Başka bir insanın sizi hayal kırıklığına uğrattığı oldu mu hiç?
Olmaz olur mu? Tabii ki hepimiz ilişkilerde acı anlar yaşamışızdır. Peki, bir Mesih imanlısı kilisedeki ilişkilerde bile acı çekebilir mi? Evet, ne yazık ki, çekebilir.
Yılmaz Esmer, 2012 Türkiye Değerler Araştırması’nda, “Türkiye, dünyada kişilerarası güvenin en düşük olduğu ülkelerden biri. Bu durum 1990’dan beri hiç değişmiyor. Ancak 10 kişiden biri, genelde insanlara güvenebileceğini söylüyor” diyor.1
Madem insanlar güvenilmez, ilişkiler bize acı çektiriyor, belki de en iyisi inzivaya çekilmektir.
Ekşi Sözlük’te inziva kavramı çok anlamlı bir şekilde tanımlanmıştır: “İnsanın tüm duygusal kalkanları düşüp kaybolduğunda daha fazla yara almamak için kendini fiziksel olarak saklaması eylemi.”2
Mesih imanlısı kilisede duygusal yara almamak için kendini “fiziksel olarak saklarsa” nasıl davranır? Kiliseye katılmaz olur.
Ama katılmamak Rab’be itaatsizlik olur.
O zaman itaatsiz olmamak için pazar günleri bir kiliseye gider, tapınır, ilahi söyler, vaaz dinler. Ama ilişkilerin acı durumlara mahal vermemesi için ilişkileri biraz yüzeysel tutar, ilişkilere yatırım yapmaz. Belki birkaç değişik kiliseye “misafir” olarak katılır.
Böyle davranan birine anlayış göstermek doğaldır. Ama aynı zamanda bu tutumla açığa çıkarılan “Tanrı’ya itaat etme anlayışı”nda bir sorun vardır.
Geçen gün Yasanın Tekrarı’nın bir tefsirinde okuduğum şu satırlar beni çok düşündürdü: “Yasanın Tekrarı’nın mesajı derin bir komşuluk etiği içerir. Bu derin komşuluk etiğine göre, bir topluluğun altyapısının oluşması ve sürdürülmesi, antlaşmanın Tanrısı’na itaat etmenin temel bir yoludur.”3
Bu cümlelerin “bilgince” olduğunun farkındayım. Ama bence ciddiyetle düşünmeye değerdir. Bunu okuduğumda birdenbire kendime, “O zaman… Rab’be itaat etmek için… topluluk gereklidir” dedim.
Özellikle bu yazarın sadece “topluluk gereklidir” demediğine dikkat etmeliyiz. Sadece ‘bir takım fertler Rab’bin önünde aynı mekânda bulunmalı’ demedi. İlginç bir nüansla, Rab’be itaat etmek için topluluğun altyapısının oluşması ve sürdürülmesi gerektiğini belirtti. Topluluğun altyapısı nedir? Tanrı’ya ait bireyler olmaya yaraşır ilişkileri sağlayan uygulamalar: barıştırma, bağışlama, iletişim, birbirimizi dinlemek, desteklemek, birbirinin hayatına karışmak, küs olmamak, sevecenlikle birbirimizi hoş görmek, en “zor” anlaştığımız kardeşleri bile küçük görmemek vs.
İsrail’de olduğu gibi, kilisede de Tanrı’ya itaat etmek, O’nunla “yürümek” istersek, topluluk bağlamında kardeşlerle Rab’be yakışan ilişkiler kurmak ve sürdürmek gereklidir.
Günah Tanrı’yla olan ilişkimizi bozduğunda, birbirimizle olan ilişkilerimizi de bozdu (bkz. Yar. 3:14-19). Müjde Tanrı’yla ilişkimizi tamir ettiği gibi, birbirimizle ilişkilerimizi de tamir etmektedir.
Sonuç olarak bizim için en önemli harfi “ş” harfidir.
Türkçedeki “ş” harfi olmasaydı, “bozuşmak” ve “çekişmek” olmazdı. “Ş” harfi olmasaydı, “barışmak” ve “anlaşmak” da olmazdı. “Ş” harfi olmasaydı, “konuşmak ve “buluşmak” bile olmazdı. “Ş” harfi olmasa “ilişkiler” de olmaz, ilişkiler olmazsa Rab’be gerçek anlamda itaat etmeyi öğrenemeyiz.
Yeni Antlaşma’nın öngördüğü yeni insanlıkta – imanlıların topluluğunda – bambaşka, kutsal ilişkiler ön plandadır. Ama insanlara, bazen Rab’deki kardeşlerimiz dahil olmak üzere, güvenmek güç olabilir.
Fakat Kutsal Ruh’a güvenebiliriz, güvenmek zorundayız. Kilise denen ilişki atölyesinde Mesih’in Ruhu bizi eğitmeye hazırdır.
Yeter ki bu çıraklığa razı olalım.
- 1 https://bau.edu.tr/haber/1725-turkiye-degerler-atlasi-2012-yayinlandi 17/11/2025 tarihinde erişildi.
- 2 https://eksisozluk.com/inziva--74600 17/11/2025 tarihinde erişildi.
- 3Walter Brueggemann, Deuteronomy (Nashville, Tennessee: Abingdon, 2001), s. 22.