Makaleler
Makaleler
Li-derkenar
Yazar Yaşar
Yazar olarak, son günlerde “Yazar için başarı nedir?” sorusunu düşünüyorum. Bu sorunun bazı yanıtlarına somut örneklerden yola çıkarak bakmak istiyorum.
Kaynak
Ruhunuzu Koruyarak Kilise Kurmak
Kilise kurarken dışarıdan zorluklarla karşılaşmayı genelde bekleriz. Bunlar karşısında doğru olmak için dua ederiz ya da ruhsal savaşın gerektirdiği başka davranışlar sergileriz. Fakat içsel hazırlıkları yapmıyorsak karşılaşacağımız zorluklar ruhsal hayatımıza yıkım getirebilir. Tim Morey yazdığı kitabında bir kilise kurucusunun karakterini ve bilgeliğini geliştirmesinin gerekli olduğunu anlatır. Onun yazdıkları, hizmet eden bizlere bir rehberdir.
Kitap, hizmetçinin on alanda kendine sorması gereken sorular şeklinde konuyu ele almaktadır.
Tarih
Hristiyanlar ve İlk Hastaneler
Modern Batı, antik Yunanistan ve Roma’ya çok şey borçludur, buna anayasal hukukun yapı taşları ve akademik kolların geleneksel kategorileri de dahildir. Bizim bilimsel terimler bile Grekçe ve Latinceden gelir. Ne var ki, modern Batı uygarlığına hastaneleri Grek Roma dünyası vermedi. Bu kurumlar ilk olarak İ.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun Yunan (doğu) yarısındaki Hristiyan kiliseleri tarafından örgütlenerek ortaya çıktılar.
Li-derkenar
İsa’ya benzer olmak için daha mı karamsar olalım?
Hayal ettiğimiz ilişkiler nasıl? Kardeşlerden neler bekleriz? Bir soru daha: İnsanlar ve ilişkiler neden bizi bu kadar sık hayal kırıklığına uğratır? Buna Hristiyanlar olarak tepkimiz ne olmalıdır? Bu makale bu düşünceleri irdeler.
Tarih
Tanrı’nın Benzerliği Fikrine Dönüş
Bir dönem hayal edin, yüksek öğrenim, gelir seviyesinde bir sıçrama tahtası olarak değil, karakter oluşturmak için amaçlanan bir dönemi hayal edin. Bir dönem hayal edin, üniversite öğrencileri –bugünlerde pek çok kişinin savunduğu– politik haklılık ve kimlik politikaları yerine gerçeğin peşinden gitsinler. Üniversite eğitimi idealimizin ortaya çıktığı Orta Çağ yılları işte böyle bir dönemdi.
Hizmet
İyi Bir Kutsal Kitap Öğretmeninin Yedi Özelliği
Kutsal Yazıları öğretmek ruhsal bir armağandır, ancak aynı zamanda bir beceridir. Bu, herkesin öğretmen olmaya çağrılmadığı anlamına gelir; ayrıca birinin armağanının olması, becerilerini geliştirmeye ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez. Öğretimin kalitesini etkileyen birkaç şey devreye girer: sesinizin tonu, ritmi ve hatta giyim tarzınız. Kutsal Yazıları öğretimin aşağıda anlatacaklarımdan daha da önemli yönleri vardır; örneğin Kutsal Kitap hakkında net bir anlayışa sahip olmak, konunuzu özenle incelemek ve en önemlisi metne sadık olmak gibi. Aşağıda ele alacağım her şeyi yaparsak, ancak öğrettiğimiz Kutsal Kitap metnini yanlış tanıtırsak, yalnızca insanları saptırmak konusunda daha iyi bir iş çıkarmış oluruz.
Hizmet
Anlatı Eleştirisiyle İlgili Bir Örnek
İsa’yı anlatan Müjde temalı öykülerin mesajını derinlemesine kavramaya gayretli olmalıyız, tabii ki. Ama o gayretle bazen İncil’in söz konusu kitabının içerdiği ayrıntılara kitabın kapsamlı mesajını gözden kaçıracak kadar takılabiliriz. Kutsal Kitap’tan değil, günlük hayattan bir örnek düşünelim. Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye” sözüyle bilinen fıkrasını daha iyi anlamak için İnternet’te üç ayrı versiyonunu buldum. Bunlar anlatı eleştirisinin Kutsal Kitap’taki metinlere nasıl uygulanabileceğine dair bir örnek sunmaktadır.
Kaynak
Tanrı’ya Yaraşır Tutumla Fikir Ayrılığı Yaşamak
Layton Talbert, Hristiyanlara anlaşmazlıklarla başa çıkma konusunda rehberlik eden bir dizi makale yazmıştır. Onun öğrettikleri, kilisede sağlıklı ilişkiler kurmamıza yardımcı olacak bir çerçeve sunar. Bu makalede, bazı açıklayıcı yorumlarla birlikte Talbert’in serisinden alıntılar yer almaktadır.
Kitap
Yuhanna 1’de Söz (Logos) Kavramı
Yeni Antlaşma’nın tarih boyunca sonu gelmeyen argümanlara neden olan pasajlarından biri Yuhanna 1:1-5’tir. Birçok araştırmacı için, Yuhanna’nın İsa’dan söz ettiği bellidir. Yuhanna O’nun kimliğini, kişiliğini ve Üçlübirlik’teki yerini açıklar. Bu tartışmaların ve teolojik anlaşmazlıkların merkezinde özellikle Yuhanna’nın söz (logos) kelimesini kullanması vardır. Yuhanna neden söz kelimesini kullanmıştı? Neye gönderme yapıyordu? Yuhanna’nın 1:1’de söz kelimesini kullanmasının kökeniyle ilgili bir tartışma vardır. Bazıları Yuhanna’nın Helenistik kullanıma, bazıları İbranice kullanıma gönderme yaptığını, bazıları da Yuhanna’nın niyetinin bu ikisini bir araya getirmek olduğunu öne sürerler. Yuhanna söz kelimesini Grekçe bağlamda mı, yoksa İbranice bağlamda mı kullandı? Yunan felsefesinde ya da Eski Antlaşma’da sözün (ya da sözle eşanlamlı kelimelerin) farklı anlamları vardı. Kanıtların ışığında, Yuhanna’nın, Tanrı’yı Üçlübirliğin Tanrısı ve İsa Mesih’i Üçlübirliğin bir üyesi olarak tanımlarken kendi bağlamını yarattığı öne sürülebilir.
Tarih
Tanrı’nın Sözü’nü Ezgiyle Okumak
Johann Sebastian Bach inanç beyanına göre Lüteryan’dı, kendi vardığı kanaatle de Lüteryan’dı, müzik icrasında da Lüteryan’dı. Leipzig’de kilise koro şefi olarak görevine başlamadan önce, Martin Luther’in teolojisinin en mühim noktalarının özetlendiği 1577 inanç bildirgesi Konkord Formülü’nü desteklediğini belirterek iki teolojik sınavdan geçmişti. Bach’ın ölümünden sonra oluşturulan kitap envanterinde Lüteryan teologların yazdığı büyük eserlerin yanı sıra, Luther’in çalışmalarından iki seri (biri Latince, biri Almanca) ve çeşitli yazılarından birkaç cilt de yer almaktaydı. Bach, sadece Luther’in teolojisinin özünü takip etmekle kalmayıp aynı zamanda Luther’in ilahi yazarı ve kilise müziğinin destekçisi olarak başardıklarını aktif olarak geliştirmek üzere Lüteryan geleneğe doğrudan sahip çıktı. Bach’ın biçtiği hasat, aslında bizzat Luther’in ektiği tohumdu.