Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Makaleler

Makaleler

Kaynak

Onların Kayası Bizim Kayamız Gibi Değildir: Bir Dinler Teolojisi

“Çünkü bizim Kayamız (Tanrımız) onların kayasına benzemez.” Daniel Strange, kitabının başlığını Yasanın Tekrarı 32:31’deki bu ilandan almıştır. Burada Tanrı İsrail halkının yönelmeye ayartıldığı tanrıların aciz olduğunu bildirir. Bu tanrılar bizim Tanrımız gibi değildir. Diğer “tanrıların”, diğer dinlerin yolundan gidenlerle ilgilendiğimizde nasıl hissediyoruz? Cevaplayamayacağımız sorulardan korkuyor muyuz? Onların hatalı olduğu noktalara meydan okuyarak kendi yolumuzun doğru olduğunu göstermeyi dört gözle mi bekliyoruz? Strange’in kitabı, imanlıların diğer dinlerle nasıl etkileşimde bulunması gerektiği konusunu işler. “Bunlar neden var?”, “Onlara yaklaşımımız nasıl olmalı?”, “Mesih’in eşsizliğini onlara karşı savunabilir miyiz?” gibi soruları yanıtlar. Strange bizlere inancımızı nasıl etkin savunabileceğimizi ve Kutsal Kitap’ın gerçeğine dair nasıl daha derin bir güvene sahip olabileceğimizi öğretir.

Konular: Dünya Görüşü, Hristiyan İlahiyatı

Li-derkenar

Nesnel, Bulaşıcı, Ölümcül

Fark edilmez, en azından hemen. Başlarda belirtisi olmayınca da kimi insan varlığını inkâr eder. Önlem almaya yanaşmaz, önlem alanlarla da alay bile eder. Ama insanın bunun varlığının farkında olmaması gerçek olmadığı anlamına gelmez. Nesneldir. İnansak da inanmasak fark etmez. Varlığını düşüncelerimizden bağımsız olarak sürdürür. Gerçektir.

Konular: Dünya Görüşü, Hristiyan İlahiyatı, Ruhsal Yaşam

Li-derkenar

Ufkumuz Öykümüzden Kaynaklanır

Vaat ile hak arasında nasıl fark var? Hakkımı arıyorum deriz. Peki, vaat aranır mı?

İkinci bir soru: Hırs ile özlem arasında nasıl fark var? İkisi de duygusal haller ve bizi arayışa iter. Aynı şey mi o zaman özlem ile hırs?

Beklemek ille de pasif bir davranış mı? 

Ufka doğru ilerlesek bile, bizden hep uzaklaşır ki oraya asla varmayız. O zaman ufuklar bizi neden cezbeder? Yoksa o yüzden midir ufukların bizi öylesine cezbetmesi?

Bu sorular size soyut gelmiş olabilir. Konuyu somutlaştıralım o zaman!

Konular: Dünya Görüşü, Ruhsal Yaşam

Kaynak

Toplulukta Müjdeleme Kültürü Oluşturmak

Her kilise güçlü bir “müjdeleme kültürü” ekip biçmelidir. Programlar etkinliklerdir. Oysa kültür yaşam biçimidir. Programlar gelir geçer. Ama kültür bakidir.

Böyle bir kültürü gözlemlemek tanımlamaktan kolaydır. Yine de birkaç tanımlayıcı niteliği bunlardır:

Konular: Kilise’de Hizmet, Müjdeleme

Kitap

Argümanları Değerlendirme Becerisi: Bir Vaka (Kadınlar ve Kilise Önderliği)

Hatalı veya zayıf argümanların kaynağı, yorum biliminde yapılan hatalardan mantık hatalarına kadar uzanır. Kutsal Kitap’ı öğreten bizler, Tanrı’nın Sözü’nü doğru yorumladığımızdan ve öğrettiğimizden emin olmak için büyük çaba sarf etmeliyiz (2Ti. 2:15). Sevgide ve gerçekte kalmak uğruna, kendimizin ve başkalarının tutumunu ve bu tutumların hangi temeller üzerine inşa edildiğini irdeleme sorumluluğumuz mevcuttur.

Konular: Hristiyan İlahiyatı, Yeni Antlaşma, Yorum Bilimi

Tarih

Spurgeon’un Vaaz Vermesinin Sırrı

Bugün –Spurgeon’un ölümünün ardından yaklaşık bir asır geçmişken– Charles Haddon Spurgeon’un yaşayan ya da ölmüş tüm Hristiyanlardan daha fazla basılı materyali bulunmaktadır. Peki –geçmişte ve günümüzde– bu Viktorya döneminden Londralı konuşmacının birçoklarının zihinlerini ve yüreklerini cezbetmesini sağlayan şey neydi?

Konular: Kilise Tarihi, Ruhsal Yaşam

Li-derkenar

Andımız

Kutsal Kitap’tan edindiğimiz ve Müjde’ye bağlı inanışlarımız bizim için temel bir önem taşır. Bu yüzdendir ki genelde kiliseler web sitelerinde, savundukları doktrinleri özetleyen bir inanç bildirgesi bulundururlar. Bilindiği üzere, inanışlarımızı yalnızca zihinle anlamak ya da onlara yürekten inanmak yeterli değildir. Müjde’ye dayalı inanışlarımız bir hayat biçimi olarak yaşanır. Nitekim Elçi Pavlus Titus’a, “Sana gelince, sağlam öğretiye uygun olanı öğret” telkininde bulundu (Titus 2:1; vurgu eklenmiştir). Bu doğrultuda ABD’de üye olduğum “küçük sürü”de ortak bir çalışmayla kendimize bir “ant” hazırladık. Her Rab’bin Sofrası sonrasında birlikte okuruz. Sizlere kardeşçe bir teşvik olacağı ümidiyle paylaşıyorum. Rab hepinizi bereketlesin!

Konular: Ruhsal Yaşam, Yeni Antlaşma

Tarih

1850 İmparatorluk Protestan İmtiyazı

Daha önce, 1847’de, Protestanlarla ilgili çıkan bir ferman Protestan topluluğuna ayrı bir millet olma hakkını vermişti. Ancak ferman Sultan tarafından değil, başvezir tarafından yayımlandı; bu nedenle yürürlükten kaldırılabilirdi. Aşağıda 1850’de Sultan Abdülmecit tarafından verilen ferman bulunmaktadır. Fermanla, Protestanlara sivil toplum olarak örgütlenme hakkı verilmiştir.

Konular: Kilise Tarihi

Tarih

William Goodell: Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanrı’nın Bir Hizmetkârı

William Goodell, İstanbul’a yerleşen ve orada hizmet eden ilk Protestan müjdeciydi. Goodell, “Büyük ölçüde Sör Stratford Canning ile birlikte Sultan tarafından Protestanların tanınmasından ve Sultan’ın Hristiyanların Müslümanlarla eşit olduğunu onaylayan fermanı ilan etmesinden sorumluydu.”

Konular: Kilise Tarihi

Düşünce

Gerçeğin Bütünselliği

Bir Hristiyan’ın dünyada yaşayıp, dünyadan olmaması beklenir. Farklı olmalıdır. Halbuki çoğu zaman bu farklılıklar pek görülmez, çünkü imanımızı gündelik hayatımızda nasıl yaşamamız gerektiğine dair pek fikrimiz olmaz. Nancy Pearcey bu çelişkiyi kendi hayatında yaşamıştır ve bununla nasıl baş edileceğini Total Truth başlıklı kitabında işlemiştir.

Konular: Dünya Görüşü