Ana içeriğe atla

Sitemiz işleyişi için sadece bu siteye ait çerez kullanmaktadır. Üçüncü parti çerez kesinlikle kullanılmamaktadır.
Daha bilgi edinin.

Makaleler

Makaleler

Kitap

Mezmurlar’ı Anlamak: Yapısı ve Anlamı

İnananlar çağlar boyunca Mezmurlar’ı okuyarak teselli buldular. Bu övgü ve ağıt ilahileri, Tanrı yolunda yürüyen kişinin ortak deneyimlerini yansıtır. “Tevrat ve peygamberlik kitaplarında, antlaşma geleneğinin tek sesi egemenken, Mezmurlar’da ve uygulamaya yönelik diğer kutsal yazılarda, Tanrı halkının özlemleri ve kaygıları egemendir.” Biz inananlar Mezmurlar yazarının ifade ettiği duygularla özdeşleştiğimiz için, Mezmurlar’ın mesajını keşfetme çabasına girmeden bu yazılardaki görüşleri kendi yaşamlarımıza uygulayarak bu yazıların dilini hemencecik kendimize uyarlamak eğilimindeyiz. Hâlbuki diğer tüm kutsal yazılarda olduğu gibi, Mezmurlar’ı da hayatlarımıza doğru bir şekilde uygulayabilmemiz için öncelikle anlamları yönünden inceleyip anlamamız gerekir. Mezmurun yapısını anlamak, içeriğini anlamamıza ve bunu daha açık şekilde uygulamamıza yardım edecektir.

Konular: Eski Antlaşma, Hristiyan İlahiyatı, Ruhsal Yaşam, Yorum Bilimi

Li-derkenar

Sevindirici Acı

Bazı durumlarda acı, sevince kavuşmak için, geçmemiz gereken bir geçit olur. Üç oğlum var, ellerinizden öperler. İlk bebeğimizi beklerken kendisi de anne olan bir hanım, “Unutma, doğum sancısı hayat veren acıdır” diyerek eşimi yüreklendirdi. Doğum sancısı insanın çekebileceği en şiddetli ağrıdır derler. Buna rağmen, insan soyu tükeneceğine çoğalıyor. Neden? Çünkü o yepyeni hayat doğunca, en korkunç ağrılar bile unutulur. Nitekim Rab İsa, “Kadın doğum yapacağı zaman ağrı çeker. Çünkü saati gelmiştir. Ama doğurunca, dünyaya bir çocuk getirmenin sevinciyle çektiği acıyı unutur” (Yu. 16:21) dediğinde bu benzetmeyi kendisi hakkında kullanıyordu. Kutsal Kitap’ın bu kavram hakkında daha neler yazdığın öğrenmek için devamını okuyun.

Konular: Dünya Görüşü, Ruhsal Yaşam

Düşünce

Dünyaya Nasıl Bakılır? Dünya Görüşlerine dair Karşılaştırmalı bir Çalışma

Baskın dünya görüşlerini anlamak için değerli birkaç kitaptan alıntı, grafik ve tablo.

Konular: Dünya Görüşü

Li-derkenar

Çoban Okur

Bir zamanlar Kültür Bakanlığı, halka kitap okuma alışkanlığını özendirmek için “İnsan okur” kampanyasını başlattı. Bu güzel ve çarpıcı slogan çok yerinde bir tespittir. Dil olayı insan türünün ayırıcı özelliklerinden biridir. Yani, Tanrı’nın yarattıkları arasında tek okur yazar biziz. Ama insan okur yazar olsa bile, okumayabilir. Ama Kilise’nin çobanlarının okuma gereksinimin niye hayati derecede olduğunu beraber bir düşünelim.

Konular: Dünya Görüşü, Kilise’de Hizmet, Ruhsal Yaşam

Kitap

Müşterek Lütuf: Nedir ve Neden Önemlidir?

Her gerçek imanlı lütuftan haberdardır. Çünkü bir kişi ancak lütufla –iman yoluyla– kurtulabilir; ya da daha açık bir deyimle, aklanabilir (Ef. 2:8). Üstelik kurtuluşumuzun şimdiki ve gelecekteki durumu da –sırasıyla kutsallaştırılmamız ve yüceltilmemiz– ancak ve ancak Tanrı lütfunun işleyişiyle gerçekleşebilir. Böylece lütuf, kurtuluşun her yönünü oluşturur ve sürdürür. Ne var ki, bazı imanlılar, özel (kurtaran) lütuf ile müşterek (genel) lütuf arasındaki farkı ya bilmiyor ya da tam anlamıyor. Bu kısa yazının amacı, dünya görüşümüzü belirleyen ve müjdelemeyi etkileyen müşterek (genel) lütuf öğretisini ve önemini incelemektir.

Konular: Hristiyan İlahiyatı, Ruhsal Yaşam

Tarih

Üçlük Öğretisi

Üçlük öğretisi, Hıristiyanlık inancının temellerinden biridir. Aynı zamanda anlaşılması ve başkalarına açıklanması da zor olan bir konudur. Üçlük öğretisini doğru biçimde formüle etme sorununda şu üç öğe vardır: 1. Tanrı'nın birliği, 2. Mesih'in Tanrılığı, 3. Kutsal Ruh'un kişiliği. Bu üç öğeden birini tanımamak, bizi, Kilise’nin başlangıç yıllarında ortaya çıkan sapkın öğretişlerden birine götürebilir. Üçlük öğretisine ilişkin çağdaş görüşlerin ve tartışmaların büyük oranda yararsız kaldığına dikkat çeken Macleod, Üçlük öğretisinin tarihçesinde önemli bir rol oynamış olan belli başlı tanrıbilimsel kavramalara bakarak  Üçlük’ü yeniden incelemektedir.

Konular: Hristiyan İlahiyatı, İnanç Savunması

Kaynak

Diyaloğa Dayalı Savunmaları Anlamak

Hristiyanlık hakkındaki her değerlendirme, önceden tasarlanmış bir gündemle ve somut kişilerce yapılır. Bu nedenle muhakememiz (akıl yürütme, yargılama) sağlam bir temele dayanmalı; ama aynı zamanda Tanrı Sözü’nü paylaştığımız bütün insanların, söylediklerimizi farklı yorumlayacağını da kabul etmeliyiz. Bu gerçeği nasıl kullanabilir nasıl üstesinden gelebiliriz?

Konular: İnanç Savunması, Ruhsal Yaşam

Hizmet

Kimiz ve Nereye Gidiyoruz?

Belirli bir gruba katılan herkes, belli bazı nedenlerle katılır. Nedenlerden biri, grubun izlediği yolu benimsemek ya da amacını paylaşmaktır. Eğer bir kilise topluluğu  varoluş nedenini, alınan kararların neden alındığını ve nereye gittiğini bilmezse, topluluğa katılacaklar da kim olduklarını, nereye gittiklerini bilmeyen kişiler olacaktır! Kilisenin görev alanını tanımlamak, vizyonunu ve değerlerini yazıya dökmek, zaman ve bilgelik alanında yapılan değerli bir yatırımdır.

Konular: Dünya Görüşü, Hristiyan İlahiyatı, Kilise’de Hizmet, Ruhsal Yaşam

Kitap

Elçilerin İşleri’nin Buyrukçu İçeriği Var Mıdır?

Bu soru yüzyıllarca tartışılan bir sorudur. Tartışmaya girenlerin hepsi tamamen objektif veya tarafsız değildir. Dolayısıyla tarihsel anlatım (İng. historical narrative) olan Elçilerin İşleri’nden alınan örnekler ile, kiliselerde uçlara kaçan çok düşünce ve uygulama vardır. Kilise liderliği, ruhsal armağanlar, müjdeleme yöntemleri, vaftiz, kilise disiplini ve bunun gibi birçok konuda kiliselerimizde değişik değişik anlayışlar vardır. Bunların bazıları kesinlikle dalalete düşmüştür. Biz de dalalete düşmemek için bu konuda aşırı dikkatli ve hikmetli olmamız gerekir. Çünkü dünyanın dört bucağındaki kiliselerin Rab Tanrı’nın isteğine göre gelişmelerini amaçlamaktayız. Bu bağlamda, bu yazıda yürüteceğim sav şöyle: Elçilerin İsleri’nin buyrukçu teolojik içeriği vardır, ancak bunu elde edebilmek için belirli ilkelere başvurmamız gerekmektedir.

Konular: Hristiyan İlahiyatı, Yeni Antlaşma, Yorum Bilimi

Li-derkenar

Li-derkenar: Farklı Olmanın Tadı

Haber programlarında önemli olaylar güvenilir bir biçimde aktarılarak yorumlanmalıdır. Ama seyirci eğlendirilmek isteyince haberler magazinleştirilir. Gerçek olaylar yeteri kadar heyecan verici olmayınca da “mankenlik” haberlere başvurulur. Seyirciler masalları gerçeğe tercih ederse haber programlarının yapımcıları ne yapsınlar? Seyirci velinimet değil midir? Fakat bu işin ilginç bir yanı var: Haberler magazinleştikçe reyting artar ama saygınlık düşer. Popüler olmak her zaman inanılır olmak anlamına gelmez. Medyadaki bu gelişmeler bizi hangi açıdan ilgilendirebilir? Öğrenmek için okumaya devam edin.

Konular: Ruhsal Yaşam