Makaleler
Makaleler
Kitap
Matta’nın İsa Öyküsünde Egemenliği Iskalamak
İsa öğrencisi olmanın –başkalarını İsa’nın öğrencileri olarak yetiştirmenin de– hayati bir zorluğu vardır: Tanrı’nın egemenliğini yanlış algılamaya eğilimliyiz. Bu sorun Matta’nın anlattığı İsa öyküsünün temelinde yatar. Bu makale dizisinde Matta’nın işlediği bu ruhsal algı bozukluğumuz ve Tanrı’nın Egemenliği’ni ıskalama eğilimimize bakmak istiyorum. Bu konuyla alakalı olarak dört soruya bakacağım: (1) Matta’ya göre, Tanrı’nın egemenliğini doğru algılamakta neden güçlük çekeriz? (2) Matta, Onikiler’in tasviriyle hangi eğitici amaçları gütmektedir?
Tarih
Nüfus Sayımı ve İsa’nın Doğumu Meselesi Üzerine Bir İnceleme
İsa’nın doğduğu çağda Akdeniz dünyası büyük ve önemli bir değişim sürecindeydi. Büyük İskender’in ardılları tarihe karışmış, toprakları Romalılar ve Partlar arasında bölünmüştü. Roma, Avgustus liderliğinde cumhuriyetten imparatorluğa geçmişti. Akdeniz havzasında sadece Roma hakimdi. Bölgede bu iki büyük devlet arasında mücadele vardı. Akdeniz’e, Mısır’a hâkim olmak isteyen Partlar ağır bir yenilgi almıştı. Hirodes’in krallığı stratejik öneme sahipti. Bu bölge bir yandan Roma ve Partlar arasında tampon bölge iken bir yandan da Partlar’la ittifak halinde olan Nebatiler’in saldırısı altındaydı. Avgustus için önemli iki cephe vardı: Germenler’in olduğu Tuna cephesi ile Partlar’ın olduğu Fırat cephesi. Bu yüzden bu iki cephe arasında bir yol ağı kuruldu Bitinya’da; Nicomedia’dan geçip Ancyra (Ankara), Caesarea (Kayseri) ve Tarsus üzerinden Anadolu’yu baştanbaşa geçerek Suriye’ye ulaşıyordu. Roma orduları Doğu’da daha fazla etkin olmaya başladı. Bütün bu olayların yanı sıra, Beytlehem’de gerçekleşecek İsa’nın doğumu, insanlığın talihini değiştirecekti.
Tarih
Yeni Katılanlara İmanı Öğretmek
Kilisenize yeni katılmaya başlayanlara Hristiyanlık inancının temel öğretilerini öğretmek için bir müfredat bulunmakta mıdır? Dahası, bu tarz bir eğitim için yeni gelenlerle ilgilenirken sorulan sorulara cevap vermekte zorlandığınızı veya bildiğiniz halde dilinizin dönmediğini ve soruları yanıtlayamadığınızı düşündüğünüz zamanlar olmuş mudur? De Catechizandis Ridibus (Yeni Katılanlara İmanı Öğretmek) üstteki iki soru hakkında kilisede hizmet edenler için eşsiz bir eserdir. Bu makalede bu eserin içerikleri özetlenmektedir.
Li-derkenar
Kişisel Kaosa Karşı Bir Sabah Duası
Edith Schaeffer, “Hristiyanlar uğradıkları hayal kırıklıklarını paylaşarak birbirini teşvik etmeliler” demiştir. Bu sözü severim. Neden? Çünkü böyle samimiyet bizde gerçekçi kutsallık geliştirir. İnsan olmak, zorlanmak demektir. Hristiyanlar bu durumdan muaf değiller. Rab İsa, “Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” diyor bize (Yu. 16:33). Rab’de her zaman sevinmeliyiz, doğru. Ama kaygısızlık maskesi takarsak, bu ne kardeşleri geliştirir, ne Rab’bi yüceltir. Usta, herhalde, “Usta olmak kolay” demez. Olgun imanlı, “İsa’yı izlemek kolay” da dememeli.
Düşünce
İyi Felsefe Yapmak
Felsefenin üzerinde uzlaşılaşılan bir tanımını bulmak güç ve bağlamına göre çeşitli felsefe tanımları görmek mümkündür. Felsefe, Antik Yunanca philosophia sözcüğünden gelir ve birebir anlamıyla, “hikmet sevgisi” demektir. Elbette bu haliyle oldukça geniş bir kümeyi kapsar; bu nedenle çeşitli ayrımlara yer vermek iyi bir başlangıç olabilir. Örneğin, Francis Schaeffer felsefe sözcüğünün iki kullanımına dikkat çeker. Ona göre felsefe “ilk anlamıyla, akademik bir konu, bir bilim dalıdır.” Felsefe dendiğinde insanların aklına gelen çoğunlukla, akademik bir uğraşı olan bu anlamıdır. Bununla birlikte felsefenin diğer anlamı daha geniş bir kitleyi kapsar. Bu ikinci anlamı dünya görüşüdür. Felsefe ilk anlamıyla oldukça sınırlı bir grubu imlerken bu ikinci anlamıyla herkesi içerisine alır ve düşünce sistemlerine göndermede bulunur. Ancak ikinci anlam konusunda bir ayrım daha yapmak yerinde olur. Şöyle ki kişi doğrudan, pasif bir şekilde bir dünya görüşüne sahip olmuş da olabilir, belirli bir eleştirel ve derin düşünme faaliyeti sonrasında da. Her iki anlamı da felsefenin insan için kaçınılmaz bir şey (bir uğraşı) olduğunu göstermektedir.
Li-derkenar
Erdem Okulu
Hayattan ve Özdeyişler kitabından zenginlik ve fakirlik hakkında birtakım düşünceler.
Kitap
Ateşin Kutsal Kitap’taki Simgesel Kullanımı: Bir Kavram Araştırması
İnsanoğlu görünür ve görünmez dünyaların kesiştiği noktada yaşamak üzere yaratıldı. Bundan dolayı hem ruhani hem de dünyevi gerçekleri göz önünde bulundurmak gerekir. Kutsal Kitap sıkça ruhsal ve ruhani gerçekleri dünyasal mecazları kullanarak açıklar. Bunların arasında topluluklarımızda bu günlerde çok sık kullanılan “ateş” simgesi bulunur. Genel olarak “ateş” sözü ilahilerde olumlu bir şekilde kullanılır. Tanrı’nın varlığını veya Tanrı’nın verdiği gücü simgeler. Ama bu popüler kullanım gerçekten Kutsal Kitap’taki ateş kavramının simgesel kullanımına uygun mudur? Bu makalede Kutsal Kitap’ta ateş kavramının simgesel kullanımına derinden bakacağız.
Hizmet
Pastörlerin Etik Kodları
Türkiye Kilisesi’nin son yıllarda maalesef gelişimi yavaşlamıştır. Bunun kilisenin dışından ve içinden kaynaklanan çok çeşitli nedenleri vardır. Dış nedenlerin birçoğunu kilise direkt olarak değiştiremeyebilir ama iç nedenleri değiştirmek çoğunlukla kilisenin kendi elindedir. Kilisenin gelişmesini etkileyen en önemli iç nedenlerden ikisinin kilise yönetimi ve önderlerin nitelikleri olduğunu düşünüyorum. Kiliseler iyi önderlerle sağlıklı şekilde işler ve gelişir. Önder veya önderler yeterince iyi olmazsa en iyi sistem uygulansa bile kilisenin sağlığı ve gelişimi bozuk olacaktır. Bu nedenle bu makalenin esas amacı iyi önderlerin gerekliliğine dikkat çekmek için önderlerin nitelikleri konusunda pastörlerin etik kodlarını gündeme getirmektir.
Tarih
Aziz Augustinus’un İlahiyatı: Günah ve Kurtuluş Doktrinlerine Katkısı
Aziz Augustinus’un ilahiyatı hakkında yılda ortalama 400 civarında makale, kitap vb. yazı üretildiğini duymuş muydunuz? Bizlere o kadar yazı miras bırakmıştır ki belki de bu sayılar bizi şaşırtmamalıdır! Dahası, Batı Kilisesi tarihçilerinin üzerinde uzlaştığı en temel noktalardan biri Aziz Augustinus’un Batı’nın ilahiyatına yaptığı kayda değer katkıdır. Gerçekten de onun Katolik Kilisesi’nin ve reform sonrası Protestan topluluklarının görüşlerine etkisi öyle derindir ki farkında olalım veya olmayalım Kutsal Kitap’ı yorumlarken ve Hristiyan ilahiyatımızı yapılandırırken birçok savımızı o çok önceden belirtmiştir. İnanıyorum ki “sevgi” üzerine temellendirdiği ilahiyatını yeniden hatırlarken, bu dönemlerde öne sürülen birçok ilahiyat görüşünün izini onda göreceğiz.
Li-derkenar
Bizi Bekleyen Unutkanlık
Neden unuturuz? Hatırlayamadığımız için galiba! İnsan yaşlandıkça daha unutkan olması olağan sayılır. Bazen hatırlamak işimize gelmediği için unuturuz. Şimdiki dünyada ve gelecek dünyada unutkanlığın olumlu ve olumsuz etkilerini birazcık düşünelim.