Makaleler
Makaleler
Li-derkenar
Ruhsal Önderin Övgü Sınavı
Nükteli bir söz var: “kerameti kendinden menkuldür.” Bir kişinin hakikaten kerameti varsa, bu durum zaten kendine dikkat çeker, dillerde dolaşır. Ama ya kerametin haberini yayan tek kişi “ermiş” kişi olursa...? Sanırım “ermiş” olmanın püf noktası, kendisi için reklâm yapmaya gerek duymamak olur! Övgü söz konusu olduğunda, inisiyatif erdemlerimizi fark eden diğer kişilerden gelmelidir.
Hizmet
Neden Yazmayalım ki?
Yazmak cidden yaşananları ya da biriktirilenleri kalıcı kılmak mıdır? İnsan yazarsa ne olur? Yazmazsa ne olur? Hem niye yazalım ki? Onca teknolojik gelişme varken. Alırım bir kamera kalıcı olmasını istediğim her şeyi çeker, ölümsüzleştiririm.
Hizmet
Çocuk Hizmetleri: Geleceğimizi İnşa Etmek
Birçok aile manevi yıkımlarla sarsılarak bazı değerlerini yitirmeye başlar ve umutsuzluğa düşerler. Yıkıma sebep olan nedenler genellikle bozuk temellere dayanan sorunlardır. Eğer çocuklarımıza, ihtiyaç duydukları sevgiyi, ilgiyi, şefkati ve en önemlisi Tanrı bilgisini vermekte cimri ve sorumsuz davranırsak bir gün hiç beklemediğiniz bir anda Marmara depremini aile içinde yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.
Kitap
Güçsüz Pavlus: Güçsüzlüğe Nasıl Bakmalıyız?
Güçsüz olmak hoşumuza gitmez. İkinci olmak da hoşumuza gitmez. İnsanlar güçlü, en iyi ve kazanan kişiler olmak isterler. Bunu anlamak için koşu yarışına katılan birine, herhangi bir politikacıya ya da bir futbol takımını destekleyen birine sormanız yeter! Hristiyan önderler de bu tavrı takınabilir. “Rab’be en mükemmel şekilde hizmet etmek” ve “sahip olduğumuzun en iyisini Mesih’e vermek” konusundaki ruhsal konuşmalar, çoğu kez güçsüz ya da ikinci olmaya ne denli isteksiz olduğumuzu gizlemeye yöneliktir. Güçsüzlüğe nasıl bakmalıyız? Pavlus’un güçsüzlük konusundaki düşüncelerine; güçsüz olmanın o kadar kötü bir şey olmadığını ondan öğrenmeye çalışalım.
Li-derkenar
Kendiliğimden Bir Şey Söyleyemem
Kim böyle konuşur? Sorumluluk üstlenmekten kaçan, vatandaşı başından savmaya çalışan bir memur mu? Yoksa daha bilgili kişiye danışmadıkça ne söyleyeceğini bilemeyen, özgüveni olmayan bir acemi mi? Başka bir olasılık var: Baba Tanrı’nın bildirisini en ufak şekilde çarpıtmamaya kararlı “sadık ve gerçek tanık” olan Rab İsa Mesih.
Hizmet
Çocuk Hizmetleri: Çocuklarımızın Tanrı’nın Yüceliğini Görmelerine Yardım Etmek
İçinde hizmet ettiğimiz toplulukta çocuk ve gençlere hizmetimizle nasıl ulaşabiliriz? Onları tanımak, onlarla konuşmak ve oynamak için zaman ayırmak, vaazlarda onları da içeren örnekler kullanmak gibi temellerin dışında en önemli görevimiz ana babaları Tanrı’nın onlara verdiği, çocuklarına çobanlık etme çağrısında eğitmektir. Tanrı önderlerini değil ana babaları asıl çobanlar yapmıştır (Yas. 6:1-9). Eğer Tanrı’nın yollarının kuşaktan kuşağa aktarıldığını görmek istiyorsak, güçlü yuvanın ve ailenin önemini abartmak olası değildir.
Hizmet
Ruhsal Danışmanın Danışmanı: Derleme
Danışmanlığın başlangıç noktası her zaman Tanrı’dır; insan değil. Danışmanlığın amacıysa, Mesih’te olgunluktur. Bu olgunluğa erişmek için Kutsal Yazılar’daki buyruklara, özellikle Tanrı’yı ve insanı sevmeye ilişkin buyruklara itaat etmek gerekir.
Li-derkenar
Başka Kimse Lider Olamaz
Dünya bize kendimizden başkası lider olamaz söyler. İnsanların her halükârda birinci olma hevesi doğaldır. Bize doğaüstü bir mesaj ileten İncil ise, dünyanın pek çok değerini altüst eder. Liderlik konusu da böyledir. Beraber Kutsal Kitap’taki liderlik fikrini daha net bir şekilde irdeleyelim.
Hizmet
Öğrenci Yetiştirme: Olgunlaşma Yolu Süleyman’ın Özdeyişleri’nden Geçer
Süleyman’ın Özdeyişleri’ni düzenli ve bilinçli bir şekilde okumak, imanlıyı ruhsal olgunluğa ulaştıran bir alışkanlıktır. Bu nedenle bu yazıda somut bir öneride bulunmak istiyorum: yeni bir imanlıyı yetiştirirken onu Süleyman’ın Özdeyişleri’ni okumaya özendirin. “Neden özellikle Süleyman’ın Özdeyişleri okunsun?” dediğinizi işitir gibiyim! Güzel bir soru. Bu soruyu yanıtlamak için olgunluk kavramını biraz işlemeliyiz. Ondan sonra yeni imanlının Süleyman’ın Özdeyişleri’nden nasıl yararlanabileceğine bakarız.
Kitap
Siyah Köpek ile Beyaz Köpek: Hristiyanların İki Doğası mı Var?
“Benlik” ve “Ruh” sözcükleri, Pavlus’un mektuplarında tez ve antitez biçiminde sunuluyor (örneğin, Gal. 5:13-26; Rom. 7–8; 1Ko. 3:1-3). Bu da Hristiyanların zıt iki doğaya sahip oldukları yolunda yaygın bir anlayışa yol açtı: “Eski” doğa ve “yeni” doğa, “günahlı” doğa ve “ruhsal” doğa, “benlik” ve “Ruh”. Benlik’le ilgili bu görüş, antropolojiktir; Hristiyan bireyin doğasını anlatır. Bu görüşe göre benlik, “ruhsal doğaya zıt olan ve bizi günaha sürükleyen insan doğamızın psikolojik yanı olarak tanımlanabilir.” “Benlik” ve “Ruh”un ayrı iki doğa olduğu varsayımı, Kutsal Yazılar’ı okumakta kullandığımız “yorum gözlükleri”dir. “Benlik” ve “Ruh”un, karşıt olduğu apaçıksa da, bunların inananda iki (ayrı) doğayı temsil ettiklerini söylemek ne derece geçerlidir? Bunu daha net bir şekilde irdeleyelim.