Makaleler
Makaleler
Hizmet
Pastörlerin Etik Kodları
Türkiye Kilisesi’nin son yıllarda maalesef gelişimi yavaşlamıştır. Bunun kilisenin dışından ve içinden kaynaklanan çok çeşitli nedenleri vardır. Dış nedenlerin birçoğunu kilise direkt olarak değiştiremeyebilir ama iç nedenleri değiştirmek çoğunlukla kilisenin kendi elindedir. Kilisenin gelişmesini etkileyen en önemli iç nedenlerden ikisinin kilise yönetimi ve önderlerin nitelikleri olduğunu düşünüyorum. Kiliseler iyi önderlerle sağlıklı şekilde işler ve gelişir. Önder veya önderler yeterince iyi olmazsa en iyi sistem uygulansa bile kilisenin sağlığı ve gelişimi bozuk olacaktır. Bu nedenle bu makalenin esas amacı iyi önderlerin gerekliliğine dikkat çekmek için önderlerin nitelikleri konusunda pastörlerin etik kodlarını gündeme getirmektir.
Tarih
Aziz Augustinus’un İlahiyatı: Günah ve Kurtuluş Doktrinlerine Katkısı
Aziz Augustinus’un ilahiyatı hakkında yılda ortalama 400 civarında makale, kitap vb. yazı üretildiğini duymuş muydunuz? Bizlere o kadar yazı miras bırakmıştır ki belki de bu sayılar bizi şaşırtmamalıdır! Dahası, Batı Kilisesi tarihçilerinin üzerinde uzlaştığı en temel noktalardan biri Aziz Augustinus’un Batı’nın ilahiyatına yaptığı kayda değer katkıdır. Gerçekten de onun Katolik Kilisesi’nin ve reform sonrası Protestan topluluklarının görüşlerine etkisi öyle derindir ki farkında olalım veya olmayalım Kutsal Kitap’ı yorumlarken ve Hristiyan ilahiyatımızı yapılandırırken birçok savımızı o çok önceden belirtmiştir. İnanıyorum ki “sevgi” üzerine temellendirdiği ilahiyatını yeniden hatırlarken, bu dönemlerde öne sürülen birçok ilahiyat görüşünün izini onda göreceğiz.
Li-derkenar
Bizi Bekleyen Unutkanlık
Neden unuturuz? Hatırlayamadığımız için galiba! İnsan yaşlandıkça daha unutkan olması olağan sayılır. Bazen hatırlamak işimize gelmediği için unuturuz. Şimdiki dünyada ve gelecek dünyada unutkanlığın olumlu ve olumsuz etkilerini birazcık düşünelim.
Li-derkenar
Yazar Yaşar
Yazar olarak, son günlerde “Yazar için başarı nedir?” sorusunu düşünüyorum. Bu sorunun bazı yanıtlarına somut örneklerden yola çıkarak bakmak istiyorum.
Tarih
Hristiyanlar ve İlk Hastaneler
Modern Batı, antik Yunanistan ve Roma’ya çok şey borçludur, buna anayasal hukukun yapı taşları ve akademik kolların geleneksel kategorileri de dahildir. Bizim bilimsel terimler bile Grekçe ve Latinceden gelir. Ne var ki, modern Batı uygarlığına hastaneleri Grek Roma dünyası vermedi. Bu kurumlar ilk olarak İ.S. 4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun Yunan (doğu) yarısındaki Hristiyan kiliseleri tarafından örgütlenerek ortaya çıktılar.
Kaynak
Ruhunuzu Koruyarak Kilise Kurmak
Kilise kurarken dışarıdan zorluklarla karşılaşmayı genelde bekleriz. Bunlar karşısında doğru olmak için dua ederiz ya da ruhsal savaşın gerektirdiği başka davranışlar sergileriz. Fakat içsel hazırlıkları yapmıyorsak karşılaşacağımız zorluklar ruhsal hayatımıza yıkım getirebilir. Tim Morey yazdığı kitabında bir kilise kurucusunun karakterini ve bilgeliğini geliştirmesinin gerekli olduğunu anlatır. Onun yazdıkları, hizmet eden bizlere bir rehberdir.
Kitap, hizmetçinin on alanda kendine sorması gereken sorular şeklinde konuyu ele almaktadır.
Hizmet
Anlatı Eleştirisiyle İlgili Bir Örnek
İsa’yı anlatan Müjde temalı öykülerin mesajını derinlemesine kavramaya gayretli olmalıyız, tabii ki. Ama o gayretle bazen İncil’in söz konusu kitabının içerdiği ayrıntılara kitabın kapsamlı mesajını gözden kaçıracak kadar takılabiliriz. Kutsal Kitap’tan değil, günlük hayattan bir örnek düşünelim. Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye” sözüyle bilinen fıkrasını daha iyi anlamak için İnternet’te üç ayrı versiyonunu buldum. Bunlar anlatı eleştirisinin Kutsal Kitap’taki metinlere nasıl uygulanabileceğine dair bir örnek sunmaktadır.
Kitap
Yuhanna 1’de Söz (Logos) Kavramı
Yeni Antlaşma’nın tarih boyunca sonu gelmeyen argümanlara neden olan pasajlarından biri Yuhanna 1:1-5’tir. Birçok araştırmacı için, Yuhanna’nın İsa’dan söz ettiği bellidir. Yuhanna O’nun kimliğini, kişiliğini ve Üçlübirlik’teki yerini açıklar. Bu tartışmaların ve teolojik anlaşmazlıkların merkezinde özellikle Yuhanna’nın söz (logos) kelimesini kullanması vardır. Yuhanna neden söz kelimesini kullanmıştı? Neye gönderme yapıyordu? Yuhanna’nın 1:1’de söz kelimesini kullanmasının kökeniyle ilgili bir tartışma vardır. Bazıları Yuhanna’nın Helenistik kullanıma, bazıları İbranice kullanıma gönderme yaptığını, bazıları da Yuhanna’nın niyetinin bu ikisini bir araya getirmek olduğunu öne sürerler. Yuhanna söz kelimesini Grekçe bağlamda mı, yoksa İbranice bağlamda mı kullandı? Yunan felsefesinde ya da Eski Antlaşma’da sözün (ya da sözle eşanlamlı kelimelerin) farklı anlamları vardı. Kanıtların ışığında, Yuhanna’nın, Tanrı’yı Üçlübirliğin Tanrısı ve İsa Mesih’i Üçlübirliğin bir üyesi olarak tanımlarken kendi bağlamını yarattığı öne sürülebilir.
Tarih
Tanrı’nın Benzerliği Fikrine Dönüş
Bir dönem hayal edin, yüksek öğrenim, gelir seviyesinde bir sıçrama tahtası olarak değil, karakter oluşturmak için amaçlanan bir dönemi hayal edin. Bir dönem hayal edin, üniversite öğrencileri –bugünlerde pek çok kişinin savunduğu– politik haklılık ve kimlik politikaları yerine gerçeğin peşinden gitsinler. Üniversite eğitimi idealimizin ortaya çıktığı Orta Çağ yılları işte böyle bir dönemdi.
Li-derkenar
İsa’ya benzer olmak için daha mı karamsar olalım?
Hayal ettiğimiz ilişkiler nasıl? Kardeşlerden neler bekleriz? Bir soru daha: İnsanlar ve ilişkiler neden bizi bu kadar sık hayal kırıklığına uğratır? Buna Hristiyanlar olarak tepkimiz ne olmalıdır? Bu makale bu düşünceleri irdeler.