Makaleler
Makaleler
Kitap
Yaratılış Kitabına Göre Bereket Kavramının Kutsal Kitap Teolojisi Açısından İncelenmesi
Kutsal Kitap’ın ilk bölümünden son bölümüne dek Tanrı’nın insanlığı bereketlediğini (kutsadığını) görürüz (Yar. 1:28; Va. 22:14-15). Kutsal Kitap’taki birkaç benzer konuda da gördüğümüz gibi, Tanrı’nın bereketi (kutsaması) Tanrı’nın insana gösterdiği iyiliği kapsayan bir konudur. Durum her ne kadar böyle olsa da bereket teması, Hristiyanlıktaki kullanılış biçimi bakımından pek de iyi anlaşılmamıştır. Bu makale dizisi Yaratılış kitabına dayalı olarak bereket (kutsama) kavramının kullanımı ve özünü açıklayıp, Hristiyanların bu kavrama nasıl yaklaşmalarına dair bir çalışmadır.
Kitap
Kutsal Kitap Ayetleri Ekseninden İsa Mesih’in Tanrı Oğulluğu
İsa Mesih'in Tanrı Oğlu kavramı ülkemizde en çok sorgulanan Hristiyan öğretişi konularından biridir. Bu makale serisinde konuyu üç bölümde işliyoruz. Geçtiğimiz sayıdaki ilk makalede “İznik-İstanbul Bildirgesi ekseninden İsa Mesih'in Tanrı Oğulluğu” konusunu işlemiştik. Aşağıda bulunan ikinci makalede, Kutsal Kitap ayetleri ele alınarak Kutsal Kitap'ta Tanrı Oğlu kavramına nasıl yer verildiği konusu irdelendi ve İznik-İstanbul Bildirgesi'ndeki ifadelerin Kutsal Kitap'a uygunluğu tespit edildi. Bu iki makalenin imanlı kardeşlerin Hristiyan bakış açısından bu iki konuyu daha iyi anlamalarına yardımı olacağını umuyorum.
Düşünce
Maske Takmak ve Yasa
Covid-19 vakalarının düşüşe geçtiği ve önlemlerin gevşetilmesini beraberce yaşadığımız günlerden geçerken, sosyal mesafeyi korumak, dezenfektan kullanmak ve özellikle maske takmak vazgeçilmez önlemler olarak yaşamlarımızdaki yerini sürdürmekte. Öte yandan toplumun bir kesimi bu önlemleri bile ihmal etmektedir. Bu ihmalin sebebi ise artık alınan önlemlerin işe yaradığına duyulan inancın yitirilmesi ve kişilerin “canının istememesi”. Ancak durum kişinin “canının istememesine” bırakılacak kadar basit değildir çünkü kişi bu önlemleri almayarak sadece kendi sağlığı için değil, başka insanların sağlığı için de tehlike oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu ciddi durumda akıllara şu sorular gelebilir: “İnsan ölümüne sebep olabileceğini bile bile neden bu riski alır? İnsanların hayatta kalması için alınan önlemlere kişi neden direnç gösterir ve canının isteğini yapmaya devam ederek hem kendi hem de başkalarının hayatını riske atar?” Bu sorunun cevabına dair fikri, Kutsal Kitap’ın Eski Antlaşma (Tevrat, Zebur) bölümlerinde yer alan ve İsrail halkının tarihini anlatan sayfalar verebilir.
Kaynak
Onların Kayası Bizim Kayamız Gibi Değildir: Bir Dinler Teolojisi
“Çünkü bizim Kayamız (Tanrımız) onların kayasına benzemez.” Daniel Strange, kitabının başlığını Yasanın Tekrarı 32:31’deki bu ilandan almıştır. Burada Tanrı İsrail halkının yönelmeye ayartıldığı tanrıların aciz olduğunu bildirir. Bu tanrılar bizim Tanrımız gibi değildir. Diğer “tanrıların”, diğer dinlerin yolundan gidenlerle ilgilendiğimizde nasıl hissediyoruz? Cevaplayamayacağımız sorulardan korkuyor muyuz? Onların hatalı olduğu noktalara meydan okuyarak kendi yolumuzun doğru olduğunu göstermeyi dört gözle mi bekliyoruz? Strange’in kitabı, imanlıların diğer dinlerle nasıl etkileşimde bulunması gerektiği konusunu işler. “Bunlar neden var?”, “Onlara yaklaşımımız nasıl olmalı?”, “Mesih’in eşsizliğini onlara karşı savunabilir miyiz?” gibi soruları yanıtlar. Strange bizlere inancımızı nasıl etkin savunabileceğimizi ve Kutsal Kitap’ın gerçeğine dair nasıl daha derin bir güvene sahip olabileceğimizi öğretir.
Li-derkenar
Nesnel, Bulaşıcı, Ölümcül
Fark edilmez, en azından hemen. Başlarda belirtisi olmayınca da kimi insan varlığını inkâr eder. Önlem almaya yanaşmaz, önlem alanlarla da alay bile eder. Ama insanın bunun varlığının farkında olmaması gerçek olmadığı anlamına gelmez. Nesneldir. İnansak da inanmasak fark etmez. Varlığını düşüncelerimizden bağımsız olarak sürdürür. Gerçektir.
Li-derkenar
Ufkumuz Öykümüzden Kaynaklanır
Vaat ile hak arasında nasıl fark var? Hakkımı arıyorum deriz. Peki, vaat aranır mı? İkinci bir soru: Hırs ile özlem arasında nasıl fark var? İkisi de duygusal haller ve bizi arayışa iter. Aynı şey mi o zaman özlem ile hırs? Beklemek ille de pasif bir davranış mı? Ufka doğru ilerlesek bile, bizden hep uzaklaşır ki oraya asla varmayız. O zaman ufuklar bizi neden cezbeder? Yoksa o yüzden midir ufukların bizi öylesine cezbetmesi? Bu sorular size soyut gelmiş olabilir. Konuyu somutlaştıralım o zaman!
Kaynak
Toplulukta Müjdeleme Kültürü Oluşturmak
Her kilise güçlü bir “müjdeleme kültürü” ekip biçmelidir. Programlar etkinliklerdir. Oysa kültür yaşam biçimidir. Programlar gelir geçer. Ama kültür bakidir. Böyle bir kültürü gözlemlemek tanımlamaktan kolaydır. Yine de birkaç tanımlayıcı niteliği bunlardır:
Tarih
İznik-İstanbul İman Bildirgesi Ekseninden İsa Mesih’in Tanrısal Oğulluğu
Konstantin yayınladığı Milano Fermanı (313) ile Hristiyanlara tolerans gösterilmesini resmi olarak onayladı. Bu yeni durumun ilk sonuçlarından biri Hristiyanların teolojik meselelere daha odaklanması oldu. Dördüncü yüzyılın en büyük teolojik meselesi İsa Mesih’in tanrısal kimliği konusu oldu. Neredeyse bütün dördüncü yüzyıl boyunca bu mesele Hristiyanlar arasında tartışıldı. İsa Mesih’in tanrısal kimliği gerçeği, Sabelliusçuluk (Modalizm) ve Ariusçuluk teolojik yaklaşımları tarafından saldırı altındaydı. Fakat bu saldırılar, Hristiyanları doğru öğretiyi savunmaya yönlendirdi ve dördüncü yüzyılda büyük Hristiyan Babalarının ortaya çıkmasına neden oldu.
Kitap
Argümanları Değerlendirme Becerisi: Bir Vaka (Kadınlar ve Kilise Önderliği)
Hatalı veya zayıf argümanların kaynağı, yorum biliminde yapılan hatalardan mantık hatalarına kadar uzanır. Kutsal Kitap’ı öğreten bizler, Tanrı’nın Sözü’nü doğru yorumladığımızdan ve öğrettiğimizden emin olmak için büyük çaba sarf etmeliyiz (2Ti. 2:15). Sevgide ve gerçekte kalmak uğruna, kendimizin ve başkalarının tutumunu ve bu tutumların hangi temeller üzerine inşa edildiğini irdeleme sorumluluğumuz mevcuttur.
Tarih
Spurgeon’un Vaaz Vermesinin Sırrı
Bugün –Spurgeon’un ölümünün ardından yaklaşık bir asır geçmişken– Charles Haddon Spurgeon’un yaşayan ya da ölmüş tüm Hristiyanlardan daha fazla basılı materyali bulunmaktadır. Peki –geçmişte ve günümüzde– bu Viktorya döneminden Londralı konuşmacının birçoklarının zihinlerini ve yüreklerini cezbetmesini sağlayan şey neydi?