. Hem de normalde grup olarak dinlerdi.

Eski toplumlarda okuma yazma ya hiç olmazdı veya bir yazı sistemi olsa bile matbaa olmadığı için çoğu kişinin eline kitap geçmezdi. Böyle sözlü kültürlerde yaşayan insanlar okumazdı, dinlerdi. Hem de normalde grup olarak dinlerdi. Ama matbaanın etkisiyle metinler insanların ellerine geçmeye başladı ve bireylerin tek başına kitap okuma imkânı doğdu. Bu bağlamda, psikolog Erol Göka, sözlü insanların ve okuryazarların farklı türlü vicdanlara sahip olduklarını ileri sürer. Göka’ya göre, tek başına oturup kitap okuyan okuryazarlarda “kişisel ve deruni vicdan” gelişir. Sözlü insanlardaysa, “toplumsal ve harici vicdan bulunur.” Bu “toplumsal ve harici vicdan”ın nasıl işlediğini de şöyle özetler: “... Sözlü kültürde herkesin açıkça bildiği ‘töre’ye uymak çok önemlidir, kötülük ve yasaklar kalıplaşmış ifadeler ve veciz sözlerle alenen bildirilir.”1

Türkiye’de okur yazarlık oranı yüksek olduğu halde, sözlü kültürün tercihleri baskındır. Genelleme yapacak olursak da, batı ülkelerinde bireysellik ön plandayken, Türkiye’deki insanlara grup davranışı hakimdir. Peki o zaman, Türkiye’deki kiliselerimizde toplu vicdan ne derecede oluşturuluyor?

Kutsal Kitap, tabii ki, bazı açılardan bize bireyler olarak hitap eder ve bizden bireysel kararlar ve hareketler ister. Buna rağmen, Tanrı’nın Kutsal Kitap aracılığıyla bize öncelikle topluluklar olarak hitap ettiği kaçınılmaz bir gerçektir.2

İlk başta bireysel imanlının Kutsal Kitap okuyuşu üzerinde durduk. Şimdi, “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor” diyen o aynı ayeti birlikte okuyan, birlikte dinleyen bir grup imanlı düşünün. Bu imanlılar, “Evet kardeşler, grup olarak, ilişkilerimizde, ‘ayık ve uyanık’ olmak bizim için ne demek olabilir? Bu konuda iş birliği nasıl yapabiliriz? Düşmanımız İblis’in bazılarımızı yutmaması için neler yapmalıyız?” gibi soruları tartışarak Rab’bi grup halinde nasıl izleyeceklerini Kutsal Kitap’tan anlamaya çalışıyorlardır…

Kilise olan yeni ailemizde, davranış düzeyinde, toplu aidiyet geliştirmek için neler yapmalıyız? Ayrıca, İsa’nın bize buyurduğu her şeye toplu olarak uymayı öğrenmek için neler yapmalıyız?

Kilisede “biz” ve “ben” olaylarını nasıl algılıyoruz? Kimliğimizi nasıl anlıyoruz? Kenyalı Anglikan rahip John S. Mbiti, grup kültüründeki kimlik anlayışını tarif etmek suretiyle, “Biz varız, öyleyse ben varım” demiştir.

Mesih birbirinden bağımsız bireysel imanlılar değil, kilisesini (imanlıların topluluğunu) kuracağını söyledi. O var olduğu için biz varız.

Kilise olarak da “Biz varız, öyleyse ben varım” demeyi öğreniyor muyuz? 

  • 1Erol Göka, Türklerin Psikolojisi (İstanbul: Timaş, 2008), s. 136.
  • 2Bu görüşün savunulması için, bkz. Joseph H. Hellerman, When the Church Was a Family (Nashville, Tennessee: B&H Academic, 2009) ve Stephen E. Fowl & L. Gregory Jones, Reading in Communion: Scripture and Ethics in Christian Life (Eugene, Oregon: Wipf and Stock Publishers, 1998).
  • Telif Hakları © 2017
  • Chuck Faroe
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 48 (Ekim - Aralık 2017), s. 3–4.