Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Li-derkenar

Yazar Yaşar

Yayın Tarihi: 13.04.2022

Yazar olarak, son günlerde “Yazar için başarı nedir?” sorusunu düşünüyorum. Bu sorunun bazı yanıtlarına somut örneklerden yola çıkarak bakmak istiyorum.

Üretken yazar başarılı sayılır. Sözgelimi 83 yaşındaki Amerikalı polisiye yazarı Lawrence Block, ömrü boyunca geçimini yazarak sağlamıştır. Block yüzlerce eser vererek çok ödül kazanmıştır. Söylemesi ayıptır ama Block yazarlığa başladığında, geçinmek için yılda 15 veya 20 açık saçık roman yazardı. Zamanla daha esaslı eserler yazmaya başlayan Block, kariyerinde yaklaşık 20 kalem ismi kullanmıştır.

Yazar yaşadıklarını yazar, deneyimlerini malzeme olarak kullanır.

Block üretken yazarın çektiği bir zorluğu şöyle belirtir: Yazar yaşadıklarını yazar, deneyimlerini malzeme olarak kullanır. Ama insanın deneyimleri sınırlıdır. Block sorunu şöyle resmeder: Adamın biri Kuzey Atlantik’in buz gibi sularında sal üzerinde akıntı ve rüzgârla sürüklenmekte. Donmamak için saldan tahta parçalarını koparıp yakmak zorunda. Ama sal küçüldükçe o adamın başı derde girecektir! Bunun gibi, yazarın tecrübesi tükendikçe yazacak malzemesi de tükenir. Block çeşitli önerilerde bulunur: Hobiler bulun, ticari girişimlere soyulun, çeşitli yeni insanlarla tanışın, yolculuk yapın vs. Anlaşılacağı gibi, yazarın yaşadıkları esin kaynağı olabilir.1

Yazar için bir başka başarı, insanları etkilemektir. Çok kişiyi teşvik eden kitabın iyi örneği, Avusturyalı psikiyatrist Viktor E. Frankl’in İnsanın Anlam Arayışı (İstanbul: Okuyan Us, 2021). Bu kitabın kapağında şu açıklama bulunur: “30’un üzerinde dile çevrilen ve 15 milyondan fazla satan başucu kitabı.” Yahudi olan Frankl, İkinci Dünya Savaşı sırasında toplanma kamplarında akıl almaz acılar yaşadıktan sonra mucize eseri sağ çıktı.

İşin ilginç tarafı, Frankl sayısızca insana yardımı dokunmuş, bu denli başarı sağlamış kitabını isimsiz yayımlamak niyetindeydi. Frankl, “İlk başta isimsiz bir eser olarak yazarına ün kazandıramayacağına emindim. Sadece okuyucuyu hayatın en acımasızları da dahil olmak üzere tüm koşullar altında potansiyel bir anlam barındırdığına ikna etmek istedim” demiştir.2 Bu kitapta sorumluluk temel bir kavramdır. Frankl’in amacı “başarılı” olmak değil, başkalarına yardım etmekti. Yaşadıklarını yazmanın bir sorumluk olduğuna inandığını kaydetmiştir.3 Yazarın yaşadıkları bir kâhyalık da olabilir.

Peki, Hristiyan yazarın başarısı ne olabilir? Bunun tek cevabı yoktur tabii.4 Ama genel olarak, Mesih ve Müjde gerçeğini sadık bir şekilde yazmak başarı sayılır sanırım. Örneğin, İskoçyalı pastör Iain D. Campbell önde gelen bir Hristiyan yazardı. Çok iyi eğitim alan Campbell deneyimli çoban ve iyi vaizdi. 2012’de mezhebinin genel sekreterliğini yaptığı gibi, yıllarca ilahiyat fakültesinde hocalık yaptı. Bütün bunların yanı sıra Campbell Hristiyanlara hitaben 20’den fazla kitap yazdı. Görünüşe göre Campbell başarılı Hristiyan yazardı. Yazar idi diyorum çünkü 2017’de Campbell intihar etti. Meğer onlarca yıl herkesten gizli defalarca zina işlemişti. Foyası ortaya çıkınca da ailesine ahlaksızlıklarını utanç verici ayrıntılarıyla itiraf ettiği halde devamında tövbekâr ruha sahip olduğunu hiç göstermemişti. Kiliseye itiraf etmeye, iyi vaiz ve teolog olarak tanınmaktan vazgeçmeye razı olmamıştı. Böylece kendi hayatına kıymıştı.5

Doğru Hristiyan yazar yaşadıklarını yazar, yazdıklarını yaşar. Özel hayatı, iç hayatı, saklı sermaye, gizli güvencedir.

Ne yazık ki, bu tekil bir hadise değildir. Doktrin, Kutsal Kitap, Müjde, hizmet, imanlı hayatı, Hristiyan danışmanlık vb. konularda ruhsal duyarlılık ve ustaca anlatım sergileyen bazı Hristiyan yazarların, özel hayatlarında korkunç ahlaksızlıkları saklıdır. Bu tam anlamıyla bir muammadır.

Ne diyelim? İyi yazan birinin mutlaka iyi insan olması gerekmiyor. Duruma göre, söz güçlü de olabilir, aciz de olabilir; kötülüğün kılıfı da olabilir, anlayış aracı da olabilir. Demek ki gerçek banknottan adeta farksız sahte para yapanlar olduğu gibi, ruhsal kalpazanlar da var. Yaşadıkları da bir nevi manevi kara para, gizlice harcarlar. Ama doğru Hristiyan yazar yaşadıklarını yazar, yazdıklarını yaşar. Özel hayatı, iç hayatı, saklı sermaye, gizli güvencedir.

Öyle ki o gün Rab İsa, “seni hiç tanımadım” değil, “aferin iyi kölem” desin.

Yazar yaşar.

  • 1Lawrence Block, Telling Lies for Fun and Profit (New York: William Morrow and Company, 1981) eserinde, “Burning the Raft at Both Ends,” s. 118-122.
  • 2Viktor E. Frankl, İnsanın Anlam Arayışı (İstanbul: Okuyan Us, 2021), s. 14.
  • 3A.g.e.
  • 4Not: Burada Hristiyan olan yazardan çok Hristiyanlığı yazıyla anlatan veya yansıtan Hristiyan yazarları kastetmek istiyorum. Hristiyan olarak şiir, roman, öykü gibi edebi eserleri, Hristiyanlıkla doğrudan ilişkili olmayan tarih, biyografi, bilim vs. konulu yazıları da yazan kişilerin imanı önemsiz değil, ama ön planda da olmayabilir.
  • 5Dee Parsons, “Blindsided: The True Story of the Circumstances Surrounding the Death of Iain Campbell”, The Wartburg Watch, 29.09.2017  http://thewartburgwatch.com/2017/09/29/blindsided-the-true-story-of-the-circumstances-surrounding-the-death-of-iain-campbell/ > (24.03.2022 tarihinde erişildi).
  • Telif Hakları © 2022
  • Chuck Faroe
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 66 (Nisan - Haziran 2022), s. 3–4.