Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Li-derkenar

Erdem Okulu

Yayın Tarihi: 14.10.2022

Bir bakıyorsunuz, “Finansal Güçlendirme” adlı bir seminerin verilmekte olduğu bir kilisede, girişe en yakın park yerleri lüks arabalara ayrılmış.

Başka bir yerde, Rab’bi seven, dar gelirli bir işçi patronuna çok acımakta. Neden? Çünkü şimdi İsa’yla dalga geçen zengin patronu ona göre mutlaka bir zamanlar Rab’be çok yakındı. Ama artık yolunu şaşırmış, Rab’den uzaklaşmıştı. İşçi bu yorumu hangi mantıkla yapıyor? Kendi ifadesiyle, “Çünkü zenginler Tanrı’ya daha yakındır.”1

 

Zengin ve fakir karşılaşırlar. (Özd. 22:2)

Nerede, ne zaman karşılaşırlar? Hangi şartlar altında karşılaşırlar? Bu gözlemin anlamı, önemi de neymiş?

Hem eski Yahudi âlimler hem daha çağdaş bilginler bu soruya çok çeşitli olası yanıtlar ileri sürmüşlerdir. Sözgelimi, farklı sosyal tabakalarda yaşadıkları halde, kazara karşılaşırlar. Veya, fakir zengine sadaka istemek için yaklaştığında. Veya çatıştıklarında. Belki mahkemede bir araya gelirler. Belki de Özdeyişler zengin ile fakirin birlikte uyum içinde yaşadıkları durumları kasteder. Veyahut, fakir zenginleşince, zengin de fakirleşince “eşit” olurlar. Belki de her toplumda hem zengin hem de fakirin bulunduğunu hatırlatmak için söylenmiştir. Ya da sadece insanlık halini temsil eden bir hüküm olabilir: Fakir ile zengin aynı dünyada yaşarlar.2 Nitekim Rab İsa, “Yoksullar her zaman aranızdadır” demiştir (Mat. 26:11).

 

“Konum teolojisi”ni araştıran akademisyen arkadaşım bir olay anlattı. Brüksel’deki bazı sokak insanları, hali vakti yerinde ailelerin oturduğu, bahçeli evlerden ibaret nezih bir semte göç ederek güzelim bahçelerde kamp yapmaya başlamış. Polis gelmiş, bu evsiz kişileri toplamış tabii. Ama onları hapse atmamışlar; şehir merkezine geri götürerek gene sokakta bırakmışlar.

 

Kıskanmak. Eski Türkçe’de “cimri olmak” anlamına gelen kısganmak fiilinin modern şeklidir. Sözlüğe göre, “Başkasının bir üstünlük ve iyiliğe sahip olmasından rahatsız ve huzursuz olmak” anlamına gelir.3

Nazar etme, ne olur. Çalış kazan, senin de olur.

 

Britanya’nın George döneminde (1714-1837) kilise bankları “genelde kiralanırdı. Öylece bütün ayinlerde aynı aileler aynı yerlerde otururlardı. Zamanla müreffeh ailelerin bankları daha lüks teçhizatlı ve konforlu hale gelmeye başladı. Sözgelimi, bankları daha geniş, çuhayla döşenmiş, yastıklı olurdu. Ayakların altında halı bulunduğu gibi, kışın küçük taşınır sobalar da yerleştirilirdi. Soylu aileler bazen diğer katılanlardan ayrı, özel bölmelerde, kendilerine oldukça şatafatlı banklar inşa ettirirdi… Kilise bankı kiralayacak kadar parası olmayanlarsa, ayakta durmak zorunda kalırdı.”4

 

Barış Manço dostuna ne yazdırmış? “Yoksul görsen besle kaymak bal ile… Garipleri giydir ipek şal ile… Öksüz görsen sar kanadın kolunu… Kimse göçmez bu dünyadan mal ile.”

 

…kötülerin gönencini gördükçe, küstahları kıskanıyordum. Onlar acı nedir bilmezler, bedenleri sağlıklı ve semizdir. Başkalarının derdini bilmez, onlar gibi çile çekmezler… Bunu anlamak için düşündüğümde, zor geldi bana, Tanrı’nın Tapınağı’na girene dek; o zaman anladım sonlarının ne olacağını (Mez. 73:3-5,16-17).

 

Önde gelen Afrikalı pastörlerden Conrad Mbewe, “Afrika’da Refah Öğretisi Gerçek Müjde’nin Yerini Aldı” başlıklı bir makalede, “Sadakati öğle güneşi gibi parlayan imanlı kardeşlerimize hayranlık duymalıyız... Oysa Hristiyanlar, büyük evler, gösterişli arabalar ve giysilere sahip az sayıdaki insanlara hayran kalıyorlar; bu insanlar günahta yaşıyorlarsa bile…” gözleminde bulundu.5

Zengin kendini bilge sanır, Ama akıllı yoksul onun içini okur (Özd. 28:11).

 

Alman İbranice uzmanı ve tefsirci Franz Delitzsch (1813-1890), “Zenginle fakir karşılaşırlar, her ikisini de RAB yarattı” diyen Özdeyişler 22:2 ayetini şöyle yorumlar: Tanrı her ikisini de yarattığına göre, fakir ile zenginin birbiriyle karşılaşması O’nun takdirinde gerçekleşen bir olaydır. Bunun amacı da, onlara bir “erdem okulu” sağlamaktır: “Fakir zengini kıskanmayacak ve... zengin fakiri hor görmeyecektir.”6

 

Velhâsıl, “Düşkün olan kardeş kendi yüksekliğiyle, zengin olansa kendi düşkünlüğüyle övünsün. Çünkü zengin kişi kır çiçeği gibi solup gidecek” (Yak. 1:9-10). Amin.

  • Telif Hakları © 2022
  • Chuck Faroe
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 68 (Ekim - Aralık 2022), s. 3–4.