Makaleler
Makaleler
Hizmet
Genç Hizmetkârlara Tavsiye
Karaktere önem vermemek, hizmetin asli dayanağını terk etmektir. Tanrı’nın hizmetkârlarını uzun süreyle hazırlamasının nedeni budur. Warren Wiersbe Amerikalı bir Kutsal Kitap öğretmeniydi ve 150’den çok kitabın yazarıydı. Oğlu pastör olduğunda Wiersbe kendi hizmetine rehberlik eden ilkeleri ona aktarmak istedi. Bu makalede oğluyla paylaştıklarından vurgulamaları alıntıladık.
Kaynak
Kutsal Kitap’a Dayalı Vaaz Vermenin Yedi Ana Unsuru
Kendimize şu soruyu sorduk: “Genç vaizlerimizin vaaz vermek üzerine yararlı bir sürü kitap okumasını sağlayabilseydik, hangi kitapları verirdik?” Sonrasında her kitabın bu alandaki önemli katkısını bir sayfa veya daha az olacak şekilde ayrıştırmaya giriştik. Sonuçta bu paket ortaya çıktı. Daha iyi, daha etkili, daha Müjde odaklı vaazlar vermenize yardımcı olacak yedi esas kavramı özetlemiş olduk. Bu belgeyi nasıl kullanabilirsiniz? Aslında size bağlı. Bizler bunu hazırlarken “araştırma özeti/yaratıcı taslak” birleşimi gibi bir işlev görebileceğini düşündük. Bu fikirleri sık sık gözden geçirin. Vaaz hazırlıklarınıza dahil etmeye çalışın. Vaaz hazırlamaya başladığınızda bu kavramların her birini uygulamaya çalışın.
Hizmet
Kavgacının Ayırt Edici Göstergeleri
Kavgalar öyle kendiliğinden olmaz. Kavgalara insanlar sebep olur. Elbette, dürüstçe fikir ayrılıklarını ve aynı fikirde olmamaya razı olma meselleri var, fakat Kutsal Kitap kavgacılığı bundan farklı ele alır. Kavgalar, en azından Özdeyişler’de gereksiz münakaşalar olarak görülür; onurlu insanların da (Özd. 17:14; 20:3), ihtiyarların da kaçındığı (1Ti. 3) bir şeydir; sevgiyle azarlamanın veya ilkeli bir kanaatin ürünü olarak değil, insanların kavgacı ve geçimsiz olmasından meydana gelir. Öyleyse kavgacı insan nasıl biridir? Ayırt edici göstergeleri nelerdir?
Kitap
Dünyanın ve Tarihin “Çözülememiş” Sorunu Irkçılık (Ayrımcılık)
İnsanlar Tanrı’nın iyi ve bilge planının ürünüdür. Tanrı’nın yarattığı insan, bütün yaratılış gibi, “çok iyiydi” (Yar. 1:31). Buradaki “iyi” kelimesi hem nicel hem de nitel bakımdan insanın eksiksiz, Tanrı’nın yaratma amacına uygun olduğunu gösterir. Irkçılık günahtır, çünkü Tanrı’nın bilgece yaratma amaçları yok sayar. Bizler “insan” olarak özde aynıyız Tanrı’nın gözünde.
Li-derkenar
Azınlıkta olma arzusu...
“Doğru bildiğin yolda yalnız yürüyeceksin.” Bu söz çok mu idealist? Prensiplerimize kahramanca bir inatla bağlı kalmalıyız ve kimsenin bizi reddetmesinden korkmamalıyız der sanki. Acaba, bu sözün geçerli olması mümkün mü?
Kaynak
Kilisede Önder Seçimi Nasıl Yapılmalı? Michael J. Svigel’ın “Can an Ecclesiology be Biblical and Not Apostolic?” Makalesinin Değerlendirilmesi
Svigel, 1. ve 2. yüzyıl geleneğinin kilise önderliği yapısı ve devredilişi hakkında Kutsal Yazılarla uyumlu kısımlarının bu konudaki tartışmalara dahil edilmesi gerektiğini iddia eder.
Li-derkenar
Yanıldım Sandım, Ama Yanıldım!
Kutsal Kitap yaratılışın “amaçsızlığa teslim” edildiğini söyler (Rom. 8:20). Biz de Mesih’in yeniden gelip “zavallı bedenlerimizi” değiştirmesini dört gözle bekliyoruz (Flp. 3:21). Hasarlı dünyada yaşayan hasarlı insanlarız. Gün be gün birlikte yaşadığımız yürek, “Her şeyden daha aldatıcıdır” (Yer. 17:9). Sonuç olarak, yanılmak işten bile değil. Nitekim Yakup, imanlılara hitaben, “hepimiz çok hata yaparız” demiştir (Yak. 3:2). Ama kendimizi öyle görmeye meyilli değiliz. Tanrı’nın hikmeti, “İnsan izlediği her yolun doğru olduğunu sanır” der. Acayiptir, kardeşin gözündeki çöpü idrak ederiz ama kendi gözümüzdeki mertekten habersiziz.
Hizmet
Derin Derin Düşünmek
Derin derin düşünmek esasen canımızın değişimi için Tanrı’yla işbirliği yapmaktır. Canımızın aklımız, irademiz ve duygularımız olmak üzere üç ana kısmı olduğuna daha önce değinmiştik. Derin derin düşünmek, bu alanlarda bir değişimin gerçekleşmesi için Kutsal Ruh’la birlikte çalışmaktır.
Tarih
Birinci Yüzyılda Hristiyanların Gördüğü Zulüm
Schnabel’in makalesinde, Mesih’i ilk izleyenlerin gördüğü zulüm olayları araştırır. “İsa’nın ilk izleyicilerinin gördüğü tüm zulümle ilgili araştırma, Hristiyanlara yönelik sözlü ve fiziksel saldırıların her tarafa yayılmış olduğunu gösterir. Roma İmparatorluğu’nda herhangi bir zulüm görülmediği belirtilen iller yalnızca Kıbrıs, Kilikya ve Pamfilya’dır (ayrıca birinci yüzyılda açıkça herhangi bir misyonerlik faaliyetinin kayıtlara geçmediği iller olan İspanya ve Mısır).” Schnabel Elçilerin İşleri’nde görülen zulüm olaylarını şöyle derlemiştir.
Kaynak
Teolojiyi Küreselleştirmek: Dünya Çapında Hristiyanlık Çağında İnanç ve Uygulama
Birçok kültürde yer bulan bir inanç olarak Hristiyanlık hem “çekirdek, öz” hem de “yerel” bir inanca sahiptir. Başka deyişle, dünyanın her yerinde bulunan Hristiyanların bağlı kaldığı bir sistematik teoloji çekirdeği vardır. Fakat belirli bağlamsal ihtiyaçlara karşılık olarak Hristiyanlığın ifadesi olan yerel Hristiyan inançlar da mevcuttur.