Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Kitap

“Bir Şey Olmaz” Demeyin: Özdeyişler’de İhtiyatlı Olmak Kavramı

1. Bölüm

Yayın Tarihi: 15.07.2016

Bu günlerde aptal olup olmadığımı anlamaya çalışıyorum. İnsanın kendi kendine aptal demesi aptallık değil mi? Aslında, tam tersine, insanın kendisi hakkında “Aptal değilim ki!” demesi aptallık olabilir. En azından, hiç “Aptal mıyım?” diye sormamak aptallık olabilir.

Özdeyişler kitabına göre bizi tanımlayan temel sorulardan biri, aptal olup olmadığımızdır.

Hemen, “Kusura bakma da bu çok aptalca bir konu!” demeyin. Çünkü beni kendime bu soruyu sormaya iten, Kutsal Kitap’taki Özdeyişler kitabıdır. Özdeyişler kitabına göre bizi tanımlayan temel sorulardan biri, aptal olup olmadığımızdır.

Özellikle Özdeyişler kitabını okurken aptal olup olmadığımı anlamak için Türkçe bir kelimeyi anlamaya çalışıyorum: ihtiyatlı olmak. Beni düşündüren, bu yazılar serisinde işlemek de istediğim temel ayetler aşağıda yazılır. Dikkatlice okuyun. Bu ayetler sizde acaba hangi düşünceleri ve duyguları uyandırıyor? Bu ayetlere göre, ihtiyatlı kişi nasıldır?

Ahmak sinirlendiğini hemen belli eder,
Ama ihtiyatlı olan aşağılanmaya aldırmaz. (Özd. 12:16)

İhtiyatlı kişi bilgisini kendine saklar,
Oysa akılsızın yüreği ahmaklığını ilan eder. (Özd. 12:23)

İhtiyatlı kişi işini bilerek yapar,
Akılsız kişiyse ahmaklığını sergiler. (Özd. 13:16)

İhtiyatlı kişinin bilgeliği, ne yapacağını bilmektir,
Akılsızların ahmaklığıysa aldanmaktır. (Özd. 14:8)

Saf kişi her söze inanır,
İhtiyatlı olansa attığı her adımı hesaplar. (Özd. 14:15)

Saf kişilerin mirası akılsızlıktır,
İhtiyatlı kişilerin tacı ise bilgidir. (Özd. 14:18)

İhtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır,
Bönse öne atılır ve zarar görür. (Özd. 22:3 ile 27:12 ayetleri aynıdır)

Bu serinin gelecek yazılarında yukarıdaki sekiz ayetindeki “ihtiyatlı olmak” kavramını derinlemesine incelemeye çalışacağım. Bu yazıdaysa konuya giriş olarak önce Özdeyişler’deki bilgelik vizyonu hakkında düşünmek istiyorum.

 

Özdeyişler’deki Bilgelik Vizyonu

Bilindiği gibi, Özdeyişler kitabının ana konusu bilgeliktir. Sözlüğe göre bilge, “Geniş ve derin bilgi sâhibi olan, bunu en doğru ve faydalı şekilde kullanan (kimse)” anlamına gelir; bilgelikse, “Bilge olma, olayları erdem ve bilgiden gelen bir üstünlükle değerlendirme durumu” demektir.1 Eski Antlaşma’da sıkça bilgelik olarak çevrilen İbranice hokmah kelimesi2 bir konuda ustalık veya beceri kasteder. Özdeyişler kitabının ortaya koyduğu bilgelik anlayışı, özgün okuyucu (veya daha doğrusu, dinleyici) kitlesine, yani Yahve’nin İsrail’deki antlaşma halkına, bir nevi “yaşam ustalığı”nı kastederdi. “Yaşam ustalığı” ne işe yarar? Tek kelimeyle, olgunlaşmak. Koptak şu önemli gözlemde bulunur:

Özdeyişler’de bilgelikten söz edildiğinde şu soru yanıtlanmaktadır: Rüştünü ispatlamış olmak, olgun olmak ve yetişkin hayatının getirdiği sorumlukları üstlenebilmek için insana ne gereklidir? ... Kutsal Kitap’ın anlayışına göre, hem toplumun hem de Tanrı’nın önünde yetişkin davranmak için bilgelik gereklidir.3

Ustalık kavramıyla kuru, teorik bilgiler kastedilmez. İyi bir usta, bin bir somut durumda ne yapacağını bilir. “Usta ne yapacağını nasıl bilir” diye sorsak, eğitim görmüştür, kendi ustasını çokça gözlemlemiştir, taklit etmiştir, bilgilidir, anlayışlıdır, bol deneyimlidir gibi yanıtlar alırız. Ama sonuç olarak bunun esas cevabı, “Çünkü o ustadır!” şeklinde olacaktır. Fox’a göre, Özdeyişler’de bilgelik ve bilgi kelimeleri neredeyse eşanlamlı olup Sokrates’in bilgi hakkında savunduğu şu anlayışa uygundur: Bilgi “belirli bir işi yapmamıza yarayan bir güç, kapasite veya yeterliktir.”4 Böylece bilgelik, somut duruma göre işe yarayacak bir şekilde doğru şeyi doğru şekilde doğru zamanda ve doğru niyetle yapmak demektir.

Rab korkusu derin ve çok yönlü bir saygıyı, içten itaati ve dinsel ile seküler konular arasında ayrım gözetmeyen bir adanmışlığı kasteder.

O zaman bilge olmak için neyi ne zaman, nasıl ve niçin yapacağımızı anlamalıyız. Çeşitli şartlar altında neyi niçin yaptığımız, duruma göre değişebilir. Ama Özdeyişler’deki bilgelik kavramında niyetlerimizi güden temel bir değer var: RAB korkusu. Nitekim Özdeyişler’de diyor ki, “RAB korkusudur bilginin temeli” (1:7) ve “RAB korkusudur bilgeliğin temeli” (9:10).5 Kutsal Kitap’ta Rab korkusu sadece Yahve’nin yüceliği ve yargısı karşısında dehşete kapılmak anlamına gelmez. Bu kavram derin ve çok yönlü bir saygıyı, içten itaati ve dinsel ile seküler konular arasında ayrım gözetmeyen bir adanmışlığı kasteder.6

Bilgeliğin temeli RAB korkusu olduğuna göre bilgelik, “Rab’bi neyin hoşnut ettiğini ayırt” etmemizi gerektirir (Bkz. Ef. 5:10).

Bu bağlamda Fox ilginç bir gözlemde bulunur: Özdeyişler’de Tanrı’nın buyruklarından çok, O’nun tutumları vurgulanır: Tanrı’nın neleri sevdiği, nelerden nefret ettiği, nelerden tiksindiği ve nelerden hoşnut kaldığı ön plandadır.7   Bunu örnekleyen birkaç ayet olarak şunları gösterebiliriz:

RAB’bin nefret ettiği altı şey,
İğrendiği yedi şey vardır:
Gururlu gözler,
Yalancı dil,
Suçsuz kanı döken eller,
Düzenbaz yürek,
Kötülüğe seğirten ayaklar,
Yalan soluyan yalancı tanık
Ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi. (6:16-19)

RAB hileli teraziden iğrenir,
Hilesiz tartıdansa hoşnut kalır. (11:1)

RAB yalancı dudaklardan iğrenir,
Ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır. (12:22)

Kötüyü aklayan da, doğruyu mahkûm eden de
RAB’bi tiksindirir. (17:15)

Yasaya kulağını tıkayanın
Duası da iğrençtir. (28:9)8

Fox’ın tezine göre, Özdeyişler’deki ilkelerin ortak paydası Tanrı katında takdir gören bir uyumluluktur. Bu konuda Fox, “[Özdeyişler’deki] toplumsal ilkelerin öngördüğü amaç, her ne kadar şu kelimeyle çoğu zaman belirtilmese bile, שלום [şalôm]dur: Tüm unsurlarının etkili ve karşılıklı bağdaştığı bütünlük ile tanımlanan esenliktir.”9 Fox bu uyumluluk vizyonuna “ahlaksal estetik” terimini yakıştırır.10 Bilge olmak için sadece Tanrı’nın “buyruklarına ve yasaklarına değil, O’nun duygularına duyarlı olmalıyız.”11 Öyleyse bilgelik, iyilik ve güzellik sergileyen tanrısal bir uygunluktur. Biz de bilge hale geldikçe bu vizyon yüreklerimize egemen olur.

Kuru bilgi, yaşantımızdan kopuk teorik bilgi, önemsemediğimiz, öylesine öğrenmeye çalıştığımız bilgiler yüreklerimize egemen bir vizyon sayılamaz!

Kuru bilgi, yaşantımızdan kopuk teorik bilgi, önemsemediğimiz, öylesine öğrenmeye çalıştığımız bilgiler yüreklerimize egemen bir vizyon sayılamaz! Yüksek lisans öğrencisiyken arkadaşlar bana “hafızlamak” terimini öğrettiler; yani, sınava hazır olmak için notları ezberlemek. Sınavı geçmek için öylece hızla ezberlenen “bilgiler” hayata pek uygulanmadığı gibi ayrıca çabuk unutulur! Vizyonsa, kendimizi kaptırdığımız, derinliklerimizde arzuladığımız bir şeydir. Rab korkusu, Rab’bin sevdiklerini sevmek ve tiksindiklerinden tiksinmek, bilgeliğin getirdiği uygunluk vizyonu, bütünsel bir olaydır.

Nitekim Fox, bilgi ve bilgeliğin bütünselliğini şöyle dile getirir: 

Sokrates’in bütünsel erdem bilgi kuramı modelinde, bilgi (veya bilgelik), iyilik arzusu ve güzellik sevgisi birdir. O zaman bu anlayıştan yola çıkarak bilgeliğin, özünde hem bilişsel hem duygusal hem de estetik olduğunu söyleyebilirim. İyiliği arzulayan ama aklıyla benimsemek için anlamaya çalışmayan kişi bilge değildir. İyi olanın ne olduğunu bilen ama aynı zamanda bunun güzelliğini sezerek sevmeyen kişi de bilge olamaz. Aynı şekilde iyi olanın ne olduğunu bilip de arzulamayan kişi bilge sayılamaz. Aklın ve yüreğin bu eylemleri ancak bölünmez bir bütünlük içindeyken bilgelik mevcut sayılabilir.12

Bu yazılarda amacım, size az bilinen bir Kutsal Kitap konusunu teknik şekilde anlatmaktansa, sizi bir vizyona çağırmaktır. Özdeyiş kitabının bilgelik çağrısının bir yönü olarak ihtiyatlı kişinin nasıl yaşadığını, nasıl davrandığını, neden bilge sayıldığını ve bilge olarak neden Tanrı’nın hoşuna gittiğini derinlemesine araştırarak sizi (ve kendimi!) bu konuda gıpta ettirmeye çalışacağım!

Özdeyişler’e göre ihtiyatlı olmak ne demektir ve nasıl bir olaydır? Tanrı katında neden bu denli değerlidir? İhtiyatlı olmak kime lâzım ve bu nitelik nasıl kazanılır? Bu yazının başında listelenen sekiz ayeti derin derin düşünerek serinin ilerleyen yazılarında bu soruları yanıtlamaya çalışacağız. 

  • 1İlhan Ayverdi, Asırlar boyu târihî seyri içinde Misalli Büyük Türkçe Sözlük (İstanbul: Kubbealtı Lugatı, 2005), s. 367.
  • 2“Yargı yeteneği” anlamındaki Arapça kökenli kökteşi hikmet ile karşılaştırın. Bkz. Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü (İstanbul: Adam, 2002), s. 181.
  • 3Paul E. Koptak, NIV Application Commentary: Proverbs (Grand Rapids, MI: Zondervan, 2003), s. 39.
  • 4Michael V. Fox, “The Epistemology of the Book of Proverbs,” Journal of Biblical Literature; Kış 2007; C:126, S:4, s. 669.
  • 5Bu hüküm Özdeyişler kitabının girişini oluşturan 1-9. bölümlerinin ilk ve son bölümlerinde bulunur ve bu gerçeğin önemini pekiştiren bir çerçeve oluşturur.
  • 6Bkz. Chuck Faroe, “Öğrenci Yetiştirme: Olgunlaşma Yolu Süleyman’ın Özdeyişleri’nden Geçer,” e-manet, Ocak-Mart 2003, S: 1, s.10-12.
  • 7Fox, “Epistemology,” s. 679.
  • 8Vurgu eklenmiştir.
  • 9Fox, “Epistemology,” s. 679.
  • 10“Moral aesthetic,” a.g.e., s. 681.
  • 11Fox, “Epistemology,” s. 679. Vurgu özgün metindedir.
  • 12Fox, “Epistemology,” s. 684.
  • Telif Hakları © 2016
  • Chuck Faroe
  • Tüm Hakları saklıdır. İzin ile kullanıldı.
İlk yayınlama: e-manet Sayı 43 (Temmuz - Eylül 2016), s. 9–11.